You Horny!

134 17 40
                                    

Hi guys I'm come back again!

Ehem bu bölüm daha çok gulecegiz gibime geliyu yani bu bölüm göz yaşı yok(kendime inanmıyorum bu konuda)

Yine de oldukça hoşuma giden bir bölüm, umarım severek okursunuz 💜💙
Bir kısımda tanrısala geçeceğim zaten anlarsınız o yüzden tanrısal bakış açısı yazmayacağım kısa sürecek zaten

Ve hayatımda ilk defa bunu yapacağım belki ama bir önceki bölüme çok az yorum gelmiş bu yüzden bu bölüm için 5 yorum istiyorum mümkünse haberiniz ola tabii istemezseniz yapmayın sorun degil

İyi okumalarr 💜🌼💜

0////////0

Hyunjin'den

Kapının açılma sesiyle olduğum yerden kalktım. Chan hyung da atıştırmalıkların sonuncularını orta sehpaya bırakıp olduğu yere çöktü direkt. Parke de oturmanın daha güzel olduğunu söyleyerek oraya oturacağını önceden belirtmişti. Ben de koltuğun sol köşesinde Felix'in kucağında oturma hayalleri kuruyordum tabii.

Kapıdan önce Changbin hyung girdi ve mutfağa ilerledi içecek poşetleriyle. Ardından Seungmin, Jeongin ve Felix girdi sırayla. Koşarak Felix'in boynuna atladım, o da gülerek kucağına aldı beni. Yanaklarına öpücükler bırakıp geri çekildim, çoktan koltuğa oturmuştu.

"İnsan önce bi' misafiri görür, sen ne biçim ev sahibisin böyle?"

Konuşan Jeongin'e gözlerimi kısarak baktım. Burayı ikinci evi olarak kullanıyor, söylediklerine bak. Göz devirmeden duramadım. En son göz devirmeden gözlerim çıkacak ama banane.

"Seni niye göreyim be, her gün şirkette dip dibeyiz. Göreceğim tek kişiler canım bir tanecik sevgilim ve minik bebişim Seungie."

Konuştuktan sonra önce Felix'in dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım, sonra da kucağından kalkıp bizi gülerek izleyen Seungmin'in yanına geçip sarıldım ona da. Biz sarılıken de Felix konuşmuştu.

"Kusura bakma ama burada bazen bizden bile çok kaldığın zaman var, nasıl misafir olmuş oluyorsun tanrı aşkına?"

"Doğruya doğru şimdi yalan yok."

Ellerini kaldırıp teslim olur gibi yaptığında hepimiz birlikte güldük. Ayağa kalkacağım sırada Seungmin'in saçlarını fark ettim. Öndeki perçemlerin araları sarı tutamlarla doluydu ve çok tatlı!

Onun bu sevimliliğinden dolayı kısa bir çığlık atıp kafasını ellerim arasına alarak konuştum.

"Seungie~ saçların çoook güzel olmuş! Ne zaman yaptın?"

"Şey... Dün yaptım. Gerçekten güzel olmuş mu?"

Merak ve heyecanla gözlerime bakıp cevap bekliyor benden. Bu çocuk neden bu kadar tatlı tanrım? En son ısıracağım götünü o olacak!

"Şaka mısın, çok tatlı olmuş!"

Sıkıca kollarımı etrafına dolayıp kendime çektim minik bedenini. Güzel saçlarını karıştırdım ve geri çekildim. Cidden de küçücük bir çocuktu bu, hareketlerim hoşuna gitmişti.

Bir anda geriye doğru çekildim ve daha ne olduğunu anlayamadan Chan hyung ağzıma birkaç cips tıkıştırdı. Ellerini çekip tekrar koltuğa yaslandı. Ben de can güvenliğimi daha fazla riske atmak istemediğim için direkt Felix'in kucağına oturdum. Ağzımdaki cipsleri çiğnemek çok zor ya o kadar çok doldurmuş ki!

WHAT İS LOVE? | Hyunlix / semelix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin