Respect To Those Who Deserve It

114 16 101
                                    

Baslikbulamyiorumhelpp

Ehem cümleten merhebaa yine bir bölümle karsinizdayim umarım severek okursunuz bu bölümü

İyi okumalarr💜🌼💜

0/////////0

Hyunjin'den

"Ne sikim arıyorsun burada! Hangi yüzle gelebiliyorsun hala karşımıza!"

Boş gözlerle baktığım adamdan bakışlarımı çekip yanımda elimi sıkıca tutan, sinirden boynundaki damarları patlayacakmış gibi duran sevgilime diktim. O, karşımızda Chan hyung ve Seungmin'in elinde çırpınırken umrumda bile değildi. Bu gün, zaten bitmiş olan bir şeyi kökünden bitirecek, bir daha da konusunu açmayacaktım.

"Sana gelmedim herhalde, sevgilimi görmeye geldim ben. Sen kimsin ki karışıyorsun buna?"

Alayla kaşlarımı kaldırıp ona doğru döndüm ve hafif bir sırıtışla baktım yüzüne. Hala rol yapıyor, ama ben ondan daha iyi bir oyunculuğa sahip olduğum için şimdi sıra bende. Hazır ol Seungkwan, karşında daha önce hiç görmediğin bir Hyunjin olacak çünkü.

Elimi yavaşça Felix'in elinden kurtardım, gizlice göz kırpıp ona doğru ilerlemeye başladım. Felix bana güveniyordu, bu yüzden bana gülümsedi ve kollarını birleştirerek izlemeye başladı hareketlerini.

Tabii o bunu yanlış anlayarak gülmeye başladı, sinir bozucu. Yüzüme sahte ama belli olmayan masum bir gülücük yayıp elimi ona doğru uzattım. Kolunu Seung'dan sertçe çekince Seungmin sendeledi. Buna her ne kadar sinir olsam da, birazdan bunun hıncını da çıkarırım.

Uzattığım elime doğru bir hamle yapınca ondan hızlı davranarak bileğini tuttum ve ay kemik ve radiyus arasındaki noktaya baskı uygulayarak kolunu ters çevirdim ve sırtına bastırdım. Hem bileğindeki baskı hem de kolundakı baskı nedeniyle acıyla inliyordu. Kurtulmaya çalıştıkça canı daha çok acıyordu, sağolun canım cinayet kitaplarım, bir gün işe yarayacağınızı biliyordum!

"Sence ben sana inanacak kadar aptal mıyım? Beni kendinle karıştırma Kwan, herşeyi biliyorum. Beni aldattığını, benimle oynadığını, herşeyi."

Tehditvâri konuşmama karşın hiçbir şekilde cevap veremiyordu, hâlâ ellerimin arasında çırpınıyordu. Bu beni güldürmekten başka bir şey yapmıyordu.

"Şu an senin yüzüne yumruk atmak istiyorum, ama olmuyor maalesef. Felix'imin bunu yapmasını isterdim ama onunda elleri acıyor."

Dudaklarımı büzerek masumca konuştum, tabi ne kadar masumdu orası tartışılır. Söylediklerimden derin bir nefes verdi. Hayır efendim, o kadar çabuk kurtulamazsın.

"Bu yüzden," tekrar konuşmaya başlamamla gözleri üzerimde gezindi.

"Chan hyung, sen yapar mısın, ya da Changbin hyung?"

Bu yaptığım çok adil bence, sizce?

Changbin hyung öyle bir sevinçle geldi ki onun önüne, Chan hyung buna gülmeden edemedi, bende tabii. Dıştan ne kadar Changbin hyung daha kaslı dursa bile Chan hyung daha güçlüydü. Bu yüzden biraz da olsa içim rahat çünkü eğer Chan hyung vursaydı adam iki gün bayılır kalırdı.

"DUR! Bunu yapmayacaksınız değil mi? Geçmişimize de mi saygın yok Hyun?"

Bu söylediği bozulan sinirlerimi daha da bozdu, gülmeme engel olamadım ve gür bir kahkaha attım. Cidden bu kendini ne sanıyordu?

"Saygı hak edene duyulur. Sen benim saygımı bile hak etmezken nasıl kararlarıma karışabilirsin ki? Basit bir orospudan başka bir şey değilsin!"

WHAT İS LOVE? | Hyunlix / semelix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin