Ertesi gün bir yandan arabamda Gülden Karaböcek-Gözüm Seni Görmesede çalıyordu. Bir yandanda kasım yağmurları arabamın camına vuruyordu. 10 yıl sonra ilk defa bu kadar güzeldi bu kasım yağmurları. Çünkü sevdiceğimin geldiğinin haberiydi.
"Hasretinle sürünsemde bin parçaya bölünsemde ,canım gitse gönül sende o benimdir diyeceğim" Diyordu Gülden Karaböcek . Ne güzel diyordu.
Ben güzel güzel müzik dinlerken çoktan şirkete varmıştım bile. Arabadan indiğimde Murat'ın arabası oradaydı. Murat'ı göreceğim için öyle mutluydum ki. Herhalde dünyanın en mutlu insanın mutluluğu, benim mutluluğumun yanında ufacık kalırdı. Şirkete hızlı adımlarla ilerledim. Murat hemen kapını girişindeydi. Allah'ım bana bu adama yaklaşmamak için sabır ver.Bu ne yakışıklılık ya. Diye geçirdim içimden. Sonra Murat arkasını döndü ve göz göze geldik. Ben karanlıklar iyi bilirim ama her Murat'ın gözüne baktığımda kayboluyorum. Murat bulunduğu yerden bana doğru yaklaştı."Hoşgeldin iş arkadaşım."dedi. İnsanın içini rahatlatan sesiyle."Hoşbuldum patronum" dedim kıkırdayarak. Oda kıkırdadı.
"AA patronum yok o kadar geçmişimiz var. Bende seni bekliyordum istersen gel beraber toplantı salonuna geçelim."
"Peki Murat Ağabey geçelim."
Kendi kendine birşeyler mırıldanarak
"Hazal biz seninle bu konuyu kaç kere konuştuk. Ben ağabey olacak kadar büyük değilim. Yani enazından... Neyse boşver hemen geçelim.""Yani enazından? Ama sen ağabeysin sen Zehra'nın ağabeyisin"
"Sen çok mu soru sormaya başladın. Ağabey yok o kadar."
Murat benim ona ağabey dememden hiç hoşlanmıyordu. Mahallede en yakın arkadaşım Zeynep oda benimle aynı yaştaydı. O Murat'a ağabey derdi ama Murat hiçbir şey demezdi. Bu benim daha da bir umutlanmamı sağlıyordu.
Toplantı salonuna girdiğimizde toplantı çoktan başlamıştı bile. Abdullah Bey konuşuyordu. Abdullah Bey şirketin en büyük ortaklarından biriydi.Eliyle Murat ile beni işaret ederek " Hoşgeldiniz."dedi Murat'ı kendi yanına çağırıp beni de masaya oturmam için işaret etti. Abdullah Bey hiç vakit kaybetmeden toplantıya kaldığı yerden devam etti.
"Evet öncelikle tanıştırayım yeni ortağımız Murat Gürbüz. Neden bu toplantıyı yaptığımı merak ediyorsunuz biliyorum. Çünkü yepyeni bir proje ile karşınızdayız. Bundan tam 1 ay önce Murat Bey beni aradı. Bir projesini bizlerle paylaştı. Bu proje 6 şubat depreminden beri dokunulmayan mahalleleri yeniden inşa etmek için düşünülmüş. Biliyorsunuz ki bir sürü canımızı kaybettik. Ama yaraları sarmalıyız. Kalanların umutlarını yeşertmeliyiz. Şimdi Murat Bey'i projesini anlatması için dinleyelim"dedi Abdullah Bey. Bu proje çok iyi bir projeydi. Murat boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
"Evet hepinize öncelikle merhabalar. Ben Murat Gürbüz. Bundan sonra hep beraber olacağız. Öncelikle biliyorsunuz ki bundan tam 10 yıl önce büyük bir afet yaşadık ve bir sürü insanımızı kaybettik. Neden kaybettik biliyormusunuz? İhmakarlık yüzünden. 'Aman ne olacak sanki bir kaç kat daha atarız,biraz malzemeden çalarız. Yeter ki cebimiz para dolsun' diyen insanlar yüzünden
bugün binlerce insan toprak altında . Şuan halen dokunulmamış mahalleler var. Kalanlar belki aynı şeyleri yaşayamazlar. Aynı çocukluğu, aynı sevinci,aynı mutluluğu... Ama onlara mahallelerini geri verebiliriz.Benim bir projem var. Tabii bunun üstüne 2 yıl boyunca çalıştım. Sağolsun Abdullah Bey beni kırmadı. Şimdi size bir dosya vericem . Onu şuan incelemenizi istiyorum."dedi.Murat biraz daha toplantıyla ilgili konuştuktan sonra toplantı
bitmişti. Ama ben toplantıdan sinirle kalkmıştım. Çünkü Aleyna yani iş arkadaşım sadece bundan sonra. Toplantı boyunca Murat'a öyle bakışlar atıyordu ki. Gözlerini oyacak kadar cilveli bakıyordu Murat'a. Ne haddineydi. Sakin olmak için kendimi çok zor tutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresizlik
Teen Fiction6 şubatta yaşananları ve 10 yıl sonraki hayali hayatı anlatan hikaye