Saat 20:45. Yavaş yavaş evden çıktık. Arabaya bindik.
Restorana vardık. Arabadan indik.
Ne görsem iyi....
Kıvançın arabasından Asel iniyor.. Tabii ben onu kabul etmedim, git başka kızlara. Ee bunun nişanlısı yok muydu? LAAANNNNNNN.
"Alo.. Siz kimsiniz? İsminiz Çilekmiş? Benim ismim Asel. Nişanlımın numarası sizde niye var? Ve niye konuşuyorsunuz? Bir daha yazma Kıvança!" dedi bir kız. Sesi çok tanıdıktı...
Nişanlısı Asel.... Puaahhaa. Of... Napim.
Yanlışlıkla göz göze geldik. Gözümû çekip restorana girdim.
Bizim masamızda ben, Buket, Nevra hanım, Nigar hanım, Mert bey, galiba Nevra hanımın kızı Kardelen, Kıvanç "bey"in ortağı Enver bey ve..... Galiba....... Kıvanç ve Asel de vardı...... Ben bittim... Ben sçtm... Hayatımın ta orta yerine...... AAAAAAA
~
Kıvançdan:
Ben ve Asel arabadan iniyorlardır.
"Kapıyı açmayacak mısın?" dedi Asel cilveli gülüşle.
"Hayır." dedim.
"Peki.. Õyle olsuun.." dedi Asel arabanın kapısını açarak
Çileki gördüm.. O kadar güzel gözüküyor ki.. Göz göze geldik.. Beni gördü.
Masamızda ben, Enver, Kardelen, Nevra hanım, Çilek, arkadaşı Buket, Nigar hanım, Mert, Asel vardı.
Acaba onunla ilk karşılaşmamız nasıl olacak.. Ben onu hep görüyordum, ona bakıyordum. Ama o beni görmezdi. Çünki patronu ben değilim. Annem... Yani Nevra hanım. Hiç kimse anne oğul olmamızı bilmiyor. Annem ve babam için ben bir hiçim. O yüzden benim kimliğimde anne ve babamın kim olduğu yazılmıyor. Bu sadece benim için geçerli. Annem kız kardeşlerimi seviyor. Ama babam hiç birimizi sevmiyor. Sadece annemi seviyor..
Restorana girdik
~
Çilekden:
Herkesle selamlaşıb masaya oturduk.
Kıvanç ve Asel de geldiler.
Yemek yeyib iş hakkında konuştuk. Kıvanç ve Asel tarafa bakmamak için kendimle dövüştüm resmen aga.
Saat 22:00. Yemeğimizi bitirib içki içmeye başladık.
Yemek boyu Mert ve Aselin birbirine bakışları gözümden kaçmadı değil.. Ee bu kadın Kıvançla nişanlı değil mi aga?.. Belki de sesi benziyor? Ne bilim aga. Neyse üf bananeee...
Saat 22:30. Bukete kalkalım diye işaret verdim..
"Biz kalkalım yavaş yavaş." dedim kalkarak.
"Aaa. Kalsaydınız bir az daha." dedi Nevra hanım.
"Yok ya gidelim, geç oldu." dedim gülerek.
"Ah, peki. Nasıl isterseniz." dedi Nevra hanım.
"Güle güle, görüşürüz." dedim.
"Görüşürüz şekerimm." dedi Nevra hanım.
Çıktık.
"Kanka durr yaa. Tokamı unuttum. Alıb geleyim." dedim.
"Tamam." dedi Buket.
İçeri girerken biriyle çarpıştım...