Saat 06:30. Uyandım. Niye bu kadar erken??? Bilmiyore.
Böyle bir kombin yaptım.
İşlerimi yapıp saat 08:00 a kadar bekledim.
Saat 08:00. Evden çıktım.
Yine ve yineeeee. Kurtbakışlıımm. Hayır.. Yanlış oldu.. Kurtbakışlıımm. Olucaktı. Ehe.
Arabasına yaslanmış bana gülümsüyordu. Yanına gitdim.
Bir de ne demesin?? NE DESİN?
"Selam çıtırrrrr götüreyim mi seni gittiğin yere ÇITIRĞRĞRĞĞĞRĞ?" demez miii? Resmen karizması yerle bir oldu...
Demez. Başka sorusu olan var mı? Yok. Ben de öyle düşünmüştüm.
Demedi tabiki de öyle birşey hahaha.
"Ne işin var burda yine?" dedim.
"Sana da günaydın, ceylan gözlüm." dedi Alper. Arabanın kapısını açtı. "Geç otur."
"Günaydın." deyib göz devirdim, arabaya bindim. Ama yine de gülümsedim... O görmedi tabiki de.
Yol boyu sustuk. Konuşsana be adam!
"Araba sürerken konuşmayı sevmiyorsun galiba?" dedim.
"Evet." dedi Alper. Lan. Ben sallamışdım.
"Hmm." dedim.
İşyerine vardık.
Saat 09:30. Hepimizin ortak grupu vardı. Ora mesaj geldi.
000000000: BU GÜN AKŞAM SAAT 19:00-DA "GREATY" ADLI RESTORANDA BALO VAR. HEPİNİZİ BEKLİYORUZ.
Ha? Gidiyim mi?... Giderim ya.
Saat 17:00. İşden çıktık.
"Çilek." dedi Alper.
"Efendim." dedim.
"Gelicek misin? Baloya?" dedi Alper.
"Bilmem. Herhalde gelirim. Sen?" dedim.
"Ben de bilmem. Partnerim herhalde gelir." dedi göz kırparak.
Güldüm.
"Tamam o zaman. İyi eğlenceler partnerinizle size." dedim.
Güldü.
Birden yürürken adamın biri bana çarptı.
"Önüne bak be karı!" dedi.
"Asıl sen önüne bak!" dedim.
"Hop hop." dedi Alper karşıma geçerek. "Karı marı. Noluyo lan? Konuşmana dikkat et! Ayrıca kız önüne bakıyordu. Önüne bakmayan sensin!"
"Alper, sakin ol." dedim.
"İstediğim gibi konuşurum lan! Size ne?" dedi yine o adam.
Alper birden adama yumruk çaktı.
Elimle ağzımı kapatıb şaşırdım.
"Sarhoş halde böyle rahat rahat gezemezsin. İnsanlarla da nasıl konuşacağını öğren!" dedi Alper. "İyi misin sen?" dedi bana doğru.
Bir az karşılara gittik. Arabasının yanına.
"Ayı! Sağ ol ama bunu ben de yapa bilirdim. Senin yardımına ihtiyacım yok!" dedim.
"Sen de sağ ol Çilek." dedi Alper öfleyerek. "Bin arabaya evine götüreyim seni." Selam çıtırrrrr götüreyim mi seni gittiğin yere ÇITIRĞRĞRĞĞĞRĞ?
"Sana muhtaç değilim ben! Kendim de gidebilirim! Baloya da gelmiyorum!" dedim.
Taksi çağırıb bindim. Resmen kavga etmeye bahane arıyordum.....
Saat 18:00.
O baloya gidicem tabiki de...
Bu kombini yaptım.
Birden telefonuma bildirim geldi.
Asenaa🌝: Hello aşkoo
Asenaa🌝: Gelicen dimi baloya??Ben: Helloo
~Gelicen dimi baloya??~
Ben: Evett gelcemmAsenaa🌝: Kapıdayım.
Pencereden baktım. Çüş! Siz Karayel kardeşlerin hızı şaka mı?
Çantamı alıp aşağıya indim.
Böyle bir kombin yapmıştı. (saçı sarı)
"Helloo aşkmm. Çok güzelsiiinnn." dedi Asena.
"Hellooo. Teşekkürlerrr. Sen de çok güzelsiinnn." dedim gülerek.
Arabaya bindik.
Saat 19:00. Restorana vardık.
Saat 20:00. Yürürken karşıma Alper çıktı.
"Çilek. Konuşalım mı?" dedi Alper.
"Sana "ayı" dediğim için üzgünüm. Özür dilerim. Tamam yeter bu kadar konuşma." dedim.
Giderken kolumdan tuttu. Beni kendi çekdi.
"Benden niye kurtulmaya çalışıyorsun?" dedi Alper yüzüme düşmüş saçımı arkaya atarak.
"Hayır. Öyle bir şey yok." dedim.
"Bence var ama." dedi Alper. Çok yakınız.
"Sen kafanda kuruyorsun. Sen bil neden senden kurtulmaya çalışıyorum." dedim.
Birden dudakları dudaklarıma kapandı. Noluyo laann???
Çekilib tokat atdım.
"Biz seninle sahte sevgili ve patron-işçiden başka bir şey değiliz. Araya mesafe koymalıyız." dedim. "Bana "Çilek" demesen sevinirim. "Feride" de. Ben de sana "Kıvanç" derim."
Olduğum yerden uzaklaştım.
Alperden:
Ne Feridesi? Ne Kıvançı? Onlar kim lan? Niye böyle dedi şimdi? Benimle kavga etmeye yer arıyor resmen! Çıldıracağım!
İçki yerine gelib viski aldım. İçmeye başladım.
Birden Çileği yani Ferideyi gördüm. Hayır Çilek... Feride... İçki içiyordu.