Alper.. Yiğit, kahraman manasına geliyor. Güzel ismi var. Çok güzel.
Kıvanç.. Gurur, onur, başarı manasına geliyor. Cidden güzel ismi var..
Çilek.. Hahaha. Kırmızı çilli bir meyve.
Feride.. Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün manasına geliyor. Aslında Alperin bana Feride demesi daha hoşuma gidiyor. Hep "Feride" desin..
Alperle sevgiliyiz..
Ben: Kanka.
Ben: Kanka..
Ben: Kanka ben..
Ben: Ben..
Ben: Kanka.
Ben: Kanka ben..
Ben: Kanka ben bir şey yaptım.
~saat 03:00~
Flashback
Saat 23:30.
Alperle deniz kenarındaki oturma yerine gelmiştik.
Oturub bir az sessiz kaldık.
Birden ikimiz de;
"Ee nasıls-"
"Bana kendinden bahs-"
dedik.
Hahaha.
Gülmüştüm. Alper de.. Gülmüştü. O gülünce kendimi onun yanında rahat hissediyordum..
"Iyiyim. Sen nasılsın?" dedim.
"Iyiyim. Çok iyiyim. Sağ ol." dedi Alper gülerek. Çok tatlı gülüyordu.. Gülünce gözleri kısılıyordu..
"Iyi oll.." dedim. "Şimdi bana kendinden bahset."
"Soru sor, cevaplayayım." dedi Alper.
Oha. Bunu bana söylüyordu. Çok şaşırmıştım.. Çünki konuşkan biri olmadığını biliyordum. Ve ben çok soru soran birisiyim. Çok soru sorarsam çok konuşur o da.. Waoo..
Güldüm.
"Çok soru sorarım ben. Merak ederim. Sıkılmaz mısın?" dedim.
"Sor. Cevaplarım. Sıkılmam." dedi Alper.
Aklıma Alperi red etdiğim aklıma geldi.. Ona rağmen bana iyi davranıyordu..
Ama ben de aşık olunca aptal birine dönüşeceğimden korkuyordum.. Amaa.. Aşık olmuştum..
" "Özür dilerim" desem bir şey deyişmeyecek ama.. Özür dilerim. Sana kötü davrandım." dedim.
Alper güldü.
Gülmesene be adam! Eriyorum..
"Önemi yok." dedi. "Sana bir soru sorucağım. Sormuştum bir kere.. Ama cevap vermemiştin.."
"Dinliyorum." dedim.
"O içtiğin gece. Söyledin ya. "Seninle kavga etmemde senin hatan yok. Benim hatam. Ama bunu sarhoş olsam bile söyleyemem.". Ne demekti? Ne hatan?" dedi.
Bir az sessiz kaldım.
"Aşık olmaktan korkuyordum. Aşık olmak aptallıktı benim için.." dedim.
