•Final•

2.8K 113 4
                                    

  Asena Kösedağ'dan:

  Bütün silahlar yine beni gösteriyordu. Hayır yani korkçağımı falan mı bekliyorlar. Bok yoluna kadar yolları var. Yani kısacası rüyada bile göremezler.

Düşündümde Maho'yu şimdi öldürmiyim. Götüriyim kendi depoma. Eşek sudan geçene kadar işkence yapıyım. O bombaya basan ellerini kırıyım. Sonra onu yakıyım. Bence çok iyi fikir. Daha beterlerinide yapıcam.

Ay psikopat. Ben bunun iç sesi olamam. Allah'ım sen beni koru.

İç sesime birşey demeden bilgisayara baktım.

"Mardin Göbekli tepe saat üç yolunda en aşağıda depo. Hemen bir tim yollayın. Çok bile bekledim."dedim.

İtler şaşırdı. Çünkü onların nerede olacağını bilmediklerimi sanıyordu. Halbuki dağları elimin avucu gibi biliyordum.

Mayoyla masaya gittim ve yere eğildim. Bir tane tüfek aldım. Evet tüfek. Çünkü burda başka silah yok.

Mermiye baktığımda otuz mermi vardı. Yeterde artardı. Çünkü Maho bana işkence edince çoğunu çıkarmıştı. Ve şuan ya 14 ya da 15 it falan vardı.

Bilgisayara tekrar döndüm ve konuştum. "Kadınlar gözlerini kapatsın."dedim. Kapatmak istemeseler de yanındaki biyolar ve Selim kapatmıştı.

Bende itleri öldürmeye başladım. 13 ölmüştü. Sadece bir kişi vardı. Öldürmeden önce konuştum. Ama benle beraber bir silah sesi daha geldi. "Hadi sende arkadaşlarının yanına."dedim. Onu beyninden vurmuştum ama bir silah sesi daha vardı.

Vücuduma baktığımda sağ elimin avcuna vurmuştu. Allah'tan solaktım. Birazdan toplanabilceklerini bildiğim için Maho'yu bağladım ve masaya gidip bomba aldım.

Bilgisayarın yanına gittim. Albay babamın gözleri hala doluydu. Onu umursamadan konuştum. Sonuçta bu halde olmamın sebebi o. Eğer söyleseydi böyle şeyler yaşanmadan önceden hallederdik.

"Time gerek yok. Belliki çağırmamışsınız zaten. Helikopter gönderseniz yeter."dedi ve armaları sonlandırdım.

Bombaları yerleştirmiş ilerliyordum. Mahoyuda yanıma almıştım. Ona yapacağım işkenceleri düşündükçe heyecanlanıyordum. O kolay kolay ölmeyecekti. Benim timimi öldürmek ne demekmiş bilecek.

Neden şuan bir timde değilsin diyorlar. Çünkü ben kardeşlerime söz verdim. Onlardan başka tim komutanım olmayacağıma söz verdim. Albay ne kadar zorlasa da istemedim. Tim şehid olduktan sonra hep tek tabanca olarak çalıştım.

Şuan helikopter gelmişti. Hemen bindim ve ardımdan Maho'yu yere fırlatarak bir yere oturdum. Maho atmakla uyanmıştı. Bombalardan uzaklaştığımızda elimdeki düğmeye bastım. Arkadan ses geldi. Maho bana şokla bakıyordu.

Helikopter 10 metre yükseklikte durdurdum ve Maho'nun yanına gittim. Ensesinden tutarak kaldırdım. Merakla ne yapacağımı izliyordu. Hiç beklemediği anda onu aşağı fırlattım.

Helikopterden inmiştim. Albayın karşısına geçerek tekmil verdim. Albay rahat diyince rahata geçtim.

"Asker, revire git gel. Odamda seni bekliyorum."dedi. "Emredersiniz komutanım!"dedim ve revire gittim.

Kısa bir duş aldım ve üniformamı giydim. Şuan albayın odasının önünde durmuştum. Albay postası yoktu. Kapıyı çaldım. Albay gür sesiyle 'Gir' diyince girdim ve tekmil verdim.

Albay beni süzüyordu. Heralde benim iyi olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu.

Anlayamayınca homurdayışını duydum. "Hayır yani bir mimik kullansan ne olucak."demişti.

DİŞİ KURT/Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin