"Aşk olsun Apocuğum"son kez Alara'yı öpüp Selin ablaya verdim. Selin ablanın kucağına gider gitmez nazlanmaya başlamıştı.
Dün akşam Selin ablayı alır almaz hemen Abdulkerimm'in evine geçmiştik. Tüm gece Alara ile oynadığım için zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Geç olunca da Abdulkerim beni bırakmamış kalmam için çok ısrar etmişti. Öğle antreman olduğu için eve gitmem lazımdı.
"Ben bırakayım seni, içim böyle rahat değil"
"Olmaz,saat çoktan 10 oldu. Bu yüzden git kahvaltı yap."
"Dikkatli git"
"Floryada görüşürüz"
"Bay"ayakabımı giyip duş kapıya çıktım. Yarım saat önce aradığım taksi gelmiş beni bekliyordu. Hızlı adımlarla taksiye gidip bindim. Beni bırakması gereken yeri söyleyip telefonumu açtım.
"Sen Kerem Aktürkoğlusun" şoförün konuşması ile bakışlarımı telefondan çekip tedirgince ona baktım.
"Evet öyleyim"
"Çok iyi oynuyorsun dostum. Keşke bizim takımda olsaydın. Seni galatasaray taraftarlarından daha çok severdim"
"Teşekkür ederim abi ama bence taraftarlar beni seviyor. Sadece belli etmiyor" gülerek elimi saçlarıma atıp karıştırdım.
"Ne sevgi ama"dikiz aynasından gözlerini devirdiğini görmüştüm. Rakip taraftarın hiç beni seveceğini düşünmemiştim.
"Fenere gel, onlar seni hakketmiyor"
"Abi çok isterim ama galatasaray benim çocukluk aşkım"
"Kapımız her zaman sana açık Aktürkoğlu"taksi durunca şaşkınca dışarı baktım. Kaşla göz arası hemen beni getirmişti.
"Teşekkür ederim abim,tutar ne kadar?"
"Ne tutarı bendensin"
"Saçmalama abi, beni mahçup etme"Ne kadar olduğuna bakmayıp bir kaç ikiyüzlük abiye verdim.
"Bu kadar tutmamıştı."
"Beni çok mutlu ettin bugün. Bu yüzden gönlümden sana fazla vermek istedim"
"Teşekkür ederim güzel kalpli çocuk"
"Kolay gelsin abi" taksiden inip kapıyı kapattım. Hemen eve doğru yürümeye başladım. Bahçede duran arabaya baktım şaşkınlıkla. Bahçemde ne işi vardı.
Herhalde birinin diyip yanından geçecektim ki arabanın kapısı açıldı. İcardi'yi görmemle kaşlarım havalandı. Bu adam hergün araba mı değiştiriyor.
"Burada ne işin var?"
"Kahvaltı?"söylediği ile sesimi çıkarmayıp içeri yürüdüm. Cidden hala tek derdi o muydu?
Saksının altına koyduğum anahtarı alıp kapıyı açtım.
"Ya biri anahtarı alıp içeri girseydi? Çok basit bir yere saklamışsın"
"Sen bulamadığına göre kimse bulmaz"
"Bulmuştum ama içeri girmek istemedim"ona cevap vermeden içeri geçtim.
"Bak geçen sever buraya geldiğinde haber olmuş-"
"Dikkat ettim dün gelirken"
"Ne dün mü?"
"Neyse ne yiyeceğiz?"
"3 saate antremanım var. Başka zaman"
"Olur sen git hazırlan ben bişeyler hazırlarım"söylediğine göz devirip odama geçtim. Bu adam ona çekildiğimi göremiyor mu. Ne yapmaya çalışıyor. Kapıyı kapatım inip kalkan göğsüme bir yumruk geçirdim. Tek bir sözüne bu kadar heycanlanmamalıyım.
Antreman kıyafetlerimi çıkarıp banyoya girdim. 10 dakikalık bir duştan sonra kırmızı Galatasaray logolu t-şörtü, altına gri Galatasaray logolu şortu giydikten sonra bir kaç fıs parfüm sıkıp odadan dışarı çıktım.
"Çok şık olmuşsun"
"Ha"sağımda duran bedenin konuşması ile irkildim. Ona sorgularcasına bakarken boğazını temizleyip konuştu.
"Seni çağırmaya geldim"kafamı sallayıp ikimiz birlikte mutfağa geçtik. Karşı sandalyeye oturup bir zeytin attı ağzına.
"Dün"konuşması ile kafamı tabaktan kaldırdım. Çatılmış kaşları ile saate bakıyordu.
"Dün neredeydin?"
"Seni ilgilendirmiyor"
"Sadece nerede olduğunu söyleyemez misin? Neden bu kadar zorluyorsun"söyledikleri ile bakışlarımı mavi gözlerine çevirdim.
"Arkadaşımda kaldım, rahatladı mı için"
"Sadece arkadaşın mı?"
"Senin amacın ne?"ne ben ne o gözlerini çekiyordu. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum.
"Hiçbir şey sadece"
"Sadece ne ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Sadece çok yakındınız"
"Homofobik misin?"
"Hayır hayır yan-"
"Ee o zaman"
"Öyle işte"gözlerini kaçırması ile derin bir nefes verdim.
"Bir daha görüşmesek daha iyi. Bu şekide görüşmemiz iki klüp için iyi olmaz"
"Umrumda değil"
"Kafamı karıştırıyorsun"
"Kerem-"telefonu çalması ile alayla güldüm.
"Eşin arıyor,Seni merak etmiş ol-"telefonu meşgüle vermesi ile sözümü yarıda kestim.
"Onu sevmiyorum,baba-"
"Bana açıklama yapmana gerek yok İcardi"
"Hayır var sana değer veriyorum görmüyor musun?"
"Ne-"
"Babam ölecek, bu yüzden evliliğimi görmek istiyor. Bu yüzden anlaşmalı bir evlilik olacak"
"İyi, ben ne diyebilirim ki"
"Bişey demen için söylemedim. Sadece benden uzaklaşma yeter"yanaklarımın yanması ile bakışlarımı kahvaltı tabağına indirdim. Bu çocuk neden bu kadar açık sözlü. O kadını sevmiyor. Değişen bir şey yok yine de evlenecek.
"Gi-itmem lazım. A-antreman"kısıkça gülmesi ile bakışlarım gülümsemesine kaydı.
"Tamam git hadi"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keşke gitmeseydin be Boey. Khön ile iyi bir ikili olurdunuz.
