Büyük gün çoktan kapıyı çalmıştı. Bugün Fenerbahçe ile derbimiz vardı. Tabii ki de kazanmak için çıkacağız ama şu bir kaç maç moralimi oldukça bozmuştu.
Barışın çağırması ile maç öncesi ısınmak için sahaya çıktık.Fenerbahçe oyuncuları çoktan ısınmaya çıkmış top çalışması yapıyorlardı. Bizde hemen ısınma hareketleri yapmaya başladık. Ayakları ısındırırken kendi aramızda da konuşuyorduk. Ben konuşmuyordum o ayrı mesele.
"Sikcem oğlum belasını beklesin o"
"Olmaz Yunus anca beraber kanca beraber"
"Saha da herhangi bir şey yaparsan benimle konuşayım deme"Nelsson hisseder gibi Barış'a çemkirircem onların bu haline güldüm. Barış bugün bir aksilik çıkarmazdı. Her ne kadar çok atışsalarda Nelsson'u çok seviyor. Somurtarak bizden uzaklaştığını gördüğümde sesli bir kahkaha attım.
Üstümde hissettiğim bir çift göz ile bakışlarımı o tarafa çevirdim. Yanılmamıştım İcardi pür dikkat bana bakıyordu. Karşı taraftan ayağıma vurulan topla bakışlarımı oraya çevirdim.
"Sizi yenediğimizde de bakalım yine böyle gülecek misin Kerem bey"Ferdi kadıoğlu. Milli takımda birlikte olduğumuz için ister istemez arkadaş olmuştu. Tam bende cevap verecekken Abdulkerim girdi araya.
"Asıl biz yenince bak bu şekilde konuşacak mısın?"Abdulkerim daha bu sene milli takıma çağrıldığı için espiri yaptığını anlamamış sinirli bir şekilde gözlerini Ferdiye dikmişti.
Ferdi ise onu çok iyi tanıyordu bir kaç kere alaysı bir şekilde ona ayarlamamı söylüyordu hatta. Abdülkerimin kolundan tutup çektim.
"Apoo o milli takımdan. Tanışıyouz iyi çocuktur."
"Pek öyle gözükmüyor. Baksana sırıtışa. Vuracam ağzının ortasına" sinirli gözlerini bir bana bir ona değdirerek konuştu.
"Benim elim toplamıyor çilek bende vururum ki sana" Ferdi bozuk türkçesi ile konuşunca söylediği kelimeye küçük bir hahkaha attım. Milli takımda da böyle. Kelimeleri tam çevirmese bile mutlaka konuşup gergin ortaömu dağıtırdı. Yumuşayan Abdulkerim gibi.
"He he vurursun" Abdulkerim arkasını dönüp gülerek uzaklaştı.
"Başarılar çilek çocuk"
"Sanada başarılar sarı fırtına"elini sıkıp antremana devam ettim bende.Fenerbahçe taraftarı büyük bir çoşku ile tezahürat yapıyordu. Tabii Ultraslan daha iyi de neysee.
Saat yediye gelince yetkililer hazırlanmamızı söyledi. Bugün büyük gün ya İstanbul sarı-kırmızı ya da sarı-lacivert olacaktı. İki takımda kazanmak istiyor. İstiklal marşını okuduktan sonra çember olup muslerayı dinledik. Bir kaç sözden sonra herkes mevkisine geçti.
Maça başlamamız ile topa yaklaştım. Atak için kanat oyuncular çok önemliydi.
Dayı'yı iki kişi aynı anda sıkıştırıp topu kaptırınca o tarafa koşu yaptım. Fred'in ayağında ki topa kayarak müdahale yapıp taca çıkardım. Ferdi elinde ki topla takıp arkadaşını ararken bende Tadic'in önünü kapatıyordum. Tadic'in topu alıp hücuma çıkması ile bende koşumu o tarafa yaptım. Topu İcardiye atmıştı. İcardi ayağında ki topu doğru kaleye yollamış ama Muslera topu kurtarmıştı. Daha ilk dakikadan atak yemiştik. Kenardan bana bağıran Okan hoca ile birlikte ona ok işareti yaptım.
Bu onların son atağı olmalıydı.
•••
Son atak olmamıştı. İlk yarıyı 2-0 önde bitirmişlerdi. Ve o iki golde Onundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hello babby*
Fanfictionİcardi ve Kerem farklı takımlarda aşkı bulmuş iki genç. Fenerbahçeli İcardi, Galatasaraylı Kerem. "Yine ben kazandım" "kes sesini"