bu son

345 24 6
                                    


Nelsson'dan

İcardi Kerem'i sürükleyip götürmesi ile Ferdinin yanına gittim. Abdülkerim de yanımıza gelip suratını bana çevirdi.

"Hanginizin planıydı bu?"sinirli bakışları ben ve Ferdi arasında gidip gelirken söylendi.

"Bu da soru mu apocum kesin Ferdi'dir"

"Nelsson'u biraz tanıyorsam onun planıdır"Abdülkerimin konuşması ile sinirle ona baktım. Niye kimse Kerem demiyor!

"Demek ki tanıyamamışsım beni!" Bakışlarımı ondan çekip Ferdiye döndüm. Keyifle arkasına yaslanmış sırıtarak bize bakıyordu. Az önce sinirden kızarmış çocuk şuan keyfi yerindeydi.

"Keyfin yerinde olduğuna göre iyiymişsin(!)"ona imayla bakıp tek kaşımı kaldırdım.

"İyiyim sarı kafa sen nasılsın?"

"Mal mal konuşma gel seni götüreyim eve"arabadan kalkıp yanıma gelecekken Abdülkerim onu durdurmuştu.

"Sen git Nelsson, ben bırakacağım onu. Bana bir teşekkür birde özür borcu var da"dudağını gösterip imayla baktı Ferdiye.Ferdi kollarını çiçek yapıp kaşlarını çattı.

"Ben mi sana git dayak ye dedim ala ala"Bu çocuk onu sinir etmekten baya bir keyif alıyordu, başka açıklaması olamaz bunun. Abdülkerim kaşlarını çatmış sinirle ona döndü tam konuşacakken Barış araya girdi.

"Neyse kavganıza doyum olmuyor biz Nelsson ile kaçtık" bileğimden tutması ile sıkıntıyla ona döndüm. Her seferinde bunu yapıyordu. Beni umutlandırıp arkadaş olduğumuzu söyleyip duruyordu. Beni arkasından çekmesi ile sinirle ellerimi kurtardım ondan.

"Ne münasebet. Seninle bir yere gelmiyorum"

"Ne"şaşkın gözleri suratıma çıkınca suratına gülmek istesem de ciddiyetimi bozmadım. Her ne kadar masum dursa da o bir şerefsizdi.

"Saçmalama Nelsson,yürü hadi"Ferdi'ye baktığımda Abdülkerimin arabasına çoktan bindiğini görünce arabama yürüdüm.

"Şuan trip mi yiyiyorum"

"Arkadaşlar birbirine trip atmazlar Barış. Yani hayır"

"Oh güzel o zaman"yanıma gelip arabaya yürüdük. Bana bakıp durduğunu bildiğim halde hiç bir şekilde ona gözlerimi çevirmedim. Tek kolu omzumun üstüne atınca şaşkınlıkla ona baktım.Bunlar bana karşı yaptığı şeyler değildi

"Eee bu kimin fikriydi"kolunu indirip ona döndüm. Sıkıntıyla nefes verip mırıldandım.

"Kerem"gözleri fal taşı gibi açılıp konuşmaya başladı.

"Oha senden bile şüphe ederdim de Kerem asla. O bu tür yerleri ne bilir ne sever, hatta bir ara onu getirrince az daha anamı-"

"Tamam sus. Küfür etme!"

"Neyse olan oldu"tam şoför koltuğuna oturacakken beni durdurup kendi bindi.

"Sarhoşsun biraz ben sürecem"gözlerimi devirip hemen yan koltuğa oturdum. Sarhoş olduğumdan değilde şuan fazla üşengeç olduğum için sürmesine izin veriyordum.Arabaya bindikten sonra telefonundan "göt lalesi"diye bir numarayı aramıştı. Ne değişik isim diye mırıldandım. Acaba hangi sevgilisiydi bu.

Bir kaç çalıştan sonra arama açılımca Keremin sinirli sesi kuşlağıma geldi. Kerem olduğu için biraz rahatlamamış değildim.Bu çocuk Kerem'i nasıl kaydetmişti Allah aşkına!

"Ne var lan!ne ne istiyorsun"

"Olum merak ettim seni. Merak eden de kabahat!"

"Kes sesini"türkçe konuştukları için hiç bir şey anlamasam da baya hararetli bir şekilde konuşuyorlardı.

hello babby*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin