42-

2.2K 144 38
                                    

Aslında bu bölüm zaman atlamalı olacaktı ama diğer bölüm çok ucu açık kalınca ertesi günden mini bi normal bölüm daha yazmak istedim.

Uzun bir bölüm olmayacak.

Ve birde sormak istediğim bir konu var.
Ben texting olunca günde 2 bölüm atmaya çalışıyorum.
Düz bölüm yazdığımda da bir gün atlamamak  ve sözümde durmak için hızlı aynı zamanda kısa , çok genel geçer yazıyorum.

Bu durum benimde hoşuma gitmiyordu. Ama bu hikayeye texting gözüyle baktığım için gözardı etmeye çalışıyordum. 1-2 okuyucumda bu konuyla ilgili yazınca sormak istedim.

Düz bölüm yazmada son bir kaç ayda zorlanıyorum bu bir gerçek. Ama derseniz ki, düz bölüm olduğunda detaylı olsun bir gün bölüm gelmesede olur, o zaman daha çok dikkat etmeye çalışırım.

Ama dediğim gibi son zamanlarda zorlandığım için diğer hikayelerim gibi zaten olamaz ama en azından biraz daha özenebilirim🫶🏻

Karar sizin 🧸

"Geldim ya patlama!" susmak bilmeden çalan kapıya bağıra bağıra gittiğimde öyle bir hırsla açtım ki, aynı hırsla geri kapatmak istedim.

"Haşin kızım benim gerginliğini atamamış daha." Arda kapının kenarına omuzunu yaslamış elinde bir buket çiçekle bana bakıyordu.

"Arda?"

"Fıstığım?"

"Ay pardon geç içeri ben beklemiyodum ya bir an şaşırdım.Hoş geldin." Kapıyı iyice aralayıp kenara çekildim. Gülerek içeri geçtiğinde enerjisi baya yerli yerindeydi. Ayakkabılarını çıkardığında karşıma geçip elinde ki çiçeği bana uzattı.

"Hoş buldum."

"Teşekkür ederim." dediğimde çiçekle beraber kendisi de bana doğru uzandı. Dudaklarını hızlı bir şekilde yanağıma bastırıp çektiğinde bir an kalbimin teklediğini hissettim. Şaşkın bakışlarım gözleriyle buluştuğunda kendimi toparlasamda bunu görmüştü.

"Ne demiştin? Ayağıma gelen topu değerlendirmeliydim değil mi? Bal gibiymiş cidden."

"Ben mi?"

"Sen tabi. Kaya diyordu. Tasdiklemiş oldum." derken salonumda ki L koltuğa oturdu. Elimde çiçeklerle ayakta kaldığımda fark ettim ki, ben salak gibi sırıtıyorum şu an!

"Amca yeğensiniz cidden. Ben çiçeklerimi vazoya koyayım." burnumu yaslayıp kokladığımda tüm güzle koku ciğerlerime doldu. "Çok güzel kokuyorlar."

"Benim çiçeğim daha güzel kokuyor." gülümseyip mutfağa ilerlediğimde boş elimi yelpaze olarak kullanmaya başladım. Noluyor bu alçak yerde şu an?

Dolapta ki vazomu çıkartıp içerisine yeterli miktarda su koyduktan sonra çiçekleri etrafında ki kağıttan çıkartıp güzelce yerleştirdim. Taze çiçekle ayrı bir enerji gelmişti eve.

Vazoyla birlikte salona girdiğimde Arda direkt gözlerini bana çevirdi. Vazoyu televizyon ünitesinin yanına koyup onun yanına adımladığımda çokta uzağına oturmadım.

Arda'nın dizinin dibi makbul olan yerdir sonuçta.

"Pijamaları canlı canlı görmek daha güzelmiş. Bence fotoğraftan ziyade bunu yapmalıyız biz." dediğinde gülerek arkama yaslandım. Ardanın bir kolu benim yaslandığım yerin sırt kısmına dayalıydı.

"Aynı şehirde olduğumuz müddetçe böyle de yapabiliriz tabii ki."

"Ayrı şehirlerdede görüntülü ararız olmaz mı?" derken bir dizini altına alıp tamamen bana döndü. Parmaklarının saçlarımın uçlarıyla oynadığını hissetmek, bu kadar yakınımda görmek içimi kıpır kıpır yapıyordu. "Olur."

AŞKA ÖĞRENCİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin