Merhaba arkadaşlar.
İlk kurgum "Zamanın Kalbindeki Sır" sizlerle.
Umarım beğenirsiniz.
İlk bölüm için yorumlarınızı bekliyorum.
Umarım uzun soluklu, güzel bir yolculuğumuz olur. Oy vermeyi unutmayın.. :)
Instagram adresim: maafeliya
.
24 sene önce.
Yıl 2000.Kucağında, hem yetim hem öksüz kalan torununa bakıyordu Ayşe.
Yeni doğmuş küçücük yavrucağın kaderine ağlıyordu.
Evladına ağlıyordu... Gelinine ağlıyordu...
İki gözü toprağa bakarken, yavrucağın geleceğini düşündü.
O öldükten sonra bu köylük yerde kim bilir başına neler gelirdi. Sevmezdi bu köy halkı yardıma muhtaç olanı... Kucaklamazdı.
Kendinden biliyordu Ayşe...
Öksüz kaldığı o gün, omuzlarına bırakılan yükten biliyordu.Günlerdir kara kara, gözünden sakındığı torununu ne yapacağını, kimlere emanet edeceğini düşünüyordu. Ölen evlatlarının acısını bile yaşayamamıştı. Bu elem hastalık yapışmıştı yakasına, yakında onlara kavuşacaktı.
Ölümden korkmuyordu Ayşe.
Ölüm, bu yavrucağın da sonu olur diye korkuyordu.
Dünya üzerinde tek dikili ağacı yoktu. Kocası evlendikleri sene askerde şehit düşmüştü. Tek evladını da bu elem kazada kaybetmişti.
Şimdi evladının gözbebeği kalmıştı avuçlarında..Sevdiğine kavuşamayanlar zümresindendi Ayşe.
Askerde olan sevdiğinin yollarını gözlerken, zorla evlendirilmişti.
Kocası zalim bir adamdı. Askerde şehit düştüğünde üzülememişti.
Sevdiği adam askerden geldiğinde, onu kucağında bebeğiyle karşıladı... Her şeyi anlattı.
Sevdiği adam inanmıştı ona.
"Kaçalım buralardan," demişti.
"Evladına baba olurum, kimse bulamaz bizi."
Yapamadı Ayşe. Korktu.
Bulurlarsa, sevdiği adamı öldürürler diye korktu. Bebeğini ondan alırlar diye korktu.
Bir sabah uyandığın da köy bir haberle çalkalanıyordu.
Sevdiği adam temelli gitmişti bu köyden...
Artık ikisi de farklı hikayelerin kahramanlarıydı.
Ondan sonra sevdiği adamı hiç görmedi. Ara sıra köyün kadınlarından duyuyordu.
İstanbul'daymış.
Evlenmiş.
Çocuğu olmuş.
Köşeyi döndü diyorlardı sevdiği adam için.
Zengin oldu, hayatını kurtardı.Hiç evlenmedi Ayşe.
Hep onu sevdi, ve ölene kadar da onu sevecekti.
Ara sıra aklına gelir miyim diye düşünüyordu. İstemsizce merak ediyordu.
Yıllarını onu severek, onun aşkını kimselere duyurmadan, içinde gizleyerek yaşadı.
Onun da sınavı, sevdiklerini kaybetmekti.
Elinde bir canı, gonca gülü, torunu kalmıştı.
Emanet edecek tek bir kişi geliyordu aklına.
Yıllardır onun aşkını taşıması hatırına, ondan isteyecekti bu zor yükü.
Bir mektup yazıp, kenara koydu.
Vakti gelince yerini bulacaktı...Günümüz..
..................Günler; geçtiğini bir türlü farkına varamadığımız ömür gibi, gelip geçiyor. Yaşarken aslında ömrümüzü de tükettiğimizi, bir şeyler beklerken hep eksildiğimizi fark edemiyoruz.
Sabahın ilk ışıklarında, çalışma masamın başında otururken, karşı bahçe de oturan Saadet teyzeye bakarken düşünüyorum bunları.
Saadet teyze;
60 küsür yaşlarında, tek başına yaşayan, eşini çok sevmiş ama erken kaybetmiş bir kadın.
Onun yanına ne zaman gitsem, mutlaka konu Cahit amcaya gelir, onunla alakalı bir anısını mutlaka anlatırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Kalbindeki Sır
RomanceGeçmiş ve gelecek. İki dünya. Birbirlerini bulmaları için çizilmiş bir kader... Tarih, tekerrürden ibaret miydi gerçekten? Kavuşmak ve ayrılık... Kader yazmışsa, önünde durulabilir miydi? Ben kimdim? İsmim neydi? Gerçekten bu dünyaya mı aittim? Sa...