Merhaba canlar🫶
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Kitabın gidişatı hakkında neler düşünüyorsunuz? lütfen yazın. Ben bölümü çok heyecanlanarak yazdım, umarım sizde öyle okursunuz.
Bütün yorumlarınızı okuyorum, lütfen sizde yorum yapmayı unutmayın.⭐️Yıldıza da bastıysak, yeni bölüm sizlerle.⭐️
🌹🌹🌹
Yüksek bir yerden düşüyormuş gibi, korkuyla gözlerimi açtığımda, hala gece olduğunu fark ettim.
Soğuk bedenim kaskatı kesilmişken, gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Saate bakmak için, hemen yanımda olan telefonu açtığımda, gözlerim kapanmadan önce hayal meyal gördüğüm mesajla karşılaştım."Bu gün neye kızdığını anlayamasam da, özür dilerim. Seni kızdıracak, kıracak, düşündürecek, ne yaptıysam.. Hepsi için.
"Sana en çok yakışan, pancar şekeri olmak."
"Bana öyle bakmasan olur mu?
"Benim de bir kalbim var."Kızgınlığım hala devam ederken, olanları düşündükçe bir şey yazmak içimden gelmiyordu.
Saat sabahın dördüyken, son enerjimi kullanarak kendimi mutfağa atabildim. Başım ağrıyor, her yerim alev alev yanıyordu. Ateş düşürücü ve ağrı kesici içtikten sonra, tekrar yatağa gelip, kendimi iki üç kat yorganın altına soktum.Islandığım günden beri her gün, hastalığı bir şekilde geçiştirmiştim ama, şimdi acısını çıkartmak ister gibi şiddetlenmişti. Kendimde olmadan, yavaşça uykunun kollarına çekilirken, tek hissettiğim deli gibi üşüdüğümdü.
Başımda uğuldayan sesler duyduğumda, güçlükle gözlerimi aralayabildim. Annem elinde bir bezle, alnıma ve kol altıma soğuk kompleks yapmaya çalışırken, üzerimde ki her şeyi çıkarmıştı.
Kurumuş dudaklarımla konuşmaya çalıştığımda boğazımda tarifsiz bir acı baş göstermiş, güçlükle sesimi çıkarabilmiştim.
"Anne...
Çok üşüyorum."
"Ah yavrucuğum, niye kendine dikkat etmiyorsun? Ateşin 39 olmuş. Seslendim seslendim, bakmayınca odana geldim. Seni yatakta, bembeyaz yüzünle yatarken görünce ne kadar korktum haberin var mı?"Hiç bir şey duymamıştım. Başımın ağrısı gözlerime vuruyor, beni tarif edilemez bir şekilde mahvediyordu.
"Başım..." diyebildim, ama öksürük krizi konuşmamı yarıda kesmişti.
"Tamam, zorlama kendini annecim. Abini aradım, geliyor. Hastaneye götüreceğiz seni."
Hırıltılı nefes seslerim odanın sessizliğini doldururken, nefes almakta fazlasıyla güçlük çekiyordum. Aklıma, hava kullandığım günlerin tekrar yaşanma ihtimali geldiğinde, ruhum daralmıştı.Abim gelmiş, annem üzerime bir ferace giydirip, şalımı yapmıştı. Elimi kolumu kaldırıcak halim yoktu.
Düzensiz nefeslerim yürümeme müsaade etmediği için, abim beni kucağına almış, dikkatli bir şekilde arabaya yerleştirmişti. Yakınlarda olan bir özel hastaneye geldiğimizde, abim beni acile yatırmış, doktorla konuşmaya gitmişti. Öksürük krizlerim dahada artmış, balgam çıkarmaya çalışırken, kusmayada başlamıştım. Annem bir yandan, başımı tutarak destek oluyordu.Abim, doktor beyle beraber geldiğinde, kusmanın etkisiyle biraz rahatlamıştım. Doktor bey, beni muayene edip, belirtilerimi sorduktan sonra, abimle beraber uzak bir köşeye geçip, konuşmaya başladı.
Abimin yüz ifadesinden bir şey anlayamıyordum.
En son, hemşireye bir şeyler söyleyip gittikten sonra, abimde yanımıza geldi."Bir gece müşahede altında tutacaklar. Onun için şimdi odaya geçiyoruz. Hem sende daha rahat edersin." dedi sakin bir tonda.
Basit bir grip için hastaneye yatmam garip olsada, tekrar korktuğumuz şeyi yaşama ihtimalinin başıma gelmesinden korkuyorduk. Gözlerinde görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Kalbindeki Sır
RomanceGeçmiş ve gelecek. İki dünya. Birbirlerini bulmaları için çizilmiş bir kader... Tarih, tekerrürden ibaret miydi gerçekten? Kavuşmak ve ayrılık... Kader yazmışsa, önünde durulabilir miydi? Ben kimdim? İsmim neydi? Gerçekten bu dünyaya mı aittim? Sa...