-2 yıl sonra/günümüz-
"lee felix..?"
hyunjin şaşkınlıkla ileride gördüğü adama bakıyordu. bu gerçekten de felix'di, tam 2 yıl önce yağmurun altında karşılaştıkları, hikayesinden etkilendiği ve hatta sergisinde kendisine yer verdiği adamdı. ve felix'in üstünde 2 yıl önce hyunjin'in kendisinin üzerine örttüğü ceket vardı. belki de hala hyunjin'i hatırlıyordu. ama neden bunca zamandır iletişime geçmek için bir şey yapmadı ki? hyunjin'in instagramdan attığı istek bile hala öylece duruyordu.
hyunjin felix'in yanına doğru gitmeye başladı. uzun zaman sonra onu bulmuştu, tabii ki onunla konuşacaktı.
"hey... felix?"
felix korkuyla karşısındaki adama baktı. onun hastaneden birisi olduğunu ve kendisini almaya geldiğini düşündü. korkuyla birkaç adım gerilerken hyunjin tekrar konuştu.
"beni hatırlıyor musun?"
hyunjin bunu dediğinde felix ona anlamamış bir şekilde baktı. böyle bir soru sorduğuna göre hastaneden olamazdı. ayrıca bu adamı hayatında ilk defa görüyordu.
"hayır... kimsin?"
"ben hyunjin. gerçekten hatırlamıyor musun?"
"hayır"
"ama üzerindeki benim ceketim..."
felix şaşkınlıkla üzerindeki cekete baktı. 2 yıldır bu ceketi çok nadiren kullanıyordu bu yüzden eskimemişti. kendisi sokakta sarhoşken birinin kendisine acıyıp bu ceketi verdiğini sanıyordu.
"anlamadım? nasıl senin ceketin?"
"hayır- hayır jisung gerçekten bu ceket nasıl bende bilmiyorum... tabii ki seni aldatmıyorum, saçmalama!" diye mırıldandı felix. hyunjin'in kafası tamamen karışmıştı. jisung ölmemiş miydi? neden felix kendi kendine konuşuyordu?
felix hakkında kafası karışsa da 2 yıl önce olanları anlattı hyunjin. sonra, felix'in çıkardığı kitabı ilk okuyanlardan birinin kendisi olduğunu ve sergisinde felix'in hikayesinden esinlenerek çizdiği çizimler için özel bir yer yaptığını da anlattı.
"ben kitap mı yazmışım?"
şaşkınlıkla bakıyordu felix hyunjin'e. tabii ki hyunjin de felix'e.
"evet... hatırlamıyor musun?"
"hayır. hem zaten neden öyle bir kitap yazayım ki? jisung ölmedi ki bak yanımd- ne vuruyorsun jisung ya?! gerçekleri söylüyorum ona. bana öyle bakma."
hyunjin felix'e hayretle bakıyordu. o iyi değildi, gerçekten bir sorunu vardı.
"felix sen iyi olduğuna emin misin?"
"hm hm... iyiyim."
"ama jisung yanında falan değil."
"yanımda."
bir süre sessiz kaldı ikisi de. sonra aklına gelen bir fikirle telefonunu çıkardı hyunjin. felix'in fotoğrafını çekti.
"ne yapıyorsun ya?! neden fotoğrafımı çektin birdenbire? kesin çok kötü çıktım... izin ver de bakayım"
"hayır. bekle biraz. birazdan göstereceğim"
"ama nedeenn?"
felix fotoğrafı göstermesi için hyunjin'e ısrar etmeye devam ederken bir anlığına durdu. yaklaşık 10 metre ilerideki hastane görevlilerini gördü. muhtemelen kendisini arıyorlardı.
"hyunjin... madem beni tanıyorsun... beni şuradaki adamlardan saklayabilir misin?" diye sordu felix başıyla adamları işaret ederken. gözlerinde korku vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hey you | hyunlix
Fanfic★diğer ficim olan kill your parents'n 2. kitabıdır ★angst. ★ and if you don't know love i'll make the best of us and if you know so much why don't you give me love? ★ 𝒄𝒂𝒏 𝒘𝒆 𝒍𝒐𝒗𝒆?