hey you | hyunlix

♡

-bir hafta sonra-

felix hastaneden yeni taburcu olmuştu. yaraları çok kötüydü, artık bir gözü de yoktu. tekrar çökmek istemiyordu ama elinde değildi, çok şey yaşamıştı. hyunjin her zaman ona destek oluyordu ama bilmiyordu ki bu destek boşunaydı.

felix iyileşmiyordu.

hayatında çoğu şey ters gitmişti felix'in. ilkokulda çilleri yüzünden dışlanırdı, sınıf arkadaşları onun çillerinden korkardı. dışlanan biri daha vardı sınıfta, han jisung. insanlara konuşmaya korkardı, kalabalıktan korkardı. tek istediği şey okuldan hemen çıkmaktı. okuldan çıkmak ama eve gitmek değil çünkü evde de hayatı pek iyi sayılmazdı.

felix kendisi gibi dışlanan bir çocuk olduğunu fark etti ve tanıştı onunla. eh, iyi mi yaptı bilinmez. o günden sonra hayatındaki en önemli kişi jisung oldu, hayatının merkezine koydu onu. ama eğer jisung'la tanışmasaydı belki de bunların hiçbiri başına gelmezdi. belki de çok daha iyi bir hayatı olurdu.

ama felix'e sorarsanız yeni bir hayatı olsa yine jisung'la tanışırdı. o jisung'a sadece aşık değildi, o jisung'a takıntılıydı, bağımlıydı.

jisung olmadan bir süre gerçekten iyi ilerlemişti. hyunjin'i gerçekten seviyordu, ve seviliyordu da. hayatında ilk defa ailesi ve jisung dışında birini sevmişti felix. ama son yaşadığı olay tüm bu ilerlemeyi yok etmişti.

artık sürekli kaçırıldığı zaman yaşadıkları aklına geliyordu, ayrıca minho'nun kendisine ve jisung'a yaptığı şeyleri de her gün tekrar ve tekrar hatırlıyordu. her ne kadar unutmak istese de bu anılar sonsuza dek onunla kalacaktı.

hyunjin ise kendi acısını unutup kendini tamamen felix'e adamıştı. felix'in acısını yok etmek, onu sağlıklı bir insan yapmak için kendi sağlığından vazgeçmişti, seungmin'le ilgili tüm her şeyi bastırıyordu.

ama dediğim gibi, bu yaptıkları boşunaydı. felix iyileşmeyecekti. yılların tramvaları asla ama asla geçmeyecekti.