1. AHRAZ

94 13 2
                                    

        Lana Del Rey, Salvatore.
Beni hiçbir zor anımda yalnız bırakmayan ve gölgesini üstümden hiçbir zaman çekmeyen İrem, bu bölüm senin için.
Başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.
Bölüm şarkısını dinlemeyi ve yıldızı parlatmayı unutmayın.
Keyifli okumalar...

Küçük acılar konuşabilir ama büyük acılar dilsizdir der Seneca. Merhamet, dile gelmeyen o büyük kederleri işitebilmektir.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





1. AHRAZ



Koca bir boşluk.

İçimde hiçbir zaman adlandıramadığım, beni ölüme sürükleyen şey buydu. O boşluk, beni intihara itiyordu. Yalan gülüşlerim, varlığı meçhul sahte dostluklarım ve kıskançlığım. Beni anlatan üç temel madde buydu. Kimse ne kadar kırgın olduğumu, onlara ne kadar öfkeli olduğumu görmüyordu. Bu aynı konuştuğum halde kimsenin beni duymaması gibiydi. Bu şey, yalnızlıktı.

Yalandan gülüyordum, çünkü yüzümdeki gülümseme kalbime erişmiyordu. Dostlarımı sahte buluyordum, çünkü en zor günlerimde tamamen yok olmuş ve beni bir başıma bırakmışlardı. Kıskançtım, çünkü insanlar istediğim her şeye sahipti.

Ailemin vefatından sonra daha da kabuğuma çekilmiş, kendimi yapayalnız bir insan haline getirmiştim. Elimde değildi. Kimsenin yüzüme bakarak bana acımasına tahammülüm yoktu. Bu sebeple zaten olmayan çevremi tamamen yitirmiştim. Varsındı, olmasınlardı. Yalandan yüzüme gülen, arkamdan kuyumu kazan dostlara neden ihtiyaç duyacaktım ki?

Aslına bakarsak, sadece kendimi kandırıyordum. O mezarın başında bağıra çağıra ağlarken sırtımı sıvazlayacak bir el aramıştım her zaman. Belki bir kardeşim olsa, birbirimize sarılır ve kimseye ihtiyaç duymazdık. Ama öyle ya, hayat bunu bile çok görmüştü bana.

Ben, mutlu numarası yapan biriydim. Bir dediğim bir dediğimi tutmazdı. Bir yanım insanlar üzülmesin, kırılmasın diye kendini üzerken, diğer yanım kendini yok etmek uğruna kendini kırıyordu.

Ben, hem melek hem şeytandım. Melek yanım, başka insanlara gözükürken, şeytan yanım tamamen kendime özeldi.

Hem iyi hem kötüydüm. Tuhaf, saçma biriydim işte. İnsanlar dışardan bakınca beni salak biri gibi görürdü, sessiz sakin biriydim çünkü. Silik bir nokta. Kesinlikle ben buydum.

Rima Canbeyli...

İçimde bir fırtına kıpırdanıyor, gözlerimdeki ışıltı yerini karanlığa bırakıyor. Adım Rima, ama içimdeki çatlaklarla dolu, kırık dökük bir yüzeyim. Gözlerimdeki parlaklık artık kaybolmuş, yerini keder ve hüzne bırakmış. Adımlarımın ardında bir iz bırakmıyorum, sessizce ilerliyorum, umutsuzlukla dolu.

Saçlarımın rengi solmuş, her telimdeki hüzün belli oluyor. Gülüşüm artık bir yalan, içimdeki fırtına durulmuyor, çiçekler bile dokunuşumla soluyor, renkleri solgun. Ben, adeta bir kederin en derininde kaybolmuş gibiyim, her kelime acı dolu bir hikayenin parçasıyım.

MOJAVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin