2. ÇIĞLIK

56 13 0
                                    


Tom Walker, Leave a Light On.
Işığı açacak birisi olmayan herkese.
Bölüm şarkısını dinlemeyi ve yıldızı parlatmayı unutmayın.
Keyifli okumalar...

 Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





2. BÖLÜM ÇIĞLIK


Canım babam uzun ve güzel saçlarımda büyük ve sıcak elini gezdiriyordu. "Babacığım, beni hiç bırakma olur mu?" Dedim ela gözlerine bakarken. Bana içten bir gülümseme sunarak saçlarımı okşamaya devam etti. Babalar kızlarını hiçbir zaman terk etmezdi. Onlar, kızları için her zaman sığınılacak bir liman olurlardı.

"Annen sevdiğin kurabiyelerden yapacaktı, hadi git de bir bak istersen." dedi babam. Uysalca kafamı salladım ve pıtı pıtı adımlayarak mutfağın yolunu tuttum. Babamın ve annemin bir dediğini iki etmezdim. Daha mutfağa girmeden tereyağlı tarçınlı kurabiyenin buram buram kokusu gelmişti.

Annem her şeyi çok güzel yapardı ama bu yaptığı bir başkaydı. O kadar çok seviyordum ki, kokusundan dahi tanırdım. Sevinçle çığlık attım. "Ya! Anne en sevdiklerimden. İyi ki varsın, iyi ki!" Bunları söylerken güzel yanaklarına öpücükler konduruyordum. Annemse tatlı tatlı kıkırdıyordu. O güzel yüzüne gülmek öyle yakışıyordu ki.

Sahiden, annem ve babam neden hiç konuşmamıştı? Neden sadece ben konuşuyordum?

Gözümü gerçekliğini teyit etmek adına sıkı sıkıya kapattım. Bunu birkaç kez tekrarladığımda bir şey değişmemişti. Tekrar gözümü açıp kapattığımda, annem ve babam evde yoktu.

Tüm odalara hızlıca girdim. Onları bulabilmek adına telaşla koşuyordum. Onları çağırıyor, bir cevap alamıyordum. Evimizin o sıcak atmosferi değişiyordu. Isı gittikçe düşüyor, adeta buz tutuyordu. Soğumasındı evimiz. Hep aile sıcaklığında kalsındı. Isı düşerken, renklerimiz de soluyordu. Neşem gidiyordu, onlar gidiyordu.

Onları yuvamızda bulamadım. Gerekirse dışarıda arayacaktım. Üstüme geçirdiğim ince ve siyah hırkayla birlikte koşar adım dışarıya çıktım. Nefes nefese kalmıştım. Her yerde feryat figan annemi ve babamı arıyordum ama sanki yer yarılmıştı da, onlar da içine girmişti. Yoklardı. Hiçbir yerde yoklardı.

Stres adeta tüm vücuduma vurmuştu. Neredelerdi?

Koşarak onları aramaya devam ettim, ben koştukça meyve veren ağaçlar dahi kuruyor, o güzelliklerini kaybediyorlardı.

Ben koştukça, dünya çirkinleşiyor ve kararıyordu. Bastığım çimenler dahi soluklaşıyor, renklerini kaybediyorlardı.

Bunu irkilerek fark ettiğimde koşmayı bıraktım. Bir yol kenarına gelmiştim. Ne olduğunu anlamadan kilometrelerce koşmuş olmalıydım sanırım.

MOJAVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin