The Neighbourhood, Daddy Issues.
Bölüm şarkısını dinlemeyi ve yıldızı parlatmayı unutmayın.
Keyifli okumalar...
♥11. KIRILAN ZİNCİRLER
Güneşin son ışıkları, gökyüzünü pembe ve mor tonlara boyarken, içimdeki melankoli de derinleşiyordu. Her gün batışıyla birlikte, geçmişin hüzün dolu anıları da zihnimde yeniden canlanıyordu adeta. Sanki her biri, içimi derinden yaralamak için bekliyor gibiydi. Gözlerimdeki yaşlar, yalnızlığın ve kayıp zamanın acı hatıralarını yansıtıyordu. Rüzgar, sessizce geçmişin izlerini getirirken, ben de yalnızca o anlarda kaybolup gidiyordum. Belki de bu melankoli, hayatın kaçınılmaz döngüsünde bir iz bırakmak için buradaydı. Her bir düşünce, her bir anı, ruhumun derinliklerinde dolaşırken, ben de kendi içimde kaybolup giden bir yolcuydum sanki.
Asil'in soğuk bakışları ve sessiz yüzü, her seferinde içimde bir fırtına yaratıyordu. Her bir umut kıvılcımı, onun umursamazlığının karşısında sönen bir mum gibi eriyordu. Adeta bir yabancı gibi, yüreğimin derinliklerine işleyen bu yalnızlık, içimdeki kırık dökük duvarları daha da yüksek hale getiriyordu.
Onun gözlerinde kaybolurken, kendimi bir sonsuzluk okyanusunda yalnız bir gemi gibi hissediyordum. Her bir sessizlik, içimde çığlık çığlığa feryatlar yükseltiyor, ama dışarıya sızamıyorlardı. Görmezden gelinmişlik duygusu, beni adeta bir hayalet gibi hissettiriyor, varlığımın anlamını sorgularken, onun tarafından hiçbir zaman duyulmadığımı fark ediyordum. Bu duygusal kasırgada sürüklenirken, umutlarımın enkazı arasında kayboluyorum, kırık dökük bir kalp ve ruhumun derinliklerinde kaybolmuş bir anlam arayışıyla...
Asil, beni çöp gibi hissettirmek konusunda hiç çekinmiyordu. Beni o kadar yoruyordu ki, bunu tarif bile edemiyordum. Elimdeki sigaram bittiğinde, rastgele bir kaldırıma çöktüm. Dizlerime kafamı yaslamıştım.
İçimdeki bu karmaşık duyguların geçmesi adına, göz yaşlarımın boşalması gerekliydi. Birbirine silah çekmiş iki genç adamın ortasında kalmıştım. Geçmişimdeki yuva hissiyle beraber Baybars beni çağırıyorken, Asil onca karanlığın içinde elini uzatmak konusunda kararsız duruyordu.
Gerçekten, kendimi güvensizliklerle dolu bir karanlığın içine itmek istiyor olacak kadar aklımı kaçırmış olmamalıydım.
Ama çok geçti, o karanlığın kollarına bir kere düşmüştüm bile.
Oturduğum kaldırımda, sessizce göz yaşlarımı akıtıyordum. Onlarca insan geçiyordu yanımdan. Her birinin ayrı bir acısı, ayrı bir derdi vardı. Belki birileri ailesinin son nefesine yetişmeye çalışıyordu, birileri karısının doğumuna, birileri ise çocuklarının doğum gününe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOJAVE
Ficción GeneralRima Canbeyli, ailesini kaybettikten sonra tamamen içine kapanmış ve hayattaki varlığını sorgulamaya başlayan bir lise öğrencisidir. Bu durum öylesine ilerlemiştir ki, kendi içinde dahi kendini silikleştirmiştir. Rima bunca yalnızlığın arasında, uza...