Şirketteyken masanın üzerinden başımı bile kaldıramadım. Kendimden nefret ediyordum. Zaten bu gün şirkete bile gelesim yoktu. Ama malum babam. Minho ellerini çırparak içeriye girince kafamı ona çevirdim.
"Uyan uyan uyan uyan ne bu ya yakışıyo mu hiç Hwang Hyunjin'e"
"Hwang Hyunjin'in beynini sikeyim"
"Ya sen şu fotoğrafı göstersene bana"
"Yanımda değil ki"
"Kalk eve git ben işleri hallederim Bay Hwang gelirse iş yemeyinde derim"
"Adamsın Minho çok sağol eve gidince fotoğrafları atıcam sana"
Şirketten çıkıp hızlıca eve gittim
Onu görmek için deli oluyordum resmen. Tabii o öylemiyidi emin değildim. Eve geldiğimde hizmetler hiç odasından çıkmadığını söyledi. Odasına girdiğimde uyuyordu. Önce telefonunu alıp o fotoğrafı kendime attım. Sonra da benden Minho'ya attım. Minik bebeğimin baş ucuna gelip saçlarını okşadım yavaşça. Gözleri ağlamaktan şişmişti. Yüzüne doğru eğilip küçük bir öpücük kondurdum. O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Açıp baktım.Minho
Eh be abicim salak mısın sen
Shop buHyunjin
NasılMinho
Bu bizim geçen sene gittiğimiz bar
Hem sen Felix'e açılacağın gün beyaz gömlek giydin bu siyahHyunjin
Bekle bakayım şunaFotoğraflara baktığımda gerçekten öyle olduğunu gördüm. Minho daha sonra shop olmayan fotoğrafları da atınca büyük bir oh çektim. Sonrada bebeğimin dudaklarına yapıştım. Onu o kadar özlemiştim ki bu bir iki günde. Gözlerini açıp beni ittmeye çalıştı. Sonunda geri çekilince konuştu.
"Ne yaptığını sanıyorsun!"
"Seni seviyorum minik bebeğim"
"Siktir ne diyosun!?"
"Sakin ol bi anlatıcam"
Açıp minho ile olan konuşmalarımızı gösterdim. Hem ağlıyor hem dinliyordu. Ama şu an hiçbir şey umrumda değildi onu saatlerce öpmek istiyordum. Telefonu bir kenara atıp tekrar dudaklarına yapıştım. Ben sırıl sıklam aşık olmuştum.
"Sana inanmadığım için özür dilerim doğum günün mahf oldu"
"Boş ver şimdi doğum gününü, özürü falan. Seni çok özledim bebeğim"
Elimi tişörtünün içinden geçirip incecik belini okşadım. Gözlerini benden kaçırıp hafif geri çekildi. Bir şey söylemek istediğini anlamıştım.
"Daha barışalı bir dakika olmadı yaptığımız doğru mu?"
"Umrumda değil seni çok seviyorum ve aşırı özledim meleğim"
Cevap vermesini beklemeden üzerindeki tişörtü hızlıca çıkartıp yere attım. Boynuna eğilip izlerini bıraktım. Kokusu bile onu arzulamama neden oluyordu. Odaya bıraktığı inlemeler beni delirtiyordu. Ama hareket etmesi de sinir ediyordu. Sadece hareket etmeden onu sabaha kadar becermek istiyordum.a
Üzerinden çekilince şaşırdı. Şaşkın gözlerle bana bakarken ben aşağıya inip çekmeceden bir kelepçe aldım. Bunun burada olma sebebi Felix'ti zaten. Rahat durmuyordu ki. Tekrar yukarıya çıkıp tek elimle iki elini kavradım. Kelepçeyi yatağa bağladım.
"Ne yapıyorsun kocacım"
"Siktir bu çok hoşuma gidiyor"
"Kocacım kelepçeyi çıkart lütfen hareket etmek istiyorum"
"Ben içinde hareket edeceğim zaten minik eşim"
Tekrar boynuna gömülüp emmeye başladım. Asla doyamıyordum. Elimi göğsüne atıp sıkmaya başladım."ahh kocacım hızlan lütfen" her kelimesi ile daha hızlanıyordum. En sonunda altındaki eşofman ve boxeri tek hamlede yere fırlattım. İçimdeki duyguları kontrol edemiyordum.
Kafamı bacak arasındakı baldırlarına koydum. Bacakları öyle güzeldi ki, bembeyaz. O ise çırpıyordu. Sürekli kelepçelerden sesler gelmesi sinir bozucuydu."Seni hissetmek istiyorum çıkar şunları!"
"Uslu dur bebeğim yoksa hiç yumuşak olmayacağım"
"Bebeğinin bilekleri acıyor babacık"
"Ne!!?? Ne dedin!?"
"Babacık"
"Siktir beni nasıl baştan çıkartacağını biliyorsun ama olmaz uslu durmuyorsun"
"Ama minik bebeğin bilekleri acıyor şöz uslu duracağım"
"Sana kıyamıyorum ki amına koyayım"
Elime kelepçenin anahtarlarını alıp kelepçeyi açtım. Gerçekten bileklerinde izler oluşmuştu. Tekrar işime donduğümde saçlarımdan çekip başımı kaldırdı. "Dayanamıyorum lütfen içime gir" söylediği şeye yarım ağız gülümsedim. Hiç beklemediği bir anda içine tamamen girince gözleri büyüdü. Çığlık atarcasına inliyordu. "Hyunjin! Ahh!" "Sen istedin bebeğim" içinde gel git yapmaya başladım. Dar duvarlarına çarparken o da artık açıyla değil zevkle inliyordu. "Mmm kocacım" "güzelim" "seni çok seviyorum" "bende seni meleğim"
Duvarlarına daha sert çarparken boşalacağını anlayınca elimle çektim. O üzerime boşalınca bende içine boşaldım. İçinden çıkıp kendimi yatağa attıp gözlerimi kapattım. Bir kaç dakika sonra kucağıma bindi.
"Bu kadar mı?"
"Daha fazla mı istersin?"
"Hımhm"
Yataktan kalkıp onu altıma aldım. O da sanki ne demek istediğimi anlar gibi ağzını açtı."kocam fazla sertleşmiş" "bebeği onu deli ediyormuş" aletimi ağzına alıp emmeye başladı. Her bir hareketi öyle hoşuma gidiyordu ki, altımdaki sanat eseri gibi duran miniğime bakmaktan kendimi alamıyordum. Gel git yaptıkça deliriyordum. Saçlarından tutup kendime bastıydım. Nefessiz kalınca nefes alması için ellerimi çektim. "Hyun onun hepsini ağzıma alamam" içine alırsın o zaman"
Gülüp tekrar ağzına aldı. Bir kaç dakika sonra ağzına boşalınca tüm menileri yuttu. Ağzından damlayan meniler, kıpkırmızı dudakları, parlak gözleriyle bile beni baştan çıkartıyordu zaten. Daha sonra onu kucağıma alıp zıplaması için işaret verdim. Kaç pozisyon denediğimizi veya kaç tur yaptığımızı bilmiyordum ama tek bildiğim ona gerçekten çok fazla aşık olmamdı...
______________________________________
Artık yazarken utanmıyorummm
Bide oh moh yazmayın aq DCHCNHFHKFBİYFFHJ
Size güzel bir bölüm yazayım dedimm♡
Oy verip yorum yapmayı unutmayın 🙏🏻💗
Öpüldünüz 💋 baysss 🏃🏻♀️🏃🏻♀️🏃🏻♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unexpected love/Hyunlix
FanfictionEvlen benimle NE! Arkadaşının yerine yemeğe giden Felix, ailesi zorladığı için evlenmek zorunda olan Hyunjin ile anlaşmalı bir evlilik yapar. [Tamamlandı✓] ✨Hyunlix ✨Minsung