7. Bölüm

161 20 18
                                    

Yosano yataktan sıçrayarak kalktı. "Ah, s*ktiğimin düşme hissi!" Yataktan kalktı ve su içti. Sonra aklına Dazai ve Chuuya'nın henüz dönmediği geldi. Hızlıca kapıya yöneldi ve koridora çıkıp Dazai ile Chuuya'nın odasının kapısını çaldı. Cevap gelmeyince iç çekti ve telefonundan saatin kaç olduğuna baktı.
"Ah gerçekten... Saat gecenin ÜÇÜ ve bu ikisi hala gelmedi mi?"
"Hadi ama Yosano-san~ Geldik işte"
Yosano Dazai'nin sesi ile irkildi. Sesi her zamanki gibiydi ama bir şey hareket etmesini engelliyordu. 'Kana susamışlık' Dazai o kadar çok kana susamışlık yayıyorduki Yosano hareket edemiyordu. Sonunda kendini zorlayıp döndü. Tam o sırada kucağında uyuyan Chuuya ile birlikte Dazai'yle göz göze geldiler.

Yosano gerçek manada dehşete düşmüştü. Dazai gülümsüyordu ama ne gözleri ne gülüşü normaldi. O öldürmek için kendini tutamayacak kadar sinirliydi. Bunu anlayabiliyordu. Ama ne olmuştu da Dazai bu kadar sinirlernmişti? En son bu ifadesini Odasaku'nun öldüğü gün gören Yosano ne gibi bir şey olduğunu düşünemiyordu.

Gerginlikle gülümsedi. "C-Chuuya sarhoş mu oldu?" Dazai şaşkınlığını belirten bir şekilde kaşlarını kaldırdı. Kendi durumunun farkındaydı ve Yosano'nun daha fazla tepki vereceğini düşünüyordu. Korkunç ifadesini yumuşatan bir şefkatle Chuuya'ya bir bakış attı ve kafasını olumlu manada salladı. "Ayrıca, Yosano-san, onu yatırdıktan sonra, sizinle konuşabilir miyim?"

——/————-/———/———
Jouno yatağa yattı ve örtüyü üstüne çekti. Derin bir nefes alıp gergin bir şekilde onu izleyen oda arkadaşına döndü.
—İyi geceler Tecc-
—Gerçekten uyuyacak mısın Jouno?
Jouno anlamamazlıktan gelen bir ifadeyle Tecc'e döndü. "Neden bahsediyorsun?"
Tecc sinirle nefes aldı. Hiç bir şey olmamış gibi davranması sinirlerini hoplatıyordu. "Neden bahsettiğimi biliyorsun Jouno. İki gün önce gece yaşananlardan bahsediyorum. Bu konuda ne söyleyeceksin?"

Jouno ilk önce duraksadı. Sonra yüzünü ellerine çevirdi. "Bu konuda konuşmalıyım, değil mi?" Derin bir nefes aldı ve geri oda arkadaşına döndü. Kederli gülümsemesi Tecc'in canını yaktı. "B-Ben üzgünüm. Daha önce konuşmalıydım. Sadece... Bilmiyorum sanırım sadece, konuşursam kendimi tutamazmışım gibi hissettim..."

Tecc kendisinden beklenmeyecek bir duyarlılıkla kendi yatağından kalktı ve Jouno'nun yanına oturdu. "Jouno, peki şimdi konuşmak istiyor musun?"

Jouno durdu ve Tecc'e döndü. Kibarlık olsun diye sorduğunu düşündü ama Tecc ciddi gözüküyordu.Gülümsedi. "Evet. İstiyorum" Sonra yatakta dikleşti ve Tecc'e doğru döndü. Kafasını Tecc'i şaşırtan bir şekilde boynuna gömdü ve yavaşça kokusunu içine çekti. "...Seni seviyorum Tecchou."
Tecc aniden gelen itiraf ile ilk beş saniye donup kaldı. Sonra sevinç ve heyecanla Jouno'ya sıkıca sarıldı. "Bende...! Bende seni seviyorum, Jouno."
———/———/———-/
"Fukuzawa-sensei!" Dazai'nin bağırarak kapıyı bir anda açması Fukuzawa ve o sırada odada olan Mori'yi şaşırtmıştı.
"Dazai-san, lütfen girmeden önce kapıyı çal." Boğazını temizleyen Fukuzawa "Ne için gelmiştin?" diyerek sözlerini devam etmişti.
"Pardon~ O kadar heyecanlanmıştımki çalmayı unutmuşum Fukuzawa-sensei, lütfen beni affedin~" Boğazını temizledi. "Bir şey söyleyecektim ama..." Dazai Mori'ye açık bir bakış attı "Biraz özel" Tekrar Fukuzawa'ya döndü.

Mori sahte bir öksürükle gitmek için izin aldı ve daha sonra dışarı çıktı.
—Ee, Dazai, bu kadar özel ne söyleyecektin?
—Hahaha, aslında o kadar da özel değildi canım~ Sadece, Mori-san'ın bilmesi gerekmiyordu diyelim.
Dazai masanın kenarındaki sandalyeyi çekip ona ters bir şekilde oturdu. "Sensei, sizde tüm öğrenci ve görevlilerin aileleri hakkında bilgiler vardı değil mi?" Duruşunu dikleştirdi. "Nerede yaşadıkları dahil."

Fukuzawa Dazai'nin yüzünü inceledi. Bu konuşmanın nereye varacağını merak ediyordu. "Evet, neden?" Dazai sırıttı. "Hiiiç~ Sadece, Chuuya'nın babasının adresini öğrenebilir miyim diye merak etmiştim. Kendisiyle biraz işim vardı da."
Fukuzawa tek kaşını kaldırdı. Şüpheci bir sesle "Ne işiymiş bu?" dedi. Dazai 'Seni ilgilendirmez' demek için yanıp tutuşuyordu ama muhtemelen cevap vermezse adresi alamayacaktı. Aslında yalan söyleyebilirdi, ama doğruyu söylemenin daha etkili olacağını düşünerek gülümsedi ve cevap verdi:
"Ah önemli bir şey değil." Yaydığı kana susamışlık Fukuzawa'nın irkilmesine neden oldu. "Sadece Chibi'ye yaptıklarını ödetmek istiyorum."

——-/——-/——/——/
"Ben sizin oynayacağınız oyunun anasını satayım."
Sinirle söylediğim bu sözler ile Niko bana dil çıkarmış, Atsushi ve Fyodor'sa görmezden gelmeyi tercih etmişti.
Sabah inanılmaz bir baş ağrısı ile uyandıktan sonra Dazai'den bugünde izinli olduğumu ve istediğimi yapabileceğimi öğrendim. O piçte gizemli gizemli takılıyordu zaten ne bok yiyecek merak ediyorum. Sonra bunların görevi olmadığını öğrenince yanlarına gittim. Çocuk gibi iddiaya girmişler, Niko kaybedince kartlarını ormana saklamışlar. Sonra amk salakları nereye sakladıklarını unutmuşlar. Enayi gibi onu arıyoruz.
—Hayır yani madem bulamayacaksınız niye ormana sakladınız gerizekalılar.
—Saklarken yerini unutmayız sanmıştık, Chuuya-san
Bunları söyleyen Atsushi'ye aldırmadan Niko'ya döndüm. "Bulamıyorsak yenisini alak işte niye uğraştırıyorsun adamı." Niko başına sağa sola salladı.
—Eskisiyle yenisi bir olamaz.
—Eskinede yeninde başlarım şimdi çak'cam ağzına bi' tane
Varlığını unuttuğum Fyodor'a döndüm. "Sen buna nasıl sabrediyorsun be. Aşk dediğin bu olsa gerek." Güldü ama bana biraz histerik gibi geldi. "Dayanmaya çalışıyorum." Niko yanağını şişirip sevgilisinin boynuna sarıldı. "Nee, çok kabasın Fedya~" Acayip derecede yapmacık bir şekilde ağlıyormuş gibi yaptı. "Yoksa benden sıkıldın mı?" Fyo sıkkın bir şekilde iç çekti. "Yok canım, ne sıkılması. Biraz hayat enerjimi sömürdün o kadar." Biraz mı?

     "Acaba burada kurt var mıdır?" diye araya girdi Akutagawa. "Ah, olduğunu zannetmiyorum Aku." diye cevap verdi Atsushi. "Bence yoktur aga." Esnedim "Hem Jouno ile Tecc baya bir süre burada takıldı bi' aralar. Onlar bir şey dememişti. Sahi, onlar nerede?" Nikolai sırıttı ve abartı hareketler ile cevap verdi. "Ah o çifte kumrular~ Okulda kalmayı tercih ettiler."
Akutagawa kaşlarını çattı. "Çifte kumrular mı? Onlar çıkıyor mu ki?" Gergin bir şekilde sırıttım. "Henüz hayır ama biraz daha çıkmazlarsa elimden bir kaza çıkacak. Her gün onların flörtleşmesini izlemek zorunda mıyız amınakoyayım?!" Atsushi güldü. "Evet ya. Ben bile -Ki normalde böyle şeyleri hiç anlamam- o ikisinin birbirinden hoşlandığını anlayabiliyorum." Niko sırıttı ve gözlerini bana dikti. "Ne var anasını?" Nikolai cevap vermek için ağzını açtığında Fyodor panikle el kol hareketleri yapıp onu durdurmaya çalıştı ama, tabii ki, Niko onu dinlemedi. "Sen öyle diyorsun ama, bizde kaç yıldır Dazai ile senin olmanı bekliyoruz." Ortam bir anda sessizleşti. Ne diyor bu anasını? Dazai ve ben mi?
—Niko seni çok pis sikerim.
—Tamam tamam~ Kızama hemen sende
—Bence burada kurt var.
—Akutagawa, burada kurt murt yo-
O sırada herkes gelen uluma sesi ile durdu. Elimi alnıma koydum. "Aku şom ağzını sikeyim"

Sonrası çok garipti Karisu'nun en güçlü ilk 10'undan beşi olarak yüzünü bile görmediğimiz bir kurttan topuklayıp kaçmıştık.

"Fedya~ Ama kartlarım kaldı."
"Kolya, lütfen kartları siktir et artık bak valla yenisini alırım."

•Son iki bölümdür böyle bölük pörçük oldu bölümler sürekli farkı anları aldığımdan. Garip mi oluyor acaba diye düşünüyorum bazen.d•

|| Soukoku || Karisu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin