Dazai ve Chuuya bir süre sarılarak kalmaya devam ettiler. Daha sonra Chuuya burnunu çekerek Dazai'den ayrıldı. Bir süre ikiside bir şey söylemedi. Sessizliği Chuuya bozdu:
"Dazai, hani biz 15 yaşındayken, çok kötü kabuslar görürdüm. Her seferinde çok korktuğum için uyuyamazdım. Bir süre sonra korktuğumda senin yanında uyumaya başlamıştım ve sen reddettmemiştin. Sonra ise kabus görmemeye başladığım için normal uyumaya başlamıştımz. Hatırlıyor musun?"Dazai gülümsedi. Eski günler geldi aklına. —Evet, hatırlıyorum. Çok tatlı olduğun için reddetememiştim Chuffchuff~
—KES SESİNİ
Chuuya Dazai'ye bir tane çaktıktan sonra tekrar konuşmaya başladı.
—Ben... Her nöbetimden sonra kabus görürüm. Ve... Ben şey...
—Seninle uyumamı mı istiyorsun??
Chuuya bir şey demeden yüzünü döndü. Utanmıştı. Dazai ise neden bunu istediği için mutlu olduğunu düşünmekle meşguldü.
"Tamam neden olmasın. Sonuçta önceden yapıyorduk."
—/—/—/—/—/—/
Sabah Dazai kendini Chuuya ile sarılırken buldu. "Tamam" diye düşündü Dazai. "15 yaşındayken kesinlikle bu yaşanmıyordu." Ama rahatsız olmamıştı. Sarılmak iyi hissettirmişti.Dazai yatakta doğrulup saate baktı. Yedi buçuk... 8.30'da kahvaltı ve 9'da görevleri vardı. Kalkmaları lazımdı.
Dazai Chuuya'yı dürtüp uyandırmaya çalıştı ama Chuuya sadece garip sesler çıkarmaktan başka hiç bir şey yapmamıştı. Dazai iç çekti ve onu tekrar dürttü. İkinci defada kalktı ama gözlerini bile açmamıştı. Sonra ise beklenmedik bir şekilde onu nasıl tam uyandıracağını düşünen Dazai'nin üstüne yatıp boynuna sarıldı. Dazai o kadar şok olmuştu ki ne yapacağını bilemedi. Sonra ise uyuyan(?) Chuuya yüzünü Dazai'nin boynuna gömmüştü.
Dazai yüzünün yandığını hissetti. Ne yapacağı hakkında hiç bir fikri olmaması mı daha korkutucuydu yoksa Chuuya'ya sarılmak, belki daha fazlasını yapmak istemesi mi?
Dazai tam bir zihinsel çöküş içindeyken kontrolü eline aldı ve hiç istemeyerek Chuuya'yı kucağından kaldırıp yatağa bıraktı. Chuuya çok uykulu göründüğü için onu en azından lavabodan çıkınca uyandırmaya karar verdi.
Dazai elini ve yüzünü yıkadıktan sonra aynada kendine baktı. Tam manasıyla domatese dönmüştü. Bu kadar etkilemesi normal değildi. Dazai bunun farkındaydı. Son zamanlarda Chuuya'dan hoşlandığını daha net hissediyordu. Ve artık bunun hoşlantıdan öteye geçtiğini kabul etmişti. Elini alnına vurup lavaboya yaslandı. "Sürekli dalga geçtiğin partnerine aşık olmak, ha? 16 yaşındaki kadar rezilsin Dazai Osamu..."
İç çekip odaya geri döndü ve hala uyuyan Chuuya'yı uyandırdı. "Hadi kalk Chuu~ Kahvaltıya geç kalacağız."
Chuuya bunu duyar duymaz kalktı. "Ne? Geç mi kalıyoruz? Saat kaç?"Dazai bu tepkiyle güldü. Sadece kahvaltıdan bahsetmesi yetermiş. "Saat yediyi kırk geçiyor." Chuuya gözlerini kırpıştırıp kalktı.
—Hey Chu Chu, kabus gördün mü?
—Ah... Hayır, sanırım birisiyle uyumak işe yaradı.
Her ne kadar birisi dese de, Chuuya bu birisi Dazai olmazsa işe yaramayacağını hissetmişti.
—/—/—/——/
Görev için Fukuzawa'dan bilgileri almışlardı. Daha sonra ise Elise-chan'ında katılacağını öğrenmişlerdi. Dazai bundan hoşlanmamıştı çünkü uzun zaman sonra ilk kez göreve çıkıyorlardı ve başbaşa kalmayı tercih ederdi.Onun aksine Chuuya çok mutluydu çünkü çocuklara bayılırdı. Elise-chan'da Chuuya'yı çok severdi.
"Ee, çocuk neredeymiş, Chuu?" Dazai bir yandan bunları söylüyor, bir yandanda Elise'yi omzuna alıp taşıyan Chuuya'yı izliyordu.
—Sanırım "Maro" isimli bir mağazada çalışıyormuş. Yeteneği buz kontrolü.
—Anladım~ Ama neden Maro üç sokak gerideyken Elise-chan'a dondurma almak için yürümeye devam ediyoruz?