Henüz dolmamıştı ama olsun atasım geldi
——————
İLAHİ BAKIŞ AÇISI
Chuuya'nın kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı. Yüzünün kızardığını ve içinde duramayan heyecanını hissedebiliyordu."EVET" diye bağırma dürtüsünü durdurdu ve Dazai'nin yüzüne baktı. Ona güveniyordu. Ancak hiç bir şey demeden Karisu'dan ayrılmış ve nedenini hala açıklamamıştı. Hoş, Chuuya'da sormamıştı. Bu yüzden emin olmak istiyordu. Duyguları hakkında yalan söylemediğinden. Eğer Dazai yalan söylüyorsa, Chuuya duygularını söylediği için zayıf bir duruma düşerdi. Bunu istemiyordu.
Mutluluktan yüz kaslarını tam kontrol edemiyor olsada, yüzünü olabileceğince ciddi bir ifade verip Dazai'ye baktı:
—Ne zamandan beri?
Dazai ne dediğini anlayamamıştı. Chuuya'dan böyle sert bir tepki beklemiyordu. Kırıldığını hissetti. Chuuya onun için aynı şeyleri hissetmiyorsa bile daha kibar bir tavır takınır diye umuyordu. Ama elbette duygularını dışa vurmadı ve moralini bozmadı. Chuuya'yı tanıyordu ve itirafından sonra olan tepkilerini farketmişti. Dazai Chuuya'nında ondan hoşlandığından neredeyse emindi. Ama Dazai zaten hemen bir kabulleniş ve itiraf beklemiyordu. Dazai yaptıklarının ve yaptıklarının yanında Chuuya'nın şüphelenmeyecek kadar aptal olmadığının farkındaydı."Uzun zamandır." Dazai belirsiz cevabı dışında yüzünde hiç bir mimik oynamayan Chuuya için cevabının yeterli olmadığını hissetti ama hemen cevap vermedi. Chuuya'ya yalan söylemek istemiyordu. Ama doğruyu söylerse Chuuya şüphelenirdi.
Chuuya Dazai'nin durakladığını farketti. Dirseğini masaya koyup kafasını eline yasladı. "Eee, bir cevabın yok mu?" Dazai iç çekti. Dürüst olmaya karar vermişti. Yalan söylemek işleri sadece daha zorlaştırırdı. Stresini belli etmemek için gülümsedi. "Hmm, sanırım 16 yaşımdan beri."
Chuuya şaşırmıştı. Bu kadar eski olmasını beklemiyordu. 'Bu adam neydi de 6 yıldır duygularını belli etmemişti?'
diye düşünebilirdi Chuuya. Ancak sadece bakışları sertleşti ve duygularını askıya almak için çabaladı.
"Öyle mi, Dazai?" Ayağa kalkıp Dazai'nin sandalyesine yaklaştı ve yüzüne doğru eğildi. "Madem beni 16 yaşından beri seviyordun, neden gittin?"Dazai bu soruyu bekliyordu. Ama cevap veremezdi. Çünkü vereceği cevap, Chuuya'nın hoşuna gitmeyecekti, ona kızacaktı. "Bu... Bunun başka bir nedeni var."
Chuuya güldü ve şapkasını çıkarıp parmaklarını saçlarının arasına soktu. Yüzündeki gülümseme Dazai'yi korkutmuştu. Yeniden kriz geçirmesinden korkuyordu.
"Hah, neymiş o süper önemli sebep? Odasaku öldükten sonra Karisu'da kalmana değecek hiç bir şey olmaması mı?" Chuuya Dazai'nin sandalyesini geriye yaslayıp yüzüne yaklaştı. "Hey Dazai, hadi, söylesene!"Dazai ellerini Chuuya'nın beline sarıp göğsüne yaslandı. Bu ani sarılış Chuuya'yı şaşırtmış, heyecanlandırmış ve sakinleştirmişti.
—Ben... Korumak istemiştim...
—Neyi, Dazai?
—Seni.
Chuuya elleriyle Dazai'nin kafasını tutup kaldırdı ve yüzüne baktı. "Beni neyden korumak istedin?"
Dazai yüzünü Chuuya'nın eline sürttü.
—Onlardan
—Onlar?
Dazai gözlerini kaçırdı. Derin bir iç çekti ve ciddileşti. Buraya kadar söylediyse her şeyi anlatmalıydı zaten. "Guild. Guild adında bir organizasyon."Chuuya hiç bir şey anlamıyordu. "Onlarda ne be?!"
Dazai Chuuya'nın tepkisine güldü. "Guild... Benim eskiden olduğum yer. Karisu'dan önce."
Chuuya'nın meraklı bakışlarıyla konuşmasına devam etti.
"Doğrusu kendimi bildim bileli oradaydım. Beni insanlara işkence etmek için kullanıyorlardı gibi bir şey. Yetenek sahipleri yeteneklerini kullanamasınlar diye onların başında dururdum. Doğrusu, çok hoş görüntüler gördüm diyemem. Daha sonra, içeri bir Karisu ajanı sızdı. Sanırım yakaladıklarından biri Karisu'danmış. Ve ben şey... Bilirsin işte, bu düzenden yorulmuştum. Bu yüzden Karisu ajanı ile anlaştım. Ben çocuğu kurtarmasına yardım edecektim, o da beni yanına alacaktı." Dazai hatırlamak istemediği bir şeyi hatırlamış gibi duraksadı. "Biz kaçarken, Louisa adında bir üye bizi gördü. Louisa ile oldukça yakındık. Bana en iyi davranan oydu. Aynı zamanda Guild'in lideri Francis'inde sevgilisiydi. Ben, Louisa üstümüze gelince, kafam karıştı. 'Beni yakalarsa orda kalmak zorunda kalırım' diye düşündüm. Sonra tam ne oldu hatırlamıyorum ama Louisa'yı öldürmüştüm. İlk öldürdüğüm kişiydi. Francis çok üzüldü. Ben Karisu'ya geldikten sonra, sık sık bana saldırdı ya da suikast düzenledi. Guild artık yıkıldığı için eskisi kadar güçlü değildi ama parası vardı. Hemde çok. İlk önce bu girişimleri çok umursamadım çünkü sadece ben tehlikedeydim. Ama sonra, Francis sana aşık olduğumu farketti. Sana zarar vermek istedi."Chuuya devamını tahmin edebiliyordu. Ama yinede sordu. "Peki... Sen ne yaptın?"
Dazai yüzünü tekrar Chuuya'nın göğsüne gömdü. "Onu öldürdüm. O piç, kaçma konusunda uzman olduğundan çok uzun sürdü ama başardım. Başardığım gibi de, sana geri döndüm, Chuuya."Bir süre öyle kaldılar. Chuuya Dazai'nin sakinleşmesini bekledi. Sonra ise yavaşça ondan ayrıldı ve güldü. "Bunları en baştan anlatmalıydın be gerzek!" Dazai ilk önce şaşırdı. Sonra Chuuya'nın sadece ortamı yumuşatıp moralini düzeltmeye çalıştığını farkedip güldü. "Ee, Chuu, cevabın?"
Dazai Chuuya'nın ona yüzü dönük olacak şekilde kucağına oturup bacaklarını sarmasını kesinlikle beklemiyordu.
Chuuya ellerinin Dazai'nin boynuna doladı. "Cevabım mı? Ben de seni seviyorum, Dazai"
Chuuya Dazai'nin dudağına bir öpücük kondurdu. Tam geri çekilecekken Dazai onu tuttu ve daha sert öpmeye başladı. Uzun ve tutkulu bir öpüşme.
İkiside, sonunda bir araya gelmemin mutluluğunu yaşıyordu.
—————————
Sınır: 8 oyKorsan Chuu mu? Hemen geliyorum!!!
Çok hoşuma gitti
Acayip tatlı değil mi?? Yaşanmıştır bence
Az moraliniz bozulsun 😀