Sabah mutfaktan gelen seslerle uyandım mutfağa doğru gittiğimde Ali"nin kahvaltı hazırladığını gördüm bu beni baya şaşırmıştı çünkü Ali daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı,pek beceremezdi böyle şeyleri.
"Kafana taş falan mı düştü sabah sabah hayırdır kahvaltı hazırlamalar falan?"
Konuşmamla birlikte aniden irkilerek bana döndü sanırım onu korkuttum.
"Lan öyle gelinir mi ödüm bokuma karıştı."
"Ne biliyim mutfaktan ses duyunca dedim evi cinler mi bastı ,malum iki yıldır nerdeyse hep burdasın bir gün kahvaltı hazırladığını görmedim."
"Ha ha ha çok komik iyilikte yaramıyor,herif hasta kahvaltı hazırlıyim yesin diye erken kalkıyorum gördüğüm muameleye bak."
"Ya tamam bir şey demedim ne diye hemen sinirleniyorsun"
Hemen masaya oturup ağzıma bir salata attım,kahvaltı benim en sevdiğim öğündü,gün içinde acıktığımda bile yemek hazırlamak yerine çoğu zaman kahvaltı hazırladım yine.
Ali hareketlerimden sonra gülüp Çaydanlığın altını kapatıp masaya getirdi ,hemen çay doldursun diye ince belli bardağımı uzattım ama doldurduğu çay çaya pek benzemiyordu.
"Bu ne Ali abdest suyu gibi?"
Kahvaltıda çay olmadan o kahvaltıya kahvaltı demezdim çay benim Kırmızı çizgim.
"Ne biliyim,ben hiç çay hazırladım mi sanki. Koydum yarım kaşık yeter diye demekki yetmemiş."
Dedikleri beni güldürürken ayağa kalkıp içi çay dolu kavanozu aldım içindeki kaşıkla bir iki kaşık daha çaydanlığa kodum ve üstünede bir şeker .
"Bak Ali çaydanlığın büyük tarafına su doldurucaksın ondan sonra küçük çaydanlığa çay atacaksın iki buçuk kaşık ,üstüne bir şeker hızlı demlensin diye sonra kaynamış suyu yavaş yavaş gezdirerek içinde çay olan demliğe dökücen anladın mı?"
"Neyse ne bir daha hazırlamam zaten boşuna heveslenme"
Dediklerine gözlerimi devirip konuşa konuşa kahvaltımı ettim.
"Ellerine sağlık ben hazırlanmaya gidiyorum,masayı da kuran kaldırsın.Malum kolum izin vermiyor"
Söylediklerimi tastiklemek için alçılı kolumu gösterdim,surat ifadesine kahkaha atıp mutfaktan ayrıldım arkamdan söylenip durmaya devam ediyordu ama hiç umursamadan duşa girdim.
Yalnız kaldığımda yaşadığım her şey tekrar tekrar düşünüyordum.Daha fazla düşünmemek içim acele edip duştan çıktım.
Vücudumu iyice kurulayıp dolaptan Krem kumaş pantolon üstünede beyaz bir tişört giydim ve onun üstünede lacivert yarısı fermuarlı kazağımı giyip sarı saçlarıma şekil verdikten sonra ,en sevdiğim parfümü boynum ve bir kaç yerime sürüp, sırt çantamı alıp odadan çıktım.
"Hazırım ben çıkalım hadi."
"Tamam geliyorum beş dakikaya in aşağı sen"
Odadan odaya konuşuyorduk bu beni güldürürken "Tamam" diye bağırıp aşağıya indim hava bu gün biraz serindi.
Mahallede koşuşturan çocuklar ,camdan cama dedikodu yapan teyzeler her şey olması gerektiği gibiydi keşke o çocuklar gibi dertsiz tasasız olabilseydik hiç bir şeyi düşünmediğim zamanlar ,tek derdimin annemin beni eve erken çağırması olan günler,oysa büyümek için ne hevesliydim,bilseydim büyümenin böyle olucağını asla acele etmezdim.Belki de en büyük tesellim çocukluğumu doya doya yaşamış olmam.
"Neye daldın yine?"
Ali'nin gelmesiyle irkilerek ona döndüm.
"Hiç öyle daldım bir an,gidelim hadi"
Ali sürücü koltuğuna geçince bende önde yerimi aldım yol boyu havadan sudan konuşup durduk ikimizde asıl konuyu açmaktan kaçıyor gibiydik.
Ali beni fakültemde bırakıp
"Hadi iyi dersler Sinanım bir şey olursa haber ver"
"Tamam sanada iyi dersler hadi bay bay"
Aliyle vedalaştıktan sonra anfiye girdim gözüm direkt Efe' yi aradı ama daha gelmemişti.
Ön sıralardan birine oturup Efe'yi aramak için telefonu çıkarmıştım ki Efe'nin sınıfa girmesiyle telefonu bıraktım.
Elimi kaldırdım beni görsün diye hemen farketti zaten.
"Oooo erkenciyiz bu gün "
Dediklerine güldüm.Son olanlardan sonra hep geç geliyordum oysa genelde en erken gelen bendim fakülteye.
"Bir iki geç kaldık abart"
"Tamam be ne celaleniyorsun hemen bir şey demedim."
Daha çok güldü bu halime ,ders konusunda çok hassastım dakik olmayı çok severdim biri bunun tersi bir şey söyleyince çirkefleşiyordum hemen. Efe bu huyumu bildiği için beni kızdırmak için dalga geçiyordu.
"Tamam yeter gülme benim sana anlatacaklarım var daha"
Ciddi halimi görüp oda hemen toparlanıp kaşları çatık, meraklı bir şekilde bana'noldu' der gibi baktı ona dün olan her şeyi anlattım oda benim gibi baya şaşırdı.
"Kim oğlum bu kız neler söylemiş sırf Erdal seni dövsün diye"
"Bilmiyorum Ali ben bulucam sen karışma dedi.Yine başımı belaya sokucam diye korkuyor işte"
"Haklı adam başın bir beladan kurtulmuyor ki dayak yesen bile dikleniyorsun insanlara bir geri adım atmak yok ki sende."
İnkar etmek için ağzımı açmıştım ki hocanın sınıfa girmesiyle bu eylemden vazgeçip derse odaklandım.
Biraz günlük hayatından bahsetmek istedim .🥲💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BONCUK[BXB]
RomanceHer şey üniversitenin belalı tipinin sevgilime yavşamasıyla başladı. İlk kitabım olduğu için çok fazla yazım hatası olucak rahatsız olanlar okumasın.