20. BÖLÜM

765 53 65
                                    


Sabah büyük bir baş ağrısıyla uyandım.
Başım resmen çatlıyordu,dün neler olduğunu hatırlamaya çalıştım ama düşünmek bile başımı ağrıttığı için duşa girmeye karar verdim.Ilık bir duştan sonra kıyafetlerimi giyip kendime sert bir kahve yaptım.Okula daha iki saat vardı.Kahvemi yudumlarken telefonumun çalmasıyla ekranda Ali'nin ismini gördüm.Telefonu hemen açtım.

"Günaydın"

"Günaydın Ali,neden evde değilsin sen "

"Hatırlamıyormusun sen hiçbir şeyi?"

"Yok daha kendime gelemedim onda."

"Anladım benim arabayı sen mi aldın onu soracaktım."

Tam cevap vericekken dün olan her şeyi yavaş yavaş hatırlamaya başladım.Elimdeki bardak yere düşünce irkildim.

"Alo Sinan noldu lan iyimisin?"

Ali'nin telaşlı sesini duyunca telefona geri döndüm.

"İyiyim Ali sadece bardak düştü,Arabanı  almaya gelirsin müsait olunca."

Bir şey demesine izin vermeden telefonu yüzüne kapattım.Dün neler olmuştu öyle kendimi rezil etmiştim.Adamın arabasına kusmuştum resmen.

"Nolur gerçek olmasın bunu yapmamış olayım"

Kendi kendime sayıklayıp duruyordum peki ya lavaboda olanlar?

Bunları duşünmemeye çalıştım araba neredeydi? Camdan kapının önüne baktım.

Arabayı kapına bırakıcam demişti ama kapıda araba falan yoktu.Ya arabasına kustum diye intikam olarak arabaya el koyduysa? Gerçeği onun bizim arabayla ne işi olurdu. En iyisi onu aramaktı.İyide arayıp ne diyecektim ki?

Arama fikrinden vazgeçmiştim gece olanlardan sonra onunla konuşmaktan bile utanıyorudum.Zaten okula gidicektim.Onu orda görürsem konuşurdum.

Yerde hâla kırık şekilde duran bardağı topladım.Üstüme siyah deri ceketimi giydim.Çıkmadan önce anahtarı alıp kapıyı kapattım.Yarım saatlik bir süreden sonra okula gelmiştim.Bu sefer yalnız oturdum.Efe kendine gelemediği için bu gün okula gelmemeyi seçmişti.

Ders bitince kahve almak için her zaman gittiğim kafeye gittim.Kapının kolunu tutmuştumki biride benim elimin üstüne koymuştu elini.Kim oldugunu gayet iyi biliyordum.Bu koku unutulması pek kolay bir koku değildi. Okyanus gibi kokuyordu, sert ama rahatlatıcı,güven verici.

Elimi ateşe değmiş gibi geri çektim.Omzumun üstünden ona dönünce eğildiği için burnum onunkine sürtmüştü. Bu küçuk temasla birlikte yutkundum.Bir an güler gibi oldu ama kendini durdurup kaşlarını çatmaya devam etti.

"Konuşmamız gerekiyor."Diyince

Kafasını salladı,boğazını temizleyip

"Olur konuşalım Boncuk."

Önüme dönüp kapıyı açıp içeri girdim. Arka taraflara doğru gittim.Okuldan kimsenin bizi görmesini istemiyordum.Yoksa yine dedikodu çıkaracaklardı.Ne konuşmam gerektiğini kafamda kurup duruyordum ki Beş dakika sonra karşıma oturdu.

"Seni dinliyorum Boncuk"

"Dün olanlar,sarhoştum ne yaptığımı bilmiyordum.Asla yapmayacağım şeylerdir genelde."

"Sarhoş olduğunu beş yaşındaki çocuk bile anlardı,sadede gel."

Neden sinirlendiğini anlamamıştım.Konuşmaya devam ettim.

"Dün arabana kostuğumu hatırlıyorum,yol tutar beni genelde bide sarhoş olunca tutamadım üzgünüm."

"Bunun için mi konuşmak istedin?"

"Buda bir neden tabi ama hem eve bıraktığın için teşekkür etmek istedim hemde Ali'nin arabasını almak için"

"Arabayı biraz önce kapına bıraktırdım.Uyuyorsun diye düşünmüştüm."

Neden uyuyup uyumadığım onu ilgilendiriyordu ki?

"Tamam teşekkürler,ben kalkıyim o zaman"

Ne diyeceğimi bilemediğim için çareyi kaçmakta buluyordum.

"Bu kadar mı yani yine kaçıcakmısın?"

Kaşlarımı çatıp geri oturdum.

"Neden kaçıcakmışım ne zaman kaçtım ben?"

Sinirden gülüp duruyordu sonra kafasını geriye atıp kahkaha atmaya başladı.

"Delirmişsin sen gerçekten delisin."

Gülmesi durunca doğruca bana baktı dudaklarında yamuk bir gülüş kalmıştı ama sinirden güldüğü için korkutucu görünüyordu.

"Duygulandan kaçıyorsun!"

Aniden bağırmasıyla burda daha fazla duramiycağımı anlayıp Eşyalarımı toplamaya başladım hızla tam  kalkmıştım ki aniden sağ  kolumu tutup diğer eliylede çenemi sıkıca tutup gözlerimin içine baktı.Bu beni korkutmuştu en son olaydan sonra ondan ve kavgalardan uzak durmaya çalışıyordum.

"Sana neyden kaçtığını göstermemi istermisin?"

Ona anlamaz gözlerle bakmam onu daha çok hırslandırıyor gibiydi.Gözlerini dudaklarıma dikince kalbim maratona koşuyormuş gibi atmaya başladı.

Yüzünü iyice bana yaklaştırınca nefesi nefesime karışıyordu ,heyecandan napıcağımı bilememiştim. Dudakları benim dudaklarıma sürtünce  gözlerimi sıkıca kapattım.

 Dudakları benim dudaklarıma sürtünce  gözlerimi sıkıca kapattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BONCUK[BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin