"Hayatım hadi geç kalacağız hemen çıkmamız lazım." diyen sevgilimle yatağın üstünde kalan son eşyalarımı alıp hemen kapıya doğru ilerledim.
"Tamam geliyorum Efe acele ettirme beni bir şey unutmamam lazım."
"Bir şey unutursan Çınar'ı gönderirim eve ama şimdi çıkmazsak istediğin gibi hazırlanmaya vaktin olmayacak."
"Tamam geldim geldim !" dedim ayakkabılarımı giyerken.
"Parla'dan haber var mı ?"
"Yok aramadı daha gelmemişlerdir. Allah'tan gelinliği falan orada bıraktım da onunla uğraşmıyoruz şimdi. Çok yorgunum ya sabahın köründe koşturuyoruz, zaten dün geç yattık." dedim Efe'nin elini tutup arabaya doğru ilerlerken. Sevgili olarak bu evden son çıkışımızdı, döndüğümüzde evli bir çift olarak girecektik evimize.
"Eee kına gecesi kesmeyince after party yapıp bütün gece eğlenirsen olacağı bu Tuğçe hanım."
"Hayatımda bir kere evleniyorum, eğlencenin dibine vurmam lazım tabii ki. Ayrıca benden çok sen eğlendin, hala gözlerin açılmıyor. Bir şeyler yememiş ve kahve içmemiş olsaydın, yerlerde sürünüyor olurdum savcım."
"Eğlen canım ona bir şey dediğim yok ama bakalım bu akşamı nasıl geçireceksin bu yorgunlukla." dedi sevgilim gülüp diğer söylediklerime cevap vermeden arabayı çalıştırarak.
"Valla sen kendini düşün canım, ben alışkınım uykusuz gecelere malum mesleki deformasyon. Hem şimdi bir buçuk saatlik yolumuz var, biraz uyusam yeter bana." dedim ayaklarımı Efe'nin kucağına doğru uzatarak ve uyumak için rahat bir pozisyon bulmaya çalışarak.
"Senin tarafında olan klimayı kapat sevgilim uyurken çarpmasın."
"Kapattım hayatım, bir şey olursa uyandır beni." dedim gözlerimi kapatırken, ne olursa olsun düğün yerine varana kadar uyandırmayacağını bildiğim halde.
Uykuya dalmadan önce dün akşamı ve bugünü düşünüyordum. Efe evlilik teklifi ettikten sonra çok beklemeden hazırlıklara başlamıştık, ikimiz de kararımızdan emin olduğumuz için vakit kaybetmek istemiyorduk.
Seçmesi ve bulması en kolay olan şey düğün yerimizdi. İkimiz de kır düğünü istiyorduk o yüzden İstanbul'un biraz dışında çok güzel bir yer bulmuştuk. Hazırlanabileceğimiz ufak bir ev ve istediğimiz gibi dans edip süsleyebileceğimiz kocaman bir alanımız vardı.
Gelinliğimi seçmem biraz zaman almıştı, kendimden emin olmak istiyordum. Giydiğim anda 'bu olmalı' demek istediğim bir gelinlik aramıştım ve dolayısıyla biraz uzun bir süreç olmuştu ama Ceylin abla ve ailemizin diğer bütün kadınlarının yardımıyla seçebilmiştim.
Diğer her şeyi hiç bir yardım almadan Efe ve ben halletmiştik. Bizim düğünümüz olduğu için en ufak detayına kadar biz karar vermek istiyorduk. Çınar ve Parla nişanlarını ve düğünlerini organize ederken her şeyi Parla yapmıştı, Çınar'ın karışmasına izin vermemişti. Biz tam tersini yapmıştık, Efe her adımda yanımdaydı ve her şeye beraber karar vermiştik, olması gerektiği gibi.
Düğün için her şeyi ayarlamayı bitirdiğimizde aklımızda bir soru oluşmuştu : bekarlığa veda partisi mi yoksa klasik kına gecesi mi ? İkimiz de ayrı ayrı eğlenmeye gitmeyi saçma bulduğumuz için -çünkü kesinlikle bekarlığa veda ettiğimiz için mutsuz değildik-, kına gecesine karar verdik. Bu seçimimize en çok babam sevinmişti çünkü ne olursa olsun örf ve adetlerimizi yerine getirmemizi içten içe istiyordu.
Düğün için zaten bir yer tutmuştuk, kına gecesi için de ayrıca masrafa girmek istemiyordum. Bu sebepten dolayı, rahatça eğlenelim diye bir yer tutmak isteyen Efe'nin itirazlarına rağmen, Çınarların bahçesinde güzel bir gece geçirmiştik. Bahçeyi istediğimiz gibi süsleyip çok da kalabalık olmayan tanıdıklarımızı çağırmıştık. Gece on ikiye kadar ki eğlence bize yetmeyince, gün içinde topladığımız Ceylin ablaların evine çıkıp after partymizi yapmıştık. Daha önce hayatımda bu kadar eğlendiğim bir anı kesinlikle hatırlamıyordum. Başından sonuna kadar her şey istediğimiz gibi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EfTuğ - OneShot
Romancedizide göremediğimiz minnoş çiftimiz için tek bölümlük hikayeler