3 ay sonra :
"Babiş ben bu akşam Parla'da kalabilir miyim ?"
"Sen son bir kaç aydır çok kalmaya başladın Parla'larda, hayırdır ?"
"Ne hayrı babam ya ? Çınar'la kavga ediyorlar sık sık ondan canı sıkkın, başka bir şey yok yani."
"İyi kal madem, ama bundan sonra her defasında izin vermem haberin olsun."
Tahmin ettiği gibi, babası iyice şüphelenmeye başlamıştı. Efe'yle ilişkilerini açıklayamazdı ama ona, nasıl diyecekti ki sevgili olmadıklarını ama sevgililerin yaptığı her şeyi beraber yaptıklarını ?
Üç aydan beri çok şey değişmişti. Hamile olduğunu zannettiği günden beri ikisi de duygularının ne kadar derin olduğunu fark etmişlerdi. İkisi de korkuyordu bu hislerden, o yüzden kimse bir şey demiyordu. Altı ay önce anlaştıkları gibi sadece fizikseldi her şey.
Ama bunun yanında yaptıkları tüm aktiviteler 'sevgili' etiketini takıyordu ilişkilerine : dertleşmeleri, ikisinden biri iyi olmadığında diğerinin tüm işlerini bırakıp ona gelmesi, haftada en az bir kere yemeğe gitmeleri, ayda iki kere tiyatroya gitmeleri, evde sinema gecesi yapmaları, ama en önemlisi de sevgi evine gitmeleri olmuştu. O gün tam anlamıyla hissetmişti Tuğçe ilişkilerinin sadece söyledikleri gibi fiziksel olmadığını.
İlk adımı atmaktan korkuyordu genç kadın. Daha önce hiç sevgilisi veya sevdiği biri olmamıştı. Bir ilişki insanı olup olmadığını bile bilmiyordu. Ve Efe'nin savcı olması da işini kolaylaştırmıyordu. Altı ay içerisinde herkese ispat etmişti torpilli olmadığını, yerini hak ettiğini, ama yine de bir savcıyla uzun sürüp sürmeyeceğini bilmediği bir ilişkisi olması tehlikeli olabilirdi onun için.
Efe de evinde kahvaltısını yaparken yine Tuğçe'yi düşünüyordu. Hayatına tesadüfen altı ay önce giren bu kadına aşık olduğunu kabul etmişti kendi içinde. Evet belki çok erkendi, ama genç savcı ilk gördüğü akşamdan beri seviyordu bu kadını.
Bunları kendi içinde kabul etmesi işleri değiştirmiyordu. Tuğçe'nin de ona karşı bir şeyler hissettiğini bilse de emin değildi, hissetmek başkaydı, sevgili olmak başkaydı.
Genç kadının onunla ciddi bir ilişki isteyip istemediğinden emin değildi. Hem altı ay önce belirtmişti ona kariyeri için bunun tehlikeli olacağını, bu sebeplerden dolayı da Efe ilk adımı atmaya zorlanıyordu.
'Olsun' dedi içinde genç adam, hayatında olduktan sonra ne şekilde olduğu önemli değildi onun için. Tuğçe'nin yanında olması yeterdi ona. Kendini böyle teselli ederek ona açılması gereken anı geciktiriyordu.
Bugün emniyette işi çoktu, girmesi gereken bir çok sorgu vardı savcının. Neredeyse tüm gün sevdiği kadının yanında olabilecekti, sonra da akşamını ve gecesini onunla geçirecekti. Bunun heyecanıyla siyah takımını giyip ve yeşil kravatını takıp, Tuğçe'nin en sevdiği parfümünü sıktı Efe.
Tuğçe de aynı şekilde gününü Efe'yle geçireceğini biliyordu. Son zamanlarda kendine özen göstermeye başlamıştı onun geleceğini bildiğinde. Siyah, dar ve derin dekoltesi olan üstünü giydi siyah pantolonunun üstüne, emniyette olduğu için de üstüne bir hırka aldı dikkat çekmemek için. Saçlarını genç savcının sevdiği gibi açık bırakıp normalinden biraz daha fazla makyaj yaptı, dudak parlatıcısını unutmadan tabii ki. Parfümünü de sıktığında işe gitmek için hazırdı.
Salonda onu bekleyen babası anlamıştı bir şeyler olduğunu, kızının her zaman Parla'da olmadığını ve hatta kiminle olduğunu da biliyor gibiydi. Hayatlarına altı ay önce giren genç savcıyla birbirlerine bakışları gözünden kaçmamıştı. Onun emniyete geleceğini bildiğinde daha çok hazırlandığını da fark etmişti Eren başkomiser.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EfTuğ - OneShot
Romancedizide göremediğimiz minnoş çiftimiz için tek bölümlük hikayeler