Selamlar.
Seviyoruz seviyoruz...
----Oldukça güzel ve sade tasarlanmış odaya girdiğinde önce gelişigüzel etrafına bakmış, genç adam onun önünde yürürken bakışlarını ona dikmişti. Genç yavaşça koltuğuna oturup masasının üzerindeki defteri tutup önüne çekmiş, kalemini de alıp bir şeyler yazmaya başlamıştı.
" Önce tanışalım, sonra sana programı anlatayım. Nasıl fikir?"
" İyi."
Kartal ellerini arkasında birleştirmiş, masanın önünde kendinden oldukça emin bir şekilde dururken Savaş başını kaldırıp ona bakınca derin bir iç çekmişti.
" Oturmak için neyi bekliyorsun?"
" Vahiy."
Savaş attığı kahkasının ardından, " Komik adamsın, otur hadi." Demişti kalemin kapağını parmakları arasında tutmaya devam ederken. Verilen emir ile ona bakan Kartal bir şey demeden karşısındaki koltuğa oturmuş, ellerini dizlerine koyup konuşmaya girmesini beklemişti.
" Adın Kartal mı?"
" Evet."
Geriye yaslanmış, ayak ayak üzerine atarken kalemiyle oynamaya devam etmişti. Ağzından laf alınması zor bir adam gibi duruyordu. Basit birkaç tanışma faslına bile tahammül edemeyecek cinstendi.
" Savaş bende."
" Biliyorum."
Savaş sıkıntı bir iç çekip, " Ama olmaz ki böyle! Hiç eğlenceli değil." Diye söylenmişti ki karşındaki adam koyu gözlerini ona dikmiş, " Sizi eğlendirmek için gelmedim." Demişti.
Kararı belliydi, mesafesini koruyacak, ne kölesi ne efendisi olacaktı. Ancak böyle bu şımarık çocuğu elleri arasında tutabilir, babasının dediğini yapabilirdi.Savaş bu hallerine tahammül etmeye çalışırken, " Her neyse... Babam seni neden işe aldı, onu sadece baban vesilesi ile mi tanıyorsun?" Diye sormuştu yeni bir konu açarken.
Kartal arkasına yaslanmış, " Babamın yakın arkadaşıydı. Bir sene önce benden rica etti, kabul etmedim. Bu sene tekrar söyleyince, kabul etmek zorunda kaldım." Demişti açık açık.
Karşısındaki genç saçlarını karıştırıp geriye doğru atarken, " Anladım, hayret babam öyle herkese kolay kolay güvenmez. " Diye konuşmuştu kendi kendine.Ardından birkaç saniye sessizlik oluşunca Savaş defterini eline almış,
" Şimdi... Her sabah sekizde uyanır,spora giderim, yanımdasın. Sonra oradan kahvaltıya giderim, yine yanımdasın. Hmm ondan sonra eve gelirim ve dersim varsa okula giderim, yine yanımdasın. Sonra işte, gezeceksem, ne bileyim bir işim varsa yine yanımdasın. Böyle anlattığıma bakma tabii ki sabit bir rutinim yok. Neler yapacağımıza yabancı kalma diye anlatıyorum." Diye tek tek açıklamıştı.Kartal derin bir nefes alıp, " Şuna direkt her anımda yanımdasın der misin?" Diye sormuştu hızla.
Savaş başını kaldırıp ona bakarken, " O kadar da her anımda olma bence." Demişti gülerek." Bayağı bir meraklıydım halbuki."
Savaş onun bu dik başlı yapısı karşısında ister istemez sinirlenirken söylene söylene ayağa kalkmış, " Benimle düzgün konuşmanı istiyorum." Demişti çok net bir şekilde. Kartal ona bakmış, " Baban nasıl uygun görüyorsan öyle yap demişti halbuki." Diye karşılık vermişti.
Genç adam gözlerini devirip üzerindeki ceketi çıkarmış, koltuğuna bırakırken, " Babamın laflarını söyleyip söyleyip durma. Burada yalnızız. Ve devamına da öyle olacak. Yani benim sözlerimi dinleyeceksin demek oluyor bu." Demişti ısrarla onunla güzelce konuşmasını söylerken.
![](https://img.wattpad.com/cover/366077749-288-k808431.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•İntizar• [bxb]
Fiksi Remaja" Ne bu korumacı tavırlar? Kocam mısın?" " Korumanızım ya hani, Küçük bey." Cumhuriyet Başsavcısının şımarık oğlunu zapt edebilmesi için yanına verilen bir koruma mı? Kartal Öztürk, başına büyük bir bela alacağından habersizdi.