Selam bebekler bitirsek mi artik
---
Kartal°
---" Savaş'ı gördüm."
" Ne? Nerede?"
" Üniversiteden çıkmıştı sanırım, oralarda gördüm. Şans eseri , çarpıştık. Sonra nasılsın diye sordum, iyiyim dedi gitti."
Bakışlarımı elimdeki kahveden çekip Sezen'e dikmiş, " Gerçekten nasıldı Sezen?' diye sormuştum sakince. Derin bir nefes alıp ceketini çıkarmış, yanımdaki koltuğa bırakırken gelip dizimin dibine oturmuştu.
" Doğrusunu söylemek gerekirse, çok kötü."
Dediği şeyden sonra döndüm ona. Konuşmayacak olduğumu bildiği için kendisi devam etti.
Merak ettiğimi de biliyordu." Gözlerinin feri gitmişti resmen. Üzül diye söylemiyorum ama cidden çok kötü görünüyordu. Aylar önce bize getirdiğin Savaş ile bir tutamadım abi. Aynı kişi değillerdi sanki. Çökmüştü, kendini zor taşıyor gibi bir hâli vardı."
Anlamış gibi başımı onaylarcasına sallarken kahvemi yanıma bırakmış, arkama yaslanıp sıkıntılı bir iç çekmiştim. Sezen ellerini saçlarıma atıp oynamaya başlarken bir yandan konuşmaya devam etti.
" Bu daha ne kadar böyle devam edecek..."
" Bundan sonra böyle Sezen. Yapabileceğimiz bir şey yok."
" Ama çok zor değil mi?"
" Kolay olur mu hiç kızım? Beş ay beş sene gibi geçti diyorum sana. Ama yapabilecek bir şey yok. Yavaş yavaş unutacak."
Bana bakmış, " Abi.. hiç öyle durmuyor." Demişti çaresizce. Gözlerimi kapatıp sustum. Haklıydı. Belki o bir süre sonra unutacak, ya da şimdiden unutmaya başlamıştı. Ama ben ne yapacaktım bilmiyordum işte.
Onsuz daha ne kadar devam edecekti bilmiyorum.Aklından çıkmıyordu hiçbir an. Onunla geçirdiğim hiçbir dakikayı unutmadığımı fark ettim. Beş ayda adam akıllı hiçbir gelişme yoktu. Yapamıyordum sanki. Onu bırakıp gittiğim dakika bir film şeridi gibi gözümün önünden çekilmemeye ant içmiş gibiydi.
Uyurken, yeni uyandığımda, uykuya dalacakken ona öyle ihtiyaç duyuyordum ki bu beni dünyadan koparıyordu resmen. Günlerim onun bana verdiği kediyi izlemek, birlikte çektiğimiz fotoğraflara bakmak, onu düşünmek, bana verdiklerine bakıp anılarını düşünmek ile geçiyordu.
Bir kez bile karşı karşıya gelmemiştik o günden sonra.
Korkak kuşum dediği günden beri bir kez bile görüşmemiştik.
Sokaklar bile bizi bir araya getirmiyordu.Bunu diyorum evet ama bende çıkamıyordum ki evden. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Sokaklarda gezmek, insanlar görmek, çiftleri izlemek istemiyordum. Yalnız başıma yaşayıp gidiyordum sadece.
Savaş ve Savaş'ın bana bıraktıkları ile.
Bunları düşünürken dalmışım uykuya. Yine rüyama girmekten hiç çekinmedi küçük bey.. çok garipti. Çok gerçekçiydi. El ele tutuşmuş, onun evinden çıkıyorduk. Babası sadece izliyordu bizi. Hiçbir şey demeden. Sonra Savaş bana dönüp sarılıyor, her şeyi hallettiğimizi söyleyip gülüyordu.
Öyle bir hızla açtım ki gözlerimi, dizimin dibinde oturan Sezen korku ile yerinden sıçradı resmen.
" Abi! Ah korkuttun.. ne oldu?"
Kendime gelmek için gözlerimi ovuşturup yerimde doğrulmuş, " Rüya gördüm bir şey yok." Dedim sadece. Alışık olduğu bir senaryo olduğu için ne gördüğümü de biliyordu. Bu yüzden sorgulama gereği duymadı.
Anlık bir karar ile önce odama çıkıp kendime gelmeye söz vermiş, kısa bir duş alıp birbirine karışan saçıma sakalıma bir el atmış, aynadan bomboş kendime bakarken derin bir nefes almıştım.
Toparlanmak şarttı. Böyle devam edemezdik.
Ellerim köprücük kemiklerime ulaşınca yazının üzerinde gezdirmiş, onun bir hatırası ile daha karşılaşınca derin bir iç çekmiştim.Savaş...
İsmi kalmıştı bir tek. Banyodan zorla da olsa çıkıp rastgele bir şeyler giymiş, ardından arabayla mı gitsem yoksa yürüsem mi diye birkaç dakika düşünmeye başlamıştım. Bunu neden bu kadar düşündüm bilmiyorum. Durup karar vermeye çalıştım sadece.
Sonra kendime gelmiş, yürümeye karar verip ellerimi cebime koymuştum.
Yollar bile bana dar gelirken sadece insanların arasından sıyrılmaya çalıştım. Bu kadar insan mutlu olmaya çalışıyor, çabalıyor, kimi de oluyordu. Biz neden böyleydik?Bunları düşünürken yürümeye devam etmiş, birkaç dakika daha bomboş sokakları izlerken önümden geçip giden insanlara bakmıştım. Sonunda bir bank bulup oturmuş, sigaramı yakıp dudaklarım arasına yerleştirmiştim. Yapabilecek başka bir şey yoktu.
Sigaramı içip etrafımı izlemeye devam ettim.Savaş... Nasılsın? Neredesin? Kiminlesin? İlaçlarını içiyor musun? Anneni özlüyor musun? Beni düşünüyor musun?
Soru işaretleri kafamın içinde dönerken onu düşünmeye devam ettim.Savaş, şüphesiz bu dünyadaki en güzel seven insandı. Öyle güzel, öyle cesur seviyordu ki dünyayı alırdı karşısına. Benimle çok tersti bu konuda. Ben kaçıp gitmeye meraklıyken yakasına yapışıyordu aşkın. Ya benimsin ya benim diyordu.
Seviyor, bunu belli ediyor, hayatının merkezine koyuyordu. Böyle iyi bir insanın şuan düştüğü durumların tek sorumlusu olduğumu düşündüm.
Hayatının neresine giderse gitsin ona bıraktığım acı hep iz kalacaktı.
Tanıyordum onu, unutmazdı. Aklından çıkarsa da en ücra köşelerinde dönüp dolaşıp bulurdu beni.Olmuyordu, ne yapsam olmuyordu.
Sigarama bakmış, onunla içtiğim günler aklıma geldikçe gülümsemiştim. Arsız arsız sigaraların hepsini bana bakarak yakar, öyle içer ve söndürürdü. Kimi zaman çakmak bile istemez, sigarasının ucunu sigarama değdirip yakar, gözlerimin içine baka baka dudaklarıma üflerdi.Zehir ikimizin dudakları arasında eriyip giderken tutunurdu bana. Sarılırdı. Öperdi, öperdi, öperdi. Mest ederdi resmen.
Zehir daha bir zehir olur, bedenimi ve ruhumu yakar, bağımlısı eder giderdi.Karışırdık birbirimize. Bırakmamak için çaba sarf eder, ellerimizi ayırmazdı. Ben peki? Ondan kaçıp giden ben ne yapardım? İterdim ellerini. Onun iyiliği için olsa bile nasıl yapardım bunu?
Haddime miydi böylesine güzel birini yaralayıp gitmek? Bunları düşünürken bakışlarımı karşıdaki duvara diktim. Özür dilerim Savaş'ım, özür dilerim .
-----
Kartal...agla zirla kudur kocum
Hadi eyw anneniz kacar

ŞİMDİ OKUDUĞUN
•İntizar• [bxb]
Teen Fiction" Ne bu korumacı tavırlar? Kocam mısın?" " Korumanızım ya hani, Küçük bey." Cumhuriyet Başsavcısının şımarık oğlunu zapt edebilmesi için yanına verilen bir koruma mı? Kartal Öztürk, başına büyük bir bela alacağından habersizdi. [ ANGST]