Selamlar, hikayeyi okuyanları görüyorum ama oy vermediğinizi görmek beni gerçekten üzüyor zaten yeni bir yazar olduğum için kitlem yok kitabın yayılması ve okunması için en azından paylaşır ve oy verirseniz çok mutlu olurum. <3
Geçen bölüm Hyunchan krizine girdiğinizi sanıyorsanız, hiç bir şey görmediniz, teşekkürler.
⚜⚜⚜
Chan
Belinden tutarak düşmesini engellediğim prens şaşkın ifadelerle gözlerime kenetlenmişti. Deltamın ortaya çıktığının farkındaydım. Kardeşim zihnime ulaşıp benimle konuşmaya çalışıyordu. Enerjisinin üzerimdeki varlığını ve de kurmaya çalıştığı baskıyı hissetmiştim ama o an umrumda dahi olmamıştı. O an sadece karşımda saniye saniye buzul mavisine dönen bir çift gözün nihai olmayan surlarında geziyor gibi hissediyordum.
Prensin belini kendime çekerek yavaş ve nazik bir hareket ile doğrulmasına yardım ettim. Herkes pür dikkat bizi, hareketlerimizi izliyordu. Şuana kadar kurdumu onlardan gizlemeyi oldukça iyi becermiştim ancak kimsenin hesaplarında bir anda bir deltanın ortaya çıkması yok gibiydi ki herkesin gözleri bir prensin belindeki dokunuşlarıma bir de gözlerime gidiyor gibiydi.
Babamın bu kozu daha etkili kullanmak istediğine emindim ama kendimi bir anda içinden çıkılması imkansız bir durumda bulmuştum, belkide çıkmak istemediğim bir durumda. Küçüklükten beri her zaman mizacı sert ve agresif bir kişiliğim olmuştu, bu da diğer krallıkların her zaman çekinmesine sebep olan durumlardan biriydi, açık açık ve alenen topraklarının bütünlüğü icin Lyonesse'yi koz olarak kullandıkları bile olmuştu.
Ancak böylesi bir durumda yeniden şekillenecek olan masada Saugenay'ın ağırlığı artık daha da fazla olacaktı. Hepsi fazlası ile bunun bilincindeydi. Hepsi gözlerime kenetlenmişti ancak ben ise karşımda duran gözlerden fazlasını görmüyordum, orada bilinçsizce bir şeyler arıyordum sanki ve bu da asla düşünmediğim eylemler yapmama sebebiyet veriyordu, bunların sonuncusu ise prensin kulağına hafifçe yanaşarak dudaklarımı aralamak olmuştu.
"Lyonesse'nin Ay Işığı Prens'i bana bu dansı lütfeder mi?"
Ben henüz olayın gerçekte beni ne kadar zor bir duruma sokacağının bilincinde dahi değilken bir süre sakince gözlerimi süzen omega sonunda elini yavaşça bana uzattı.
"Saugenay veliahtının teklifini nasıl reddedebilirim, o lütuf sizindir."
Ağzım memnuniyet ile aralanmıştı bir anda, içimden resmen kahkaha atmak gelmişti. Bu tabloyu ise birkaç adım gerimizde Kral Hwang oldukça ilgili bir şekilde izliyordu ve dans teklifime karşılık aldığımı görünce hem dağılan düzeni tesis etmek hem de baloyu yeniden başlatmak için hızlı bir şekilde toparlanmış ve gür sesi ile bağırmıştı.
"Müzik neden kesildi? Balo devam ediyor!"
Bunu duyan müzisyenler yeniden müziği başlattılar. Kralın sesi ile balodaki herkes yeniden dansa devam ederken bir yandan da bakışları hala üzerimizdeydi. Ama en çokta bizi izleyen iki kişi dikkatimden kaçmıyordu. Prens Minho ve kardeşim Jeongin olduğu yerde dikilmiş bizi izliyordu. Prens Minho'nun yüzündeki hayal kırıklığını gördüğümde mutlak bir sırıtış yayıldı bütün yüzüme, ilk zaferimi kazandığımı anladım bu sayede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psyche
FanfictionSonunda buluştuğumuz zaman ne bir sur ne de bir suret durabilecek karşımızda. Çünkü biz geceye hükmeden avcılarız, ay ışığında dans eden. . . . Omegaverse Hyunchan × Minsung