Psyche

Kanlı Taht: Psyche'nin ilk teması

Selamlarrr. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.<3

⚜⚜⚜

"Ağzın ayrılacak yakında çocuğu izlemekten hadi gitte dans teklif et aptal herif."

Kurdumu işitence şaşırdım. Kızgınlığımda bile ilişkiye girdiğimde beni kıvrandıran kurdum şimdi beni mi destekliyordu? Dalga mı geçiyordu yoksa ciddi miydi anlamamıştım. Ama bir cesaret elimdeki içkiyi dikip masaya bırakarak adım adım ilerledim. Ben yanlarına yaklaştığımda bakışları bana döndü genç adamın. Hiç beklemeden sordum, yoksa cesaret edipte iki cümleyi bir araya getiremeyecektim.

"Bu dansı bana lütfeder misiniz?"

Şaşkın bakışlar ile beni izleyen genç önce gözlerime sonra elime baktı. Prens  Seungmin ise aniden yanında belirip böyle bir soruyu yanındaki güzel oğlana sormam ile bir adım geriledi ve bana hiçte yadırgamayan bir bakış attı.

"Ah, Lyonesse Prensi..."

"Prens Minho, Lyonesse'nin Veliaht Prensi."

Diyerek elini tuttum. Hafifçe kendime çekerek elinin üzerine narin bir öpücük kondurdum. Kulaklarım pür dikkat kesilmişti. Kalp atışlarını duymak için bütün dikkatimi topladım. Kalbinin hızlı bir şekilde tüm vücuduna, özellikle de yüzüne, kan pompaladığını hissettiğimde ağzım beğeni ile kıvrıldı. Sonunda kararsız bakışlarla olduğu yere adeta mıhlanmış beklerken Prens Seungmin boğazını temizleyerek sanki fısıldar gibi konuştu.

"Ben sizi yalnız bırakayım."

Bunu dediğinde genç çocuk prensin önünde hafifçe eğildi. Prens uzaklaşırken kaçamak gözlerle bana bakan gözlere konuştum. O an hiç bir ses duymak istemedim, sadece gözleri konuşsun istedim ve sadece benimle konuşsun.

"Peki, sizin adınız genç omega?"

Omega diye hitap etmem ile bakışları anında bana döndü. Sanırım elini öptüğümden beri feromon yaymaya başladığının farkında değildi. Kokuyu alanlar bize ufak çaplı kaçamak bakışlar atarken karşımda iki büklüm olmuştu.

"B-Ben Jisung, prens hazretleri. Drakenvallei'in gezgin kurtlarından biriyim."

İsmini öğrenmiştim sonunda, Jisung. Elini tuttuğum omegayı kendime çekerek dansa katılmak amacı ile birkaç adım içeriye doğru girdim. Zorda olsa bana ayak uydurmuştu.

"Hangi krallıkları gezdiniz Drakenvallei'in güzel omegası?"

Hitap şeklim ile vücudunun kasıldığını hissettim. Daha çok heyecanlanmıştı. Sonunda dansımız birbirine ayak uydurduğunda vücudumuz bir olmuş gibiydi. Heyecanlı adımlar ile birbirimizi izliyorduk. Sürekli gözüm gözlerindeydi. Uzun zaman sonra ilk defa biri için heyecanlanmak beni germişti ama genede sevinmiştim. Sonunda müzik kesildiğinde hiç bitmesin dediğim o an bitmişti. Devam ettirmek için ise elimden geleni yapacaktım.

Dans bitiminde eğilip bana selam verdi hafifçe. Sanırım dans bittiği için sıvışmayı planlıyordu. Aniden koluna girmem ile gözleri büyüdü, beklemiyordu. Beklenmedik olmak en iyi yaptığım şeylerdendi.

Sonunda yürümeye başladığımızda hiç ummadığım bir hareket yaptı. Kolumdan ayrılarak elini elime doladı ve kulağıma eğilerek fısıldadı.

"Prens, istesem benimle gelir misiniz?"

⚜⚜⚜

Jisung

Elinden tuttuğum gibi dışarı çıkardığım prens ile bahçe boyunca yürüyorduk. Tamam, kendimi kandırmayacağım. Gerçekten yakışıklıydı, itiraf ediyordum. Onu süzdükçe vücudunda bulduğum detaylar yutkunmama sebep oluyordu. Ve lanet olsun ki ona bakarken yutkunduğumda beni gözleri ile yakalamış, sinsi ama gururlu bir bakış atmıştı. Yinede odağımı dağıtmamalıydım. Bugün olacakların getirilerini ancak tahmin edebilirdim. Faturası elbette bana da kesilebilirdi, odaklanmam gereken tek şey Prens Seungmin'in benden istediği yardım talebine uymaktı. Ne olursa olsun bugün Lyonesse hanedanından birinin zarar görmesine engel olmak.