Selam nasılsınız? Bayadır hasta olduğum için bölüm yazamadım daha yeni yeni iyileşiyorum. Bir de sınav haftama denk geldi. Yazamayı özlemişimm bölüm yazmaya devamm.
Hatam olursa kusura bakmayın. İyi okumalar.
____________________________Gitmesinin ardından hiç hareket etmedim olduğum yerde sadece ağladım. Jin'in sözünü dinlemediğimin pişmanlığını yaşadım. Keşke sözünü dinleseydim ama bende bir şeyler yapmak istiyordum.
Dört duvar arasına yeniden tıkalı kalmıştım. Yavaşça yattığım yerden kalkmayı başardım saatlerdir ağladığım için başım deliler gibi dönüyordu. Beynim jöle kıvamına gelmişti bacaklarımı aşağı sarkıttım.
Yatağın başlığından destek alarak ayağa kalktım bacaklarım titresede ayakta durmayı başardım. Ağır adımlarla odanın içinde ki diğer kapıya doğru ilerledim. Kapının kulpunu tutarken gücüm kalmadığını anladım.
Canım çok yanıyordu kendimi zorlayarak kapıyı açtım açtığımda banyo olduğunu gördüm. Gidip elimi yüzümü yıkarsam belki iyi gelir diye düşündüm. Suyu açıp yüzüme bir kaç kez su çarptım. En azından kendime getirmeye yetti diyebilirim. Yatağa geri döndüm yatmaktan bunalmıştım.
Yatağa oturup sırtımı duvara, ayaklarımıda karnıma çektim. Şimdi ne olacaktı? Ne yapıcaktım? Jin ve J-Hope şuan ne yapıyor? Aklımda binlerce cevapsız sorular dönüp dolaşıyordu. 4 gün içinde o parayı bulamaları imkansızdı peki ya sonra nolucaktı?
Tekrar ağlıyacağımı farkettiğim zaman derin bir nefes aldım. Tekrar ayağa kalktım ve kapıya ilerledim. Kapıyı yumrukladım kulağımı kapıya yasladığımda ses yoktu. Bu sefer bağırmayı düşündüm yapabilirdim.
Bir kaç defa boğazımı temizledikten sonra bağırdım. "Taehyung, kimse yok mu?" bir yandan da kapıyı yumruklamaya devam ettim. Tekrar kulağımı yasladım ses yok. Gözüm kararmaya başlayınca direk yatağa gittim.
Yatağa yatıp anlımı ovdum. Başım patlıyacak gerçekten. Yaklaşık on dakika sonra kapının açılma sesini duydum başımı oraya çevirdiğimde Taehyung'un geldiğini gördüm elinde tepsi vardı.
Oturur pozisyona geldim ve önüme tepsiyi koydu. O da yatağın diğer ucuna oturdu ve beni izlemeye başladı. Elimle tepsiyi ona doğru ittim. "İstemiyorum." ben sadece buradan gitmek istiyorum. "Beğenmediysen başka bir şey getirebilirim."
"İstemiyorum Taehyung ben evime gitmek istiyorum." elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim. "Gitmek isti-istiyorum." Burada durmak istemiyorum. Tepsiyi alıp komidinin üstüne bıraktı ve yanıma yaklaştı.
Eliyle çenemden tututup yüzüne bakmamı sağladı. "Burda kalmak zorundasın." dedi ve eliyle göz yaşlarımı sildi. Sinirlendim ne demek burda kalmak zorundayım. "Bırak gideyim işte para kazanıp sana borcunu öderiz bırak gideyim."
Elimle çenemdeki eline vurdum. Derin bir nefes aldı "Yemeğini ye Jungkook. Ağlama artık gözlerin kıpkırmızı olmuş." umrumda değil artık hiç bir şey umrumda değil. Beynimde feci şekilde bir acı hissettim. Yüzümü buruşturup inledim.
Şakaklarımı ovmaya başladım. Taehyung'un bir elinde kaseyi diğer elinde kaşığı tuttuğunu gördüm. Çorba getirmişti. Kaşığı çorbaya daldırıp bana doğru uzattı. "Yeme-yemek istemiyorum Taehyung."
"Hadi bir kaç kaşık ye yoksa-" lafı ağzına tıkıştırıp konuşmaya devam ettim. "Yoksa naparsın adamlarına tekrar beni dövdürür müsün? Ya da başka bir şey." kafamı yatak başlığına dayadım artık kafamı zar zor tutuyordum. "Git istemiyorum yemeğide al git."
Bana biraz daha yaklaştı. "Yemezsen hasta olursun. Gitmemi istiyorsan giderim ama yemek burda kalacak." ayağa kalktı kaseyi tepsiye bıraktı. "Ben gelene kadar yemek bitmiş olsun." şuna bak birde emir veriyor.
Kapıyı açtığı gibi çıkıp gitti tabi kapıyı kitlemeyide unutmadı. Yine yapayanlız kaldım. Odanın içinde küçük bir pencere vardı kilitli olduğunu düşünüyorum.
Pencereden havanın karardığını gördüm hafif güneşin batmasıyla oluşan turunculuklar gökyüzüne güzellik katmıştı.
Çorbaya tekrar baktım çok güzel kokuyordu ama yemeğecektim işte. Tekrar yatağa yattım uyuyacaktım en azından uyuyunca her şey bitiyordu kısa bir süreliğine, zaten uyumaktan başka bir şey yapamam bu küçücük odada.
Gözlerimi gelen seslere açtım. Taehyung elindeki ıslak bezi anlıma koymuş beni izliyordu. Çok soğuktu yan dönüp kendime sarıldım. "Çok s-s-soğuk." konuşurken çenem titremişti.
"Ateşin çıkmış." dedi ve elini anlıma koydu. Çok halsiz hissediyorum kemiklerimi her yerden kırmışlar gibi. Öksürük krizine girmiş gibi ard arda öksürdüm. Komidindeki fark etmediğim, sanırım yeni getirmiş olmalı, çorbayı eline aldı.
"Şu yemeği ye ve hap vereyim Jungkook daha çok kötüleşme." başımı olumlu anlamda salladım. Kabul etmekten başka çarem yoktu. Pencereye baktığımda hava tamamen kararmış ayın ışığı odaya yansıyordu.
Sırtımı yaslamak için bana yardım etti. Sanki buz dolu küvetin içine atmışlar gibi tir tir titriyordum. Kaşığı bana doğru uzattı çorbayı içtim. Çorbanın boğazımdan aktığını hissettim boğazımı yumuşatmıştı.
Biraz daha içtikten sonra bana uzattığı kaşığı elimle ittim. "Ye-yeter bu kadar." diyebildim zar zor. "Tamam." uzanıp suyla hapı aldı. Bende elinden alıp önce hapı sonra suyu içtim.
"Çok üşü-üşüyorum." tekrar uzandım. "Ateşin düşmüyor soğuk suya girmen gerek." olmaz zaten üşüyorum şimdi daha çok üşeyecektim ama başka çarem yoktu.
"Burda bekle suyu açıp geliyorum." banyoya doğru ilerledi. Kaç saattir başımda duruyor? En son yattığımda akşamdı şu an saat kaç? Bir kaç dakika sonra yanıma geldi. "Kıyafetlerini çıkaralım" dedi ve ayağa kalkmama yardım etti.
Sadece boxerımla kalacak şekilde kıyafetlerimi çıkardı. Elimi boynuna oda elini belime sardı ve ağır adımlarla küvete doğru ilerledik. Derin bir nefes aldım ve sağ ayağımı yavaşça küvete soktum. Anı gelen soğuğun etkisiyle sarsıldım.
Hayvan ya insan birazcık sıcak su katar. Dikkatlice suyun içine tamamen girdim. Normalden daha fazla titriyordum. Başımı tutmakta zorlandığım için sağ taraftaki duvara yasladım. Kollarımıda çaprazlama şekilde birbirine bağladım.
Taehyung yine beni izliyordu ama bu sefer tüm vücudumu. "Ne o be-beni acı çekerken izle-izlemek hoşuna mı gidiyor?" dedim yarı alaycı tavırla. Sırıttı, "Acı çekerken değilde..." cümlesinin devamını getirmedi.
Elini anlıma koydu ve ateşimin düşüp düşmediğini kontrol etti. "Gidip sana yeni kıyafet getireyim." dedi ve odadan çıktı.
Umarım bir an önce şu kabus biter de her şey yoluna girer. Buradan çıkıp Jin'le J-Hop'un yanına gitmek istiyorum. Kısa aradan sonra elinde gri eşofman, beyaz bir tişört ve siyah boxerla geri geldi. Soğuk su biraz iyi gelmişti ateşim düştüğü için titremiyordum.
Küvetten çıktım konuşmak için boğazımı temizledim "Çıkabilirsin üstümü değiştireceğim." gözlerimi gözlerine diktim. Başını onaylar şekilde salladı. "Kıyafetleri yatağın üstüne bırakıyorum. Bir şeye ihtiyacın olursa kapıdaki korumaya söyleyebilirsin." kapıyı kapatıp odadan çıktı.
Banyo kapısının arkasından bornozu aldım ve vücudumu kuruladım. Islak boxerımıda çıkartıp kirli sepetine attım. Yatağın üstündeki kıyafetleri üstüme geçirdim. Tamam ateşim düşmüş olabilir ama hala halsizim ama buradan kaçmama engel değil.
Odadaki küçük pencereye doğru ilerledim. Kulpundan tutup sağa sola doğru çevirdim doğru tahmin kilitli. Parmak ucumda hafif yükselip aşağıya baktım. Vücudumu zorlasam geçer ama bir yerlerim kırılabilir ve aşağıda sayamayacağım kadar koruma var. Sol tarafta evin ön kısmını girişini görebiliyordum.
Sabah olunca bir şeyler yapmam lazımdı ve biraz uyumam gerek sanki uzun süredir hiç uyumuyormuş gibi. Yatağa uzandım ve gözlerimi yumdum.
___________
Bölüm bitti.
Umarım sevmişsinizdir.
Dediğim gibi hasta olduğum için uzun süredir yoktum ama şimdi elimden geldiği kadar hızlı bölüm yazmaya çalışacağım görüşürüzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafia Love| Taekook
FanfictionJungkook'un arkadaşı J-Hope mafya olan Kim Taehyung'tan borç para alır ve ödeyemez. Jungkook J-Hope'un evine gider ve kimse açmaz. Mafya Jungkook'u görür ve evine kadar takip eder.