Bahsettiğim özel bölümü 12. Bölümden önce yazmaya karar verdim ki Yasemin'in değiştiğini anlayın ve Tolga’ya birazcık ufacık hak verin diye.Sonra çok fazla söveceksiniz zaten ona.Bu arada kesitlerin arasına (☆)koydum.Zateh yaklaşık 500-1000 kelime arası falan olur.İyi okumalar diliyorum🫶🏻🫶🏻🫶🏻
(Tolga'nın anlatımıyla)
Her zaman yaptığı gibi tek başına deniz ile dertleşmeye gidiyordu.Uzun saçları hafif rüzgarla dalgalanıyordu.Üzerimde yarattığı etki tarif edilemez bir şekilde gün geçtikçe artarken ben ise ona kavuşacağım günün gelmesini sabırsızlıkla bekliyordum.
Kumun üzerine bağdaş kurarak oturdu ve ellerini arkada destek yapıp gökyüzüne baktı.Geceleri çıkması hoşuma gitmese de o sadece geceyi seviyordu.Gökyüzüne baktı ve derin bir nefes aldı.Duyabilmek için arkasında duran palmiye ağacının arkasına yaslanıp tek bacağımı uzattım.
"Yine ben geldim."kıkırdadı."Ailemi çok özledim,tarif edemiyorum onlara olan sevgimi ama benzetebilirim.Mesela bir çocuğun çikolatayı sevmesi gibi seviyorum onları...Yıldızlar kadar seviyorum...Güzel bir cümleymiş ileride aşık olursam ki bu imkansız sanırım her neyse ileride aşık olursam sevdiğim adama seni yıldızlar kadar seviyorum diyeceğim."dedi denizin dalgalarına bakarak.İleride aşık olursam...Onun aşık olacağı adam olmayı umut ediyordum fakat bu asla gerçekleşmeyecek bir umuttu.
"Bazen istiyorum biliyor musun?Böyle arkamda dağ gibi duracak bir adam olsun yorulduğumda yaslanayım."dedi iç çekerek.Ne çok isterdim arkasında güçlü yaslanabileceği bir dağ olmayı,destek çıkmayı.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Ağlıyordu yine,gördüğüm ve aşık olduğum en masum gözler yine zehrini akıtıyordu.Dayanamıyordum Yasemin'in böyle ağlamasına ama aynı zamanda ona iyi geldiğini de biliyordum.Yanımdan peçete satan bir çocuk geçti.
"Ufaklık gel bakalım..."dedim çocuğu çağırarak.Yanıma geldi ve parlayan gözlerle baktı.Cebimden çıkardığım bir deste parayı ona uzattım.
"Abi ben bunu alamam."dedi geri uzatarak.
"Al ufaklık senin hakkın bu git karnını doyuracak bir şeyler al."dedim.Ardından omzundan tuttum ve bankta oturan Yasemin'i gösterdim ona."Bak şuradaki ablaya,ona peçete götür ve onu teselli edecek şeyler söyle.Onun kalbi çok güzel dediğin küçücük bir şeye umut bağlar ve gülümser."
"Tamam abi Allah razı olsun senden.Hemen gidiyorum."dedi ve koşarak yanına gitti.Peçeteyi uzatıp ona bir şeyler söyledi.Yasemin eliyle gözyaşlarını silip çocuğun yanağını okşadı ve gülümsedi.Peçeteti alıp cebine koyduktan sonra çocuğa sarıldı.Melek'ti o.Saf,temiz ve masum...Nasıl kıyacaktım ona?Nasıl bir katile dönüştürmeye cesaret edecektim?
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Sallanan salıncağın üzerinde kollarını açmış sallanıyordu.Biliyordum onun en çok özlediği çocukluğuydu...
Arkasındaki bankta otururken her zaman hayranlıkla izlediğim saçlarına bakıyordum.Parka gelen bir kız çocuğu annesine yetişmek için"Anne!"diye bağırdı.Annesi gülümseyerek ona döndü ve tek dizinin üzerinde çöküp kollarını ona açtı.Küçük çocuk en güvenli kolların arasına girip"Anne'm"dedi ve saçlarını kokladı.
Yasemin onları görünce yutkundu,gözünden düşen bir damla yaşa engel olamadı,annesi ve babasının ölümünü kabullenmek istemiyordu.
Salıncaktan kalkıp banka yaklaşınca tereddüt ettim."Oturabilir miyim?"deyince yutkundum.Ona ilk kez bu kadar yakından bakıyordum.Vanilya kokusu burnuma gelince daha çok yutkundum.
"Evet lütfen."dedim beni daha sonra gördüğünde tanımaması gerekiyordu ama gözlerinin yaşlardan dolayı bulanık gördüğüne emindim.Yanıma oturup ellerini kucağında birleştirdi.Başını yere eğip öylece durdu.Çok istiyordum ona sarılmayı...
Benim en kötü huyumdu sevginin nefretle eşdeğer olması.Korkuyordum birgün ona zarar veririm diye...
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
"Efendim abi."dedim gizli müdüre.Kimseye ismini söylemiyor kimliğini asla açık etmiyordu.
"Yasemin Hanım kabul etti mi?"dedi.Bizimle her zaman kısa ve net konuşurdu.Yüzünü gören çok nadir kişi vardı.
"Evet Yasemin Hanım kabul etti teklifimizi yemeğe davet ettim tüm kadroyu.Şuan evde..."dedim.Kesin emri veren gizli müdürdü.
"Gözünü ayırma Tolga,mesleğinden olmak istemezsin."dedi ve telefonu kapattı.Neden üstüne düştüğünü çözecektim.Gizli müdürün kim olduğunu çözmeden rahat etmeyecektim çünkü.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Gülüyordu,uzun zaman sonra ilk defa gülmüştü.Kahkahalar atıyor dans ediyordu.Arkadaşının zorla getirdiği partide ilk defa acısını geçici bir süreliğine kenara bırakmış eğleniyordu.
2 arka masada biramı yudumlarken gülümseyerek Yasemin'i izliyordum.Bir adam yanına yaklaşınca kaşlarımı çattım.Yasemin kolunu kenara çekip masanın üzerindeki birayı adamın üzerine dökünce gülmemek için kendimi zor tuttum.Çatılan kaşları onu annesinin daha fazla şeker yemesine izin vermeyen bir çocuk gibi gösteriyordu.
Üzerine bira dökülen adam sinirle dışarı çıkınca onu takip ettim.Tenha bir sokakta köşeye sıkıştırıp yüzüne bir yumruk attım.
"Bir daha hiçbir kadına o ellerini sürmeyeceksin.Eğer ki sürersen o eli alır götüne sokarım."dedim ve yere savurdum.
Muhtemelen sarhoş olduğu için dediğim hiçbir şeyi idrak edemiyordu ama ona atacağım sağlam dayağı beyninin en merkezine kazıyacaktı.Hem bir kadına dokunduğu için hem de benim kadınıma dokunduğu için kan kusana kadar dövecektim onu.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Gördüğüm manzara içimde yatan şeytanın ortaya çıkmasını tetikliyor adeta onu dürtüyordu.Evet,Kutay ile Yasemin yağmurun altında itiraflarını gerçekleştirmiş ve kendilerini keşfe çıkmışlardı.Ofis masasının üzerinde duran bibloyu yere fırlatıp bağırdım."Siktir!"dedim ve dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya başladım.Paylaşamazdım...Ya benim olacaktı ya da kimsenin...
Evettttt kesitlerr bitti eğer ki sevilirse tekrar özel bölüm yazarım.Normalde geleceğe dair yazmak istiyordum fakat bunun için her şeyin kesinleşmesi ve taslaklarımın hazır olması gerekiyor.Tolga'yı umarım anlamışsınızdır.Fakat kocamız hala KUTAY ASLAN🦁🦁🦁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKUT
Teen FictionYAsemin-KUTay Şuan gecenin bir yarısı ve ben her gece hayatı yeniden keşfettiğim penceremden, bu gece de ikimiz için bakıyorum. Bu gece ıslak sokakların, loş ışıkların altında ben ve insanların ayakları altında ezilen düşlerim var. Kendimi ifade ede...