"Saçmalama Sedef, saçmalama." Diye mırıldanarak kendime vuruyordum. Yanımda Alaz 'ın olmaması beni şaşırtmıyordu. Çünkü her sabah tesise gidiyor ve tabi ki de kendine yeni çaylak bulmuştu. İsmi Mert, iyi anlaştık sayılır. Beni bazen sinir edince hücre cezası aldırtıyorum. Bu yüzden bazen bana sinir oluyor. Yataktan doğrulup aynaya yöneldim. Yüzümün terlemiş halini görünce 2 elimin avucunu hemen yanaklarıma koydum. Ellerimi yukarı aşağı sürükledim. O kadar terlemiştim ki öğürmem geldi. Koşarak banyoya geçtim ve boşaltmaya başladım. Bitince dudağımı silip ayağa kalktım. Odaya geçip hızlıca üstüme kazak geçirdikten sonra telefonu elime aldım. Tarih, bugün Elvan'ın doğum günüydü! 9 yaşına girecekti. 3. Sınıfa geçicekti. Hemen aşağı inmek için koştuğumda önüme anında Alaz çıkmasıyla çığlık atarak Alaz'ın üstüne düştüm. "Yavaş be kadın!" Dediğinde omuz silktim.
"Ben senin kadınını ne edeyim."
"Ne edesin, kendine ne yapacaksın merak ediyorum." Dediğinde bileğini havada gösterdim.
"Anladın diyorum."
"Abartma seviyen Sedef!"
"Sus be Alaz!" dedim ve hemen mutfağa geçtim. Bir sürü alışveriş poşetleri, kırtasiye poşetleri felan vardı. Hemen içlerini karıştırıp baktım. Demek ki Alaz 'da bugünün Elvan'ın doğum günü olduğunu biliyordu.
Küçük meleğim 9 yaşına girecekti.
Alaz'dan
Elvan'ın doğum günü için eve gitmem gerekiyordu. Şuan Mert ile birlikte dövüşe çalışıyorduk. Aslında bayağı iyi gösteriyor kendini bu yüzden onu dinlenmesi için erken gönderebilirdim. Bu iyi fikirdi.
- Mert,
- Efendim eğitmenim.
- Sen dinlenmeye gidebilirsin. Bide,
- Evet?" doğum günü kartını Mert'e uzattım.
- Bugün akşam geliyorsun değil mi? Bu yüzden git dinlen. Üstüne kıyafet felan seç.
- Tamam eğitmenim. Görüşmek dileğiyle.
- Görüşürüz.
Hemen ceketimi alıp tesisten çıktım. Atalay bir anda önüme çıkınca kaşlarımı çatıp öylece baktım.
- N'oldu.
- Ah Alaz! İnsan en yakın arkadaşını doğum gününe çağırmaz mı?
- Atalay al şu davetiyeyi, şimdi çok işim var.
Davetiyeyi verip hemen arabaya bindim. Arabayı hızlıca sürüp alışveriş merkezlerine, kırtasiyeye uğradım. Bir sürü poşetle eve gelmiştim. Korumaları hızlıca geçip eve girdim. Poşetleri mutfak tezgahına koyup yukarı çıkmaya gittim. Merdivenlerden tam çıkarken önümden fişek gibi geçen Sedef'i gördüm. Eğitimlerde bu kadar koşmuyor bu kız!
Bir anda üstüme yapışınca geri çektim.
"Yavaş be kadın!" dedim. Hemen omuz silkti.
"Ben senin kadınını ne edeyim." dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Ne edesin, kendine ne yapacaksın merak ediyorum." dediğimde bileğimi havada tuttu. İstesem o eli bir anda kırabilirdim. Kıyamıyorum işde.
"Anladın diyorum."
"Abartma seviyen Sedef!" dedim ve bir anda gözlerimin önünden kayboldu. Gidince hemen kıkırdamaya başladım. Ne tatlı birşeydir bu ya!
Hemen odaya çıktım. Akşam ne giyeceğimi bulmak için kıyafet arıyordum. Bir tane takım bulup yatağın üstüne bıraktım. Aynaya bakıp kendime baktım. Saçımı başımı düzeltip salona doğru gittim.
Sedef'ten
Mutfak da öylesine kurabiye yaparken karnıma inanılmaz derecede ağrı girdi. Başlarda yine acıtıyordu ve inliyordum, sonlara doğru acısı fazlalaştı ve çığlık attım. O kadar büyük bir acıydı ki bir bıçağın içimize girmesine bedeldi. Alaz 'ın korkuyla gelip yerde çökmüş halime baktı. Eğilip beni kucağına aldı ve hemen araca bindirdi. O kadar endişeliydi ki konuşamıyordu bile. Ben araçta çığlık çığlığa bağırırken "Dayan bitanem dayan!" dediğini duyuyordum. En sonunda hastaneye gelince beni sedyeye aldılar. Ondan sonrasını hatırlamıyorum.
-🦇- -🦇- -🦇-
Uyandığım da hastane odasındaydım. Dışarda Alaz' ın doktorla konuşmasını görebiliyordum sadece. En sonunda gözümü tamamıyla açınca karnımda yeniden bir sancı oluştu. Doktor hızla yanıma gelip "Ayağa kalkmayın lütfen!'' dediğini duydum. Bir kaç dakika sonra sakinleşince doktor konuşmaya başladı. ''Sedef hanım?'' dedi.
''Evet doktor hanım.''
''Korkulacak bir şey yok. Sizin bir bebeğiniz var ve çok hareket ettiğiniz için sancınızın seviyesi artmış.'' sustum hiç bir şey diyemedim.
Ben hamileyim! Elvan'a güzel doğum günü hediyesi.
Cümlesini tekrardan ekledi.
'' Yani lütfen çok hareket etmeyin hatta hep oturun, dinlenin. Sizi bugün taburcu edeceğiz.''
'' Şey, kocamı çağırın bana.''
'' Hanımefendi, kocanız kim, hangisi?''
'' Dışarda benden bin kat uzun boylu olan, yani az önce sizinle konuşmuş olan.'' Bu gerizekalı hemşire neyiniz oluyor demiyor mu?
'' Peki, hemen çağırıyorum.''
Bir kaç zaman sonra dışarıdan Alaz'ın içeri girdiğini gördüm. ''Sevgili buzdağı,'' diye başladım cümleme;
'' Bundan sonra evde yatıp zıbarıcam. Siz ise evi temizleyip, yemek yapacaksınız, Elvana'da bakacaksın tabi.''
'' Ben bir bakıcı ve hizmetçi ayarlarım.''
'' Sen ev işleri yapamaz mısın be adam! Elvan olunca yapıyon tabi!''
'' Ayla diye bir kız var, çok iyi yemek yapar, sana ve Elvan'a bakar. Yarın evde olur. Neyse eşyalarını hazırla çıkıyoruz.''
'' Tamammm!''
˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗˗ˏˋ ♡ ˎˊ
☆ ★ ✮ ★ ☆Şekerlerim Söz verdiğimi tutarım ben!!! Ama tam 800 olmadı. 700 kelime yazdım. geri kalan 100ü diğer bölümde halledeceğim. Byee☆ ★ ✮ ★ ☆☆ ★ ✮ ★ ☆☆ ★ ✮ ★
✩♬ ₊˚.🎧⋆☾⋆⁺₊✧-ˋˏ✄┈┈┈┈✉⋆ ˚。 ⋆୨୧˚ﮩ٨ـﮩﮩ٨ـ♡ﮩ٨ـﮩﮩ٨ـ๋࣭ ⭑⚝·:*¨༺ ♱✮♱ ༻¨*:·⋆。 ゚☁︎。 ⋆。 ゚☾ ゚。
⩇⩇:⩇⩇
⸜(。˃ ᵕ ˂ )⸝♡
*ੈ✩‧₊˚༺☆༻*ੈ✩‧₊˚
「 ✦ Devamı yarın! ✦ 」