2.2

170 14 10
                                    

Ölü gibiyim...Her tarafım ağrıyordu kendi bedenimi hissedemiyordum.Benim için ağlayan herhangi bir seste yoktu -yani ben duyamıyordum-,ne kadar acı verici...Bu zamana kadar sözde 'canım ailem' sayesinde sevilmemiştim bense hiç kimseyi sevmemiştim,nasıl birşeydi acaba sevmek? Gözüme gelen parlak ışıktan gözlerimi sıktım başta,sonra ıslanmış uzun kirpiklerimi ayırmaya çalıştım,gözlerimi açtığımda yukarı doğru baktım ve gözümü alan iğrenç bir ışık vardı.

"Sonunda uyandın,iyi misin?"

Hemen başımı yana çevirdim bu parkta çarpıştığım adamdı ne yani o mu getirmişti beni hastaneye? Büyük bir şokla;

"Sen kimsin? Ve neden buradayım?"

Yutkundu.Ne diyeceğini bilmiyormuş gibiydi,yanıma gelip elimi tutarak

"Biz tanışmıyoruz,sen bana çarpıp yere düştün başından kan geliyordu ayrica bayilmistin bende acil bisi olur diye hastaneye getirdim."

Derin bir nefes alarak;

"teşekkür ederim,Jeongin ben."

"Bişi değil Jeongin,bende Changbin."

Birbirimize gülümsedik,hayatımda ilk defa birine gülümsediğimi söylemiş miydim? Tanrım! kesin çok çirkin olmuştum gülümserken,ama o.... O çok tatlıydı,acaba benimle arkadaş olmak ister mi? Sormadan bunun cevabını bulamazdım.

"Ş-şey...Bişi sorabilir miyim?"

"Tabii,sor"

"Iıımm şey b-benimle arkadaş olur musun?"

"Bilmem,olayım mı?"

"Bende sana soruyorum ya"

(Changbin gülümser)

"Tamam olalım Jeongin,ben gidip doktorunla konuşayım tamam?"

"Tamamm"

Ahh bu adam cidden çok tatlı ve seksiydi her an aşık olabilirdim yani,dışarıdan soğuk görünse de içi sıcak ve samimi biri bence...

Hastaneden çıkmış Changbin'in arabasıyla evine doğru gidiyorduk ona olanları anlatmadım ama bir yer bulana kadar onun evinde kalmak istedim o da kabul etmişti zaten,içimde gereksiz bir mutluluk vardı,belki de Tanrı'nın her günü beni döven babamdan ve hakaret edip sürekli dalga gecen annemden uzak kaldigim içindir.Changbin'in evine gelmiştik.Vaayyy 'ne kadar büyük' diye geçirdim içimden Changbin yüzümdeki ifadeyi görünce kıkırdamaya basladi.Tanrım bu adamın kıkırdaması bile çok güzeldi.

Changbin ile birlikte eve girdik bizi uzun boylu,ayni tona sahip olan kahverengi saçlı ve gözlü tavşanı andıran,üstündeyse tavşanlı pijama olan birisi karşıladı bizi.

Gülümseyerek;
"merhaba hoşgeldinizz Minho ben Changbin'in tek ve gerçek yakınıyım yani çok iyi arkadaşız."

"Memnun oldum Minho,Jeongin bende."

Minho bana sarılmıştı,garip hissetmiştim,buz kesildim hiç bir yerim kıpırdamadı ben ona sarılamadan o benden ayrılmıştı bile.

"Jeongin ne olduğunu anlatmak ister misin? Seni dinleriz"

"Ahh evet Jeong sen bize içini dökebilirsin"

"İlk öncelikle çok teşekkür ederim beni evinize aldığınız için bu iyiliğinizin karşılığını nasıl vericem bilmiyorum"

"Aaa olur mu öyle şey canim her iyilik karşılıksızdır bizim senden bir isteğimiz yok bak emin ol Jeong biz üçümüz var ya acayip bi üçlü olcaz hee"

"Lino hyung'a katılıyorum"

"Hyung mu? Hyung nerden çıktı Binnie'cim?"

"Benden büyüksün ya"

Sessiz Ağla |JeongBin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin