Kedi Kadın | Zoro

⚔️

"Hey! Logue Town'a varmak üzereyiz, hazırlanın. Ayrıca..."

Sanji kenarda portakal toplarken ayağa kalktı ve sepeti koluna asıp yanımıza geldi. Zoro'nun karnına tekme savurup kılıcın düşmesini sağladı.

"...bir kadına kılıç doğrultma seni Marimo!"

"Kimmiş lan Marimo!? Kavga mı istiyorsun?"

İkiside kafa kafaya verince yere eğildim ve düşen kılıcı alıp Zoro'ya uzattım. Şok olmuş bir şekilde bana baktı ve sinirle elimdeki kılıcı alıp kınına koydu.

"Bir daha buna dokunursan seni öldürürüm."

Sanji bile şok olunca dilimi yutmuştum. Kılıcına bu kadar değer verdiğini bilmiyordum.

Başımı eğdim ve özür dileyip ordan ayrıldım.

Nami'nin yanına geri döndüğümde son dokunuşları yapıp geminin başına gittik. Hepimiz burda toplanmıştık.

(L) "Demek Logue Town burası..."

"...Gold Roger'ın doğup büyüdüğü..."

(U) "...ve infaz edildiği yer."

Luffy ve Usopp'la bakışınca üçümüzde güldük ve mutluluktan yerimizde zıpladık.

Daha dün ailemi, köyümü toprağa vermiştim. Ama şimdi, mutluluktan dans ediyordum.

Mugiwara tayfasının bir özelliği olmalıydı bu, yoksa başka açıklaması olamazdı.

(N) "Millet, paramız kısıtlı. Hepinize belli oranda borç verip, üç katı faiz ile geri alacağım haberiniz olsun."

Nami'ye baktım ve gülümsedim. Para düşkünü, rotacı ve güzel bir kadındı.

Hepimize parayı dağıttı,kıyıya yaklaşınca ise Zoro demir atmıştı.

"Çok zaman harcamayın. Burası denizcilerinde üstü. İkindi buradayız."

Hepimiz Nami'yi onayladık ve dağıldık.

Çarşıya gelince birkaç parça kıyafet, birkaç parça dikiş malzemeleri ve okumak için kendime tarih kitapları almıştım.

Tarih kitaplarını okumayı çok seviyordum. Geçmişte olan şeyler çok ilgimi çekiyordu.

Torbaları koluma aldım ve gemiye gidip bıraktım ve tekrar çarşıya indim. Çünkü bir defa da olsa infaz platformunu görmek istiyordum.

Ara sokaklardan çıkarken birine çarptım.

"Ah, üzgünüm."

Çarptığım kişiye baktığımda, dış görüntüsü beni şaşırtmıştı.

"Kırmızı, takma büyük burun?"

"Hey! O benim kendi burnum!"

Ellerimle kendimi savunmak adına yüzüme tuttum ve istemsizce çıkan kuyruğumu sallamaya başladım.

"Hey pislik! Sende mi Şeytan Meyvesi kullanıcısısın?"

"Öyleysem ne olacak?"

Yanıma yaklaştı ve üzerime eğildi.

"Tayfama katılsana."

Bir adım geri gittim ve elimi indirip kolumu tuttum.

"Benim zaten bir tayfam var. Gerçi onları bulamıyorum. Hala kokularına aşina değilim."

Kırmızı burun öfleyip geri çekilince ilgiyle ona baktım. Kokusu güçlü olduğunu söylüyordu.

"Nereye gidiyorsun?"