Vampirlerin ve insanların düşman olduğu bir dünyada nasıl olurda bir insan bir vampire ilgi duyar?
Gün geçtikçe insanlar ölüyor vampirler kazanıyordu. Benim aradığım ise bu vampirlerin başıydı. O kişiyi bulmak gazeteme harika bir haber olabilirdi. Ve ayrıca vampirlerin soyunu bitirebilirdim. Tabi bunu herkesten gizli tutacaktım. Aksi takdirde işimden kovulabilirdim.
"Beomgyu, çabuk aşağıya gel."
Bu babamın sesiydi. Kendisiyle pek anlaşabildiğim söylenemez. Bu sıralar benden bir şeyler saklıyor gibiydi. Onu sürekli masa başında kağıtlarla uğraştığını görüyordum. Babamın yanına gittim ve biraz sinirli gibiydi. Hatta sinirli kelimesi babamın yanında küçük kalırdı. Baya bir öfkeliydi.
"Bu fotoğraflar neyin nesi?"
Vampirler ile ilgili tasarladığım fotoğrafları görmüş. Benim vampirlerle ilgilenmemi pek sevmiyordu. Ve şimdi hapı yutmuştum.
"Seni bu konuda daha kaç kez uyarmam gerekecek? Bu işin peşini bırak."
Neden vampirler ile ilgilenmeme Bu kadar tepki gösteriyor anlamıyorum. Ben bir gazeteciyim ve bu çok normal bir şey. Vampirlerin başını bulmaya çalıştığımı söylesem daha fazla tepki verirdi.
"Neden haber yapmama sinirleniyorsun?"
"Bir daha vampirlerle ilgilendiğini görürsem seni işinden alırım."
Tepkisi ve konuşma şekli çok ağırdı. Dışarı çıktım. Gazeteme yeni haberler bulmam gerek. Kapıdan çıkıp birkaç adım yürüdükten sonra evimize bir adam girdi.
Sarı saçlı ve siyah üstlü birisiydi.
Arkadan bakınca çok iyi görünüyordu. Telefonumu açtım ve bugün ki ölüm sayısına baktım. 15 ölüm!!! Hava biraz daha karanlık olunca vampirler ortaya çıkacaktı ve havanın kararmasına çok az kalmıştı. Hava kararana kadar etrafta dolaşıp olanları gözlemleyecektim. Yoldan geçerken yanımda bir park vardı ve orada siyah üstlü bir adam yerdeki toprağı elleriyle kazıyordu. Bu bizim evimize giren adam değildi. Bu benim çok dikkatimi çekmiştim. Normal bir insan bunu yapmazdı öyle değil mi? Bunu kameram ile çekmiştim. Kamera demişken bir sürü kameraya sahibim. Hatta bir tanesi şuan evimde babamın ne yaptığını kayıt alıyor. Çok zekiyim öyle değil mi? Hava kararmıştı ve kendimi tehlikede hissediyordum. Çünkü tehlikedeydim. Bir yerden sesler işitmeye başladım. Bir duvarın arkasına saklandım ve gördüklerim hiç hoş değildi. Bir sürü vampir bir araya toplanmış birkaç insanın kanını emiyorlardı. Bir tanesi ise elindeki kağıtlara bakıp onlar üzerinde düşünyordu. Bu kişi bizim eve gelen adam değil mi? Evet, aynı kişi. Ve elindeki kağıtların aynısından babamın odasında da vardı. Yoksa babam bir vampir mi? Kameramla çekmeye başlamıştım. Benim kameralarım hiçbir şeyi kaçırmaz.
"Efendim, gitme zamanımız geldi."
"Bu kağıtları imzalayıp geliyorum siz gidebilirsiniz."
Bu konuşma da neyin nesiydi? Adamın efendim dediği kişi bizim eve gelen kişiydi. Demek ki vampirlerin başı bu adamdı. Ve sanırsam ben eve kamera koymakla büyük bir şey başardım. Eve döndüm ve kameramla çektiklerime baktım. Oda nesi? Vampirler hariç her şey kameraya çıkmış. Ama benim kameramdan hiçbir şey kaçmaz. Kameramı başka bir moda aldım ve her şey görünüyordu. Babam, vampire birkaç kağıt veriyordu. Babam bu yüzden vampirlerle ilgilenmemi istemiyordu. Keşke ses kaydı cihazını da koysaydım. Bir şey imzalıyor gibiydiler. Bu vampirin ciddi olmuş hali çok güzel duruyordu. Hatta öyle yakışıklıydı ki aşık olabilirdim.
"Beni bu kadar çok mu sevdin?"
Arkamdan bir ses gelmişti. Hem de tam arkamdan. Kafamı çevirdiğimde sarı saçlı vampir olduğunu farkettim. Sanırım söylediğim her şeyi farketti ve ben rezil oldum. Ama odama nasıl geldiki? Biraz tedirginleşmiştim. Çünkü hava karanlık, dibimde ki bir vampir ve beni babam da dahil kurtarabilecek kimse yok. Babamın umurunda olmazdım.
"S-sen bu-buraya nasıl geldi-din?"
Eliyle açık olan penceremi gösterdi. Oraya nasıl tırmanmayı becerebildi acaba.
"Neden buradasın?" diyebildim tedirgin sesimle.
"Seni almak için."
Yok artık. Bu dediğiyle ürkülmüş ve gözlerimi fal taşı gibi açmıştım. Dediği doğru olamaz değil mi?
"Benim sana ne gibi bir katkım olabilir ki?" dedim ama hala alaycı ifadesini bozmuyordu.
"Şaka takılıyorum tabiki de. Sadece benim peşimi bırakman gerektiğini söyleyecektim. Bu bir uyarı değil emir."
Nereden biliyordu ki onun peşinde olduğumu? Gerçekten de onun peşini bırakmazsam beni öldürebilir miydi?
"Senin peşinde olduğumu da nereden çıkardın?"
"Senin kameran nasıl her şeyi kaydederse ben de her şeyi o kadar iyi çözerim."
Kameramı nereden biliyorsun!!! Gecenin bilmem kaçıncı saatinde gelmiş dibime benden hiçbir şey kaçmaz diyor. Gelde çıldırma. Allah'ım sen bana bolca yardım et çünkü başka kimse etmeyecek.
"Beni öldürmek için mi geldin? Ayrıca bütün bunları nereden biliyorsun?"
"Seni öldürmeye gelmedim ama peşimi bırakmazsan ölebilirsin. Ayrıca sana her şeyi çözebildiğimi söylemiştim. Attığın her adıma dikkat et."
"Sen ne hakla-" sözümü eliyle ağzımı kapatarak kesmişti.
"Ölmek mi istersin? Eğer istediğin buysa hemen yapabilirim."
Bir vampir bana dokunuyordu ve beni tehdit ediyordu. Ne kadar yakışıklı görünse de ondan çok korkuyordum. Kalbimin atış seslerini fazlasıyla duyabiliyor ve hissedebiliyordum. Sorduğu soruya korkarak hayır anlamında kafamı sallamıştım. Onun ellerinde ölmek istemiyordum. Ama inanıyorum ki bana zarar vermeyecek. Ona güveniyorum. Umarım güvenimi boşa çıkarmaz.
Beomgyu'yu böyle düşünebilirsiniz.
Umarım beğenirsiniz canlar 😁
Yorum yapıp oy verirseniz çok sevinirim.
Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere beklemede kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dejavu / taegyu
VampireKim bilebilirdi ki bir insanın bir vampire bu kadar ilgi duyabileceğini?