Gözlerimi açtığımda bir dağda olduğumu farkettim. Ve yanımda Kang'ın olduğunu. Nee??!!! Onunla birlikte dağda mi uyuya kalmışım. Günün birinci dakikasında da rezil olunmaz yani. Unut gitsin Kang çok güzel. Gözleri, saçları, dudakları... Uyurken ki hali bile çok hoş görünüyordu. Tüm günümü ona bakarak geçirebilirdim. Bir anda gözünü açmıştı ve benim ona hayran hayran baktığımı da anlamıştı. Günün ikinci dakikasında ikinci rezillik.
"Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum. İstersen biraz daha bana yaklaşabilirsin."
Iyyy. Yemin ediyorum dalga geçme huyunu Kai'den almış.
"Yok istemez. Benim şuan tek isteğim şirkete geri dönmek. Uzun zamandır haber yazmıyorum."
"Vampirlerle ilgili olan haberini tamamladın mı?"
"Haber olmana izin veriyor musun? Eğer izin verirsen seni çok ünlü yapabilirim. Lütfen izin ver."
"İzin verirsem karşılığında ne alacağım?"
"Param var."
"Bende de var."
"Şirkette sana daha çok hizmet ederim."
"Yapmazsan maaşından keserim zaten."
"Ne istersen yaparım. Her konuda ne istersen yaparım."
"Hmmm. Cidden yapar mısın?"
"Yaparım. Lütfen izin ver."
"Söz mü?"
"Söz. Hatta elini getir serçe parmak sözü olsun."
"Olur."
Serçe parmaklarımızı birleştirdik ama elimi geri çekmek istediğimde Kang elimi bırakmamıştı.
"Neden bırakmıyorsun?"
"Çünkü bu sözün hiç kaybolmasını istemiyorum."
"Benden ne isteyeceksin?"
"Sevgili olalım."
"Öyle değil miyiz zaten?"
"Gerçek anlamda sevgili olalım."
"Bunun dışında ne istiyorsan yaparım."
"Söz verdin bir kere."
"Bak ben hemen seninle sevgili falan olamam. Zaten sana daha yeni yeni alışıyorum birde sen gelmiş bana sevgili olalım diyorsun. Eğer böyle bir şey istiyorsan bana biraz zaman ver."
"Benimle olacaksan eğer tüm zaman senin olsun."
Kalbimmm. Azıcık daha Kang'ın sesini duyarsam cennetlik olacağım. Telefonumu açtım ve yine bir mesaj gelmişti. Büyük ihtimalle Kai bizi burada gördü ve dalga geçmek için mesaj attı.
Yalaka: Beomgyu. Şirkete baban geldi
ve Bay Kang ile görüşmek istiyor.
Çok net göremedim ama sanırım
arka cebinde bir bıçak var. Bay Kang
yanındadır diye sana yazayım dedim.
Güvenlikleri babanı dışarı çıkartamadılar.
Lütfen hızlı gelin.Bu dalga geçmek için yazılmış bir yazı değildi. Bu yazı bir intikam yazısıydı. Babamın hedefi artık ben değil Kang olmuştu. Ben de intikam almayı becerebiliyorum. Hatta söz konusu konusu Kang ise tanınmayacak hale bile dönüşebilirim. Kang'a haber vermedim. Bir bahane uydurup şirkete ondan önce girecektim ve onun yaralamasını engelleyecektim. Arabaya bindik ve şirkete doğru gitmeye başladık. Arabadan indiğimizde ise şirketin kapısına doğru ilerleyen Kang'ın kolunu tuttum.
"Galiba arabada cüzdanımı unuttum. Bir bakabilir misin?"
"Gelirken cüzdanın yoktu diye biliyorum."
"Yok vardı. Yani yok derken hayır anlamında. Offf vardı işte."
"Tamam bakarım."
Uydurduğum bahane geçiciydi. Umarım hiçbir şey anlamaz. Hemen koşarak şirkete doğru ilerledim. Arkamdan Kang ise bana bağırıyordu. Sanki bir şey planladığı anlamış gibiydi.
"Beomgyu! Neden kaçıyorsun?"
Peşimden koşmaya başlamıştı ve o benden daha hızlıydı. İçeride Hajun'u gördüm ve ona seslendim.
"Baba!"
Hala ona doğru koşuyordum ama Kang ne yapacağımı anladığı için önüme geçmişti. Hajun tam elini cebine uzattığı sırada Kang'a sarıldım ve Hajun'un yapacağı darbeye denk gelmiştim. Bana yapılan fiziksel darbe çok ağır ve acıydı ama Kang'a sarıldığımda Kang'ın hafif gülümsemesi adeta içimde kelebeklerin canlanmasına sebep olmuştu. Şuan sırtımda hafif bir kesik vardı ama fazlasıyla kanıyordu. Ve her hareket edişimde acıyordu. Hajun her zaman ki gibi kaçmıştı.
"Kalkabilecek durumda mısın?"
"Evet, kalkabilirim."
Sırtımda ki yaraya baktı ve hafifçe dokundu.
"Çok derin değil sadece sıyırmış. Yeonjun ilaçları alıp odama gel."
Kalkmama yardım etti ve beraber Kang'ın odasına gittik. Masasını boşalttı ve beni oraya yüzüstü yatırdı. Sırtımdaki yarayı sardı ve beni oradan indirdi.
"Şimdi daha iyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun?"
"Sayende daha iyiyim. Endişelenmene gerek yok. Ayrıca yaptığım şey için kızacaksın bu yüzden de özür dilerim."
'Sayende daha iyiyim.' dedim anlamadı. Gölgende daha iyiyim.
"Hayır, kızmayacağım. Ama bir daha benden habersiz böyle işlere karışma. Bu arada sözünü tutacak mısın?"
"Evet, sözüm sözdür."
"Sözünü tutmayan ne olsun?"
"Beomgyu olsun. Hahahah."
"Gülmekten karnım deprem geçirdi cidden."
Her şey bir yana ben bir kere söz vermiştim. Hayallerime karşılık hayatımdı. Bir hayal gerçekleştirmek için bir hayatımı ona verecektim. Ve bunu cidden yapacaktım.
Yeni bir bölüm ile hepinize merhaba.
Bu arada 20 bölüm olduktan sonra yeni bir fic yazmayı düşünüyorum.
Umarım başarabilirim.
Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.
Taegyu ile kalmanız dileğiyle şimdilik hoşçakalın.
Ayrıca Kurban Bayramınız mübarek olsun. 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dejavu / taegyu
VampireKim bilebilirdi ki bir insanın bir vampire bu kadar ilgi duyabileceğini?