[16]

35 2 0
                                    

Beomgyu

Saçımda hissettiğim bir dokunuş ile irkilerek uyanmıştım. Bu Kang'ın eliydi. Saçımı okşuyordu. Uyandığımı farkedince elini saçımdan uzaklaştırdı. Ben ise onun kucağında uyuya kalmışım. Ahhhhhhh. Bu çok utanç verici. Bir saniye. Benim elim neden Kang'ın elini tutuyor? En son doktorlar beni içeri girip Kang'ı görebileceğimi söylemişti. Ben de içeri girmiştim. Sonra Kang rüyasında beni sayıklayınca bende onun elini tutmuştum. Sonra da uyumuşum. Yine rezil olmuştum. Neyse ki o dalga geçecek bir insan değil. Çünkü o bir Kai değil. Telefonumu açtım ve bir mesaj geldiğini farkettim.

Yalaka: Seni merak edip hastaneye
gelmiştim ama sen Bay Kang'ın
yanında uyuyordun. Ben de aşıkların
arasına girmeyeyim dedim ve evime geldim.

Beomgyu: Hastaneden çıktığımda
kendini ölü bile Kai'ciğim.

Kai yanımda olmasa bile benimle bir şekilde dalga geçebiliyordu. Takdir edilesi bir özellikti bu. Kang'a baktım. Bana boncuk gözleriyle bakıyordu. Bana bakarken ki gözleri çok güzeldi. Ama ben daha güzelim. : )


"İyi misin?"

"Sen yanımdayken benim kötü olmam imkansız."

İki kelimelik bir soru sordum, tek kelimelik cevap beklerken bilmem kaç kelimelik cevap aldım. Her neyse. O iyi olsun da ben her şeye katlanırım.

"Beomgyu."

"Efendim."

"Bu akşam seni bir yere götürmek istiyorum."

"Nereye?"

"Sürprizler söylenmez."

"Ama merak ettim."

"Ben de sürpriz olduğunu söyledim."

"Peki tamam. Seninle geleceğim."

Beni nereye götüreceğini çok merak etmiştim ama onda keçi inadı olduğu için çok da zorlamadım. İçeri bir doktor geldi ve çıkış yapabileceğimizi söyledi. Kang'ın kalkabilmesi için kollarını omuzuma aldım ve onu kaldırdım. Kalktığı an bana sarılmıştı.

"Sana hayranım."

"Ne demek istiyorsun?"

"Seni daima seveceğim demek."

Bu söz karşısında donup kalmıştım. 'Seni daima seveceğim.' Hayatımda bu cümleden daha hoş bir cümle duymadım. Ve bu kadar hoş bir insan da tanımadım. İyi ki onu tanımışım. O benim bu batmış hayatımda gördüğüm tek güzellikti. Beraber eve geldik ve yemek yedik. Akşam olmuştu ve hazırlanmak için odaya çıktım. Neden akşam gittiğimizi anlamadım. Nereye gittiğimizi de anlamadım. Neden gittiğimizi de anlamadım. Sorsam söylemeyeceğini de biliyorum.

"Biraz daha seni beklersem kök salıcam artık!"

Kang bana bağırıyordu. Oysaki çok da oyalanmamıştım. Alt tarafı 5 saat 53 dakika bekledi.

"Geldim. Artık gidebiliriz."

Arabaya bindik. Lokanta, lunapark, avm gibi yerler düşünürken geldiğimiz yer bir dağdı.

"Cidden beni bir dağa mı getirdin?"

"Birazdan bu söylediğin sözlere pişman olacaksın."

"Ben pişman olacak hiçbir şey yapmam birkere."

Yere uzandı ve benim de yanına uzanmamı söyledi. Yanına uzandım ve bir kere daha ona hayran kaldım.

"Kabul ediyorum pişman oldum."

Yıldızlar o kadar güzel görünüyorlardır ki...

"Elimi uzatsam yıldızlara dokunacak gibiyim."

Kang bu sözünden sonra elini yukarıya uzattı ve elimde parlıyordu. Bu görüntü harikaydı.

"Kang bak yıldız kayıyor."

Elimle yıldızı işaret ettim. Kang'ın gösterdiğim yıldıza bakacağını düşünmüştüm ama o sadece


"Boşver gitsin. Benim yıldızım yanımda zaten."

Bu adamın sözleri neden her defasında benim kalbimde deprem oluşturuyor? Böyle devam ederse bende kalp diye bir organ kalmayacak.

"Hoşuna gitti mi?"

Sözlerinden hoşlandığımı anladı mı cidden?

"Evet, sözlerin çok hoşuma gitti."

"Yıldızlar diyorum. Yıldızlar hoşuna gitti mi?"

Eyvahhh! Ben yine rezil oldum. Hem de bu sefer baya bir rezil oldum. Rezillik üstüne rezillik. Umarım kalbim yerinden çıkmaz. Çünkü şuan ben görevimden istifa ediyorum diyor. Çıktı çıkacak yerinden.

"Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor. Kalbinin atışını duyabiliyorum."

"Bilmem. Kalbime neden bu kadar hızlı atıyorsun diye sormadım."

"O zaman onun yerine ben cevaplayayım. Bence benim yanımda olmak ve benim sana bir söz söylemem seni heyecanlandırıyor. Haksız mıyım?"

"Sanırım değilsin."

Eskiden bir vampir olduğu için ona çok fazla ilgi duyuyordum. Şimdi ise anladım ki o bir vampirden daha fazlasıymış. Beni korumak için kendi hayatını sonlandırmayı göze alabilecek birisi o. Onu ilk tanıdığım zamanlar onu öldürme planları kuruyordum. Hatta ondan nefret ediyordum. Eski düşüncelerim şuan çok komik geliyor. Bu arada zıt kutuplar birbirini çeker bunu unutmayın.

 Bu arada zıt kutuplar birbirini çeker bunu unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım bölümü beğenirsiniz.

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.

5:53'deki dünyada kalmanız dileğiyle hoşçakalın... 😇

dejavu / taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin