"Ah, hayır! Damien! Mina!"
Mina'nın ismi dudaklarımın arasından o kadar hızlı ve titreyerek çıktı ki hissettiğim tüm duyguların bir yansıması gibiydi. Gördüğüm şey yüzünden kalbim delicesine atıyor, küçük kızın içinde bulunduğu bu berbat durum karşısında adeta nefes alamıyordum. O kadar korkuyordum ki, sadece 'korkuyorum' demek eksik kalırdı Kahretsin. Her şey bir yana, hırçın hayvan konusunda yapılacak hiçbir şey olmasa bile, Mina'yı bulmadan ve güvenli bir şekilde uzaklaştırmadan asla huzuru bulamayacağımı biliyordum. Canavardan aksi yöne koşan kalabalığın tam ortasında kıpırdamadan durduğum için birkaç insan bana sertçe çarpıp geçerken gözlerimi Mina'dan ayırmamaya çalışarak parmak uçlarımda yükseldim. Her yere bir kaos hüküm sürüyordu; insanlar birbirine çarpıyor, telaş içinde dönüp duruyor ve yüzlerine işlenmiş korku ve endişeyle buradan olabilecek en hızlı şekilde uzaklaşmaya çalışıyorlardı.
Damien beni duymamıştı, bu kadar insanın içinde bu şaşılacak bir şey değildi. Bir kere daha "Damien! Mina!" diye haykırdım. Şükürler olsun ki, bu sefer duydu. Duyduğundan emindim çünkü başını o kadar hızlı bir şekilde oraya buraya saldıran hayvanın olduğu tarafa çevirdi ki boynunu incitmemesine şaşırdım. Bakışları hızlıca etrafı taradı ve tam olarak ne olduğunu fark ettiği anda ifadesi sertleşti. Omuzları gerildi ve kasları sanki biriyle dövüşmeye hazırlanıyormuş gibi kasıldı. Bana çarpan başka bir insan yüzünden dengemi kaybedip Damien'a biraz daha yaklaşırken, bir kere daha, "Damien!" dedim endişeyle. "Bir şey yapmalıyız! Yoksa çocuk incinecek!"
Yüzüme bakmak için eğilirken parmakları kollarımdaki kasların çizgisini hissedebileceğim bir şekilde beni kavradı. Emretmekten çok bunu yapmam için yalvarır gibi "Eve dön." dediğinde şaşkınlıktan mıdır nedir başta ne demek istediğini anlayamayarak gözlerimi kırpıştırdım.
"Ne? Eve mi döneyim?"
"Evet. Orası güvenli."
Güvenli. Kulağa güzel geliyordu. Zaten Mina'yı kurtarıp eve gitmekten başka istediğim bir şey yoktu. Yine de kıpırdamadım. Yüzümü buruşturup bariz bir endişeyle "Ya sen?" diye sordum. Ya Mina? Ya diğer insanlar? Burada çok fazla zarar görebilecek canlı var.
Doğru düzgün bir yanıt vermek yerine "Eve dön." diye tekrar etti. "Abraham'ı bul."
"Damien!"
"Tanrı aşkına, Vanessa! Dediğimi yap! Şu an bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok!"
Beni hafifçe, malikanemin olduğu tarafa doğru ittirdi. Sendeledim ama dönüp kaçmadım. Şaşkın bir şekilde durdum, kafa karışıklığı ve endişe kasırgası içinde kaybolmuştum çünkü Damien bana bir bakış attıktan sonra sırtını dönerek doğruca tam aksi yöne, o hırçın hayvana doğru ilerledi! Ne yaptığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Aklım cevapsız sorularla mücadele ediyordu. Lanet olsun. Delirmiş miydi? "Damien!" diye seslendim arkasından ama etrafımdaki insanların uğultusu arasında sesim bir yankı gibi kaybolup gitti. Geri ilerledim. Onları ittirerek insan yüzlerinin arasında Damien'ınkini ararken kalabalığın içinde fırtınada kaybolan bir gemi gibi savruldum ve en azından, bir çıkış yolu bulmaya çalıştım.
Nerede? Nerede? Nerede?
Bir an onu görür gibi oldum ve neredeyse aklımı kaybedecektim çünkü o sırada hayvanın ölümcül dikenlerle kaplı kuyruğunun yanından geçiyordu. Hızlı koşuyordu. Çok hızlı. Bunun ölmemek adına yeterince hızlı olması için dua ederken hayvanın kuyruğu bir kütçe gibi yanına inerek zeminde derin çatlaklar oluşturdu. Damien bir an bile olsun durmadı, şükürler olsun ki durmadı, çünkü dursaydı ikinci kuyruk darbesi tam başına denk gelerek onu öldürürdü. Tam olarak göremediğim biri "Çekil önümden! Deli misin? Ne duruyorsun?" diyerek beni omzumdan tutup kenara ittirdi. Tek elimle ahşap sütunlardan birine tutundum. Saçlarım savrularak yanağıma çarptı. Gözlerimi Damien'dan ayırmak istemediğim için beni ittiren kadına hiçbir şey demedim. Damien, önünü kesen ve üzerinde renkli şekerlemeler olan camdan bir dolabı kenara ittirerek parçalara ayrılmasına neden oldu. Sınır yaratığı tamamen Mina'ya odaklandığı için Damien'ın varlığını henüz fark etmemişti. Tırnaklarımı sertçe parmaklarımın altındaki ahşaba geçirirken 'Lütfen!' diye düşündüm kendi kendime. Kendi ellerimle yaptığım aptal bir makine yüzünden Damien burada ölürse... Bununla yaşayamadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/363294368-288-k299315.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gladyatör: Özgür Ruhlar (2)
Fiksi Remaja"HİÇBİR ŞEY BİR ARADA OLMASI GEREKEN İKİ RUHU AYIRAMAZ." Vanessa ve Damien'ın ilişkileri giderek derinleşmeye başlarken saldırganlaşan sınır hayvanları yüzünden Westland yeni bir tehdit ile karşı karşıya kalır. Bu tehdidi durdurabilecek tek kişi old...