"Zamanla çınara dönüşecek bir fidanı fark etmezsen o fidan kurur. Bunun için kimseyi suçlama hakkın da yoktur."
♬
"Önce o başlattı hocam! Ters ters konuştu benimle." Dedi Çilay yanımızda duran dağılmış yüzlü Can'ı işaret ederek. Müdür sandalyesinde doğrularak konuştu.
"Kızım sen boğa mısın? Sana her ters bakana, konuşana saldıracak mısın?" Çilay tam müdürle didişmeye devam edecekken kolundan tutup uyardım. Bu adamın ne yapacağı belli olmazdı. Cezayı yapıştırırdı. İkinci raundda da annem bize yapıştırırdı!
Adam resmen kurbanlık koyunlar misali dizmişti hepimizi.
"Senden hiç beklemezdim Yankı. En sonunda benzedin şu arkadaşına."
Özgür Hazar ilgisini oynadığı ceketinin fermuarından çekip müdüre yöneltti. "Benden mi bahsediyorsunuz hocam? Teessüf ederim, kırıyorsunuz beni."
"Fe süphanallah! Delirtecek misin oğlum sen beni?" Yankı kaşlarını çatıp konuştu.
"Hocam bu arkadaşlar kızlara zorbalık ediyorlardı. Biz de iki mert delikanlı onları savunduk."
Müdür gayet ciddi bir tavırla gözlerini üzerimizde gezdirdi. Sonra Yankı'ya döndü.
"Kusura bakma Yankıcığım ama iki mert delikanlı nerede? Ben burada dört serseriden başka bir şey göremiyorum!"
Keşke diğer iki serserin kim olduğunu belirtseydiniz hocam...
"Üstelik Özgür'de ne varmış? Haksızlık ediyorsunuz." Dedi Yankı.
Konuş be! Müstakbel enişte dediğin böyle olur. Mübarek Sokrates'in savunması. Müdür gıcık bir kahkaha attı.
"Bu ikisi Çilay'a zorbalık ediyorlardı demek ha. Çilay onlara yapıyor olmasın!?"
Özgür Hazar dudaklarını birbirine bastırıp gülmemek için kendini zorladı. Sinir bozucu herif.
"Çok mu komik?" Diye fısıldadım ona. "Çok." Diye cevapladı o da. Aptal ya.
Çilay ellerini beline yerleştirdi. "O cacık... Yani Can beni kolumdan tutup sürüklemeye kalkıştı. Ayrıca hakaretimsi sözler söyledi. Kim zorbalık ediyormuş?"
Can şok içerisinde başını kaldırıp Çilay'a baktı. "Çilay! Bunu bana ve aşkımıza nasıl yaparsın?"
Yankı Can'a yaklaştı. "Bak hala aşkım diyor. Elimde kalacak şerefsiz."
Helal olsun be Yankı. Beklemezdim vallahi.
Müdür kendi kafasına vurunca çıkan yüksek sesli şaplak sesi, içimde yerlere yatıp ağlayana kadar gülme isteği uyandırdı. Bu adam komedinin ta kendisi ya. Ah Fuat hocam... Sinan Engin tipli gür saçlı hocam!
Rüzgar'ın birdenbire çaktırmadan bana yaklaşmasıyla kaşlarım çatıldı. Özgür Hazar'ın bakışları anında bizi bulmuştu.
"Özgür'ün iki kınama cezası var." Diye fısıldadı kulağıma. Tek kaşımı kaldırdım. Ee ne olmuş yani?
"Ee?" Dedim boş bakışlarla. Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. Eğer yine ceza alırsa okuldan atılacaklar. Bunun olmasını istemezsin değil mi?"
O gangsterin cezası için beni mi tehdit edecekti? Fıs.
"Kısa kes." Dedim ona bakmadan.
"Bu akşam benimle vakit geçirmeni istiyorum." Dedi az önceki tavrım için bozulmuşçasına. Şok içerisinde ona döndüm.
"Ne diyorsun sen asalak?" Dedi fısıltıyla. Arsızca sırıttı. "Onu kastetmemiştim ama istiyorsan..." Müdüre baktım ve buraya bakmamasını fırsat bilerek karnına dirseğimi geçirdim. Eli karnını buldu.
"Ne zihniyeti bozuk, sapık biri çıktın sen ya!" Dedim. "Aman şakaydı be! Bana bak, eğer şikayeti geri almazsak Özgür Hazar atılacak ee haliyle o giderse Yankı da peşinden gider. Çilay'ın üzülmesini istemezsin değil mi?"
Çilay niye üzülsün ki? Yani tamam ondan hoşlanmış olabilir ama aşık falan olmadı sonuçta değil mi? Ona cevap vermeden Özgür Hazar'ın isyanı duyuldu.
"Hocam yapmayın. Onlar suçlu iken yalnızca bize ceza veremezsiniz."
Çilay'a döndüm. Üzgün bir biçimde özür diler gibi Yankı'ya bakıyordu. Yankı da okuldan gideceklerini kabullenmişçesine buruk bir gülümsemeyle ona 'sorun değil, üzülme' bakışları atıyordu. Gözlerindeki bakışlar hiç hoşlantı gibi durmuyordu. Yalnızca iki gün geçti be iki gün. Destur be arkadaş. Ne ara sevdiniz birbirinizi?
Ah Çilay ah... Bulamadın mı başka birini? İlla bu aptalların ezeli düşmanı olmak zorunda mıydı sevdiğin kişi?
"Tamam. Hemen çek şikayeti." Dedim iç çekerek. Rüzgar bunu beklemiyor olmalıydı ki inanmıyormuşçasına bana baktı. "Kabul ediyorsun yani?"
"Evet hadisene!" Dedim hemen. Rüzgar sırıtarak müdüre döndü.
"Hocam?" Müdür de dahil herkesin bakışları ona döndü. "Bizim aramızda her zaman böyle çocukluklar olur biliyorsunuz. Cezaya falan gerek yok."
Müdür sinirle elini kel kafasına götürüp bir veya iki tane olan saçlarını geriye atarmış gibi yaptı. "Beni deli mi etmek istiyorsunuz siz? Sizin bu kavgalarınız yüzünden kafamda saç kalmadı saç! Bıktım usandım ama ya!"
"Çok haklısınız hocam ama bunun için kimseye ceza vermeyin." Dedi Rüzgar. Bu çocuk ciddi manada malın teki.
Özgür Hazar şüphelenmişti. Öyle ki Rüzgar'ın yüzünden bir şeyler okuyup bir açık yakalamak istiyordu. Umarım anlamamıştır. Bu bünye bir olayı daha kaldıramaz.
"Bir daha karşıma sakın böyle gelmeyin, yoksa gözünüzün yaşına bakmam. Özellikle siz kızlar, anlaşıldı mı?"
"Anlaşıldı." Dedik Çilay ile aynı anda. Çilay heyecanla bileğimi sıkıyordu. Ne kadar mutlu olmuştur kim bilir. Yankı'sı kurtuldu ya.
Müdür başını salladı ve bize eliyle 'gidin' işareti yaptı. Odasından çıktık. Özgür Hazar Rüzgar'ı köşeye çekti. Asla akıllanmayacaksın Özgür Hazar değil mi? Ben, Çilay, Yankı ve Can geride kaldık. Çilay bana yaklaştı. "Ne dedi sana?" Dedi Rüzgar'ı kastederek.
"Önemli bir şey değil. Boş boş konuştu öyle."
Yankı ve Can'a baktım. Yankı çatık kaşlarla konuşuyordu, Can ise süt dökmüş kedi gibi dinliyordu. Bıyıklı falan yaptılar herhalde buna. Bu masumluk nereden geliyor cacık bey?
"Yankı'ya sorsana neden sınıfa gelmişler?" Dedim. Çilay Yankı'ya baktı. "Yankı?" Diye seslendi arkasından. Yankı direkt tüm ilgisini ona yöneltti.
"Neden bizim sınıfa geldiniz siz?" Dedi. Can'ın da Çilay'a baktığını fark eden Yankı, cevap vermeden önce Can'a ters ters baktı. Kral çocuk ya. Süper enişteye puanım on on on!
Can bu sefer bakışlarını bana çevirdi. Ben de gözlerimi kısarak ona baktım. O da kaçacak delik arar gibi hızla yanımızdan uzaklaştı. İşte böyke cacık efendi. Aslanı böyle kediye çevirirler.
Yankı tam cevap verecekti ki Özgür Hazar geldi. En heyecanlı yerinde ya. Geri git kafasız gangster geri!
"Hadi Yankı." Dedi ve kolunu Yankı'nın omuzuna atarak onu götürdü. Allah'ım ya, ne diye götürürsün çocuğu? Çok istiyorsan sen git.
İkisi gözden kaybolunca Çilay iç çekti. Ben de onun koluna girip mırıldandım. "Hadi gidelim." Biz de oradan uzaklaştık.
Selamllllaaarrr
Umarım beğenmişsinizdirrr 💖 oy vermeyi unutmayın!! ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİŞİGÜZEL
Teen FictionSakin ve başarılı bir okul hayatına sahip olan Balım'ın yaşamı, sınıfında gerçekleşen bir kavgada diklendiği Özgür Hazar'ın etkisiyle tamamen değişir. Büyümenin zorluklarıyla uğraşan gençler, kendilerine artık bir yol seçmek zorundadır. Bu yaşlarınd...