Hikayeme bir şans verip şuan okumaya başladığın için teşekkür ederim.
Tavsiye ve eleştiriye açığım, iyi okumalar diliyorum 🤍Oy vermeyi ve yorum yapmayı da unutmazsanız çok mutlu olurum 🎀🤍
~
"Durun, yemin ederim haberim yoktu!"
Ayaklarım hareket etmiyor, vücudum kaskatı kesilmiş, dümdüz, korkuyla duruyordum.
Ne oluyor burada? içeride ki adam sandalyeye bağlı yarını yokmuşçasına ağlıyor ve yalvarıyordu. Tüm hayatı üzerine yalvararak ağlıyordu. Etrafında ise iş adamı gibi görünen bir kaç silahlı adam. Ben ise buna bir deponun kırılmış küçük bir penceresinden şahit oluyordum. Ellerim ile çanta mı sıkıca tuttum ve yutkundum. Yıllardır oturduğum mahallede ilk defa böyle bir şey ile karşılaşıyordum. Bu zifiri karanlıkta tek ışık sadece o depodan çıkan turuncu silik bir ışıktı. Yüzümün yarısını aydınlatan ışık bir adım öne atınca tüm yüzümü aydınlattı. Önümde ki kaldırıma çıktım ve simdi her şeyi daha rahat görebiliyordum.Biraz daha yaklaştım ve gözümü tamamen kırılmış pencereye yaklaştırdım. Bir kaç adamdan fazlası varmış içeride. İçerisi ise küçük bir ampulle aydınlanıyordu. Tozlu hava, ampülün aydınlattığı yerden dans edermişcesine uçuyordu ve karanlığa doğru gidip gözden kayboluyordu.
Adamların yüzlerini ise göremiyordum. Hepsinin yüzü silik bir karanlıkla kaplıydı sadece kocaman kaslı ve takım elbiseli vücutları görünüyordu. Sandalyede ki adam ise bana ters bir şekilde oturuyordu ve ampül sadece onu tamamen aydınlatıyordu. 35-40 yaşlarında bir adam olduğu belliydi, giyimine de bakılırsa ya polis memuru... ya da güvenlikçi idi ama üniforması berbat bir haldeydi. Kafası sola eğik bir şekilde ağlıyordu sessiz sessiz... Sanki her şeyi kabullenmişte son anlarında sadece ağlayarak dua ediyordu."Anlamayacağımı sandın sanırım." küçük bir alaycı kahkaha ile güldü başları olduğunu düşündüğüm adam. diğerlerinden daha cüsseli ve daha şık giyinimliydi. İki adım öne çıktı ve diğerlerinden daha net görebildim onu, yüzü hariç... sandalyeye bağlı adam duyuyor muydu bilmiyorum. Sadece vücudu tuhaf hırıltılı sesler çıkartıp titriyordu. Dehşet verici bir görüntüydü, baygın mıydı? yoksa tam ayık değil miydi?
"Konuşsana!? seni işe alarak hata mı ettim"
"Yemin ederim ben işimi yapıyordum, hiçbir şeyden haber-" sandalyede ki adam konuştu boğuk ve yorulmuş sesiyle kafasını öne eğdi. Sanki nefesi yetmiyordu ve zorlanıyordu konuşmakta. Küçük bir öksürükten sonra vücudu tekrar o hırıltılı sesi çıkarmaya başladı.
"Duyuyor musun sinan? İşini yapıyormuş" dedi yan tarafında ki adama dönerek. tekrar küçük bir kahkaha attı ve kahkasını yavaşlatarak duraksadı. Sandalyenin iki köşesine ellerini koyup yaslandı adamın yüzü küçük ampülün aydınlattığı bölgeye girmişti ve korkunun vücudumu titrettiğini hissetmiştim. Bu nasıl bir çehreydi böyle? Yüzüne bakmak bile korkumu iki katına çıkarmıştı resmen. Kalp ritmimi duyuyordum. Hızlı... çok hızlı.
Yaralar ile dolu yüzü dehşet verici bakışlarıyla daha da korkunç oluyordu. Kemikli burnu ve kemikli yüzü, yüzündeki yaralar ile birlikte o kadar iyi bir insan olmadığını ele veriyordu resmen. yüzünün yarısı farklı diğer yarısı farklı bir yüz gibiydi. Bir tarafı yanmış bir ciltten ibaretken diğeri ise yaralar ile doluydu. Kaç yaşında olduğu ise belli olmuyordu 40 olamayacak kadar genç ama 20 olamayacak kadar da yaşlıydı.
Yüzünde ki küçük gülümseme yavas yavaş söndü ve tüyler ürpertici bir hal aldı. Oda tamamen sessizleşti ve her yer sandalyedeki adamın titreme ile çıkardığı tuhaf sesleri ve nefes alış verişi ile dolmuştu. Zorlandığı belliydi, ben olaya şahit olmadan önce neler yaşattıklarını düşünmeden edemedim. Yaptıkları şeyleri geçtim bu adam bunları hak edecek ne yapmıştı? bunları düşünürken geri dönmem gerektiğini anladım yoksa güzel bir vaziyette bulamayacaktım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CASUS
Romance+Motorcu çocuk - Yarın anlarsın Lavin. - İyi geceler. +Siz -Hayır -Böyle söyleyerek senden daha çok korkmamı sağlıyorsun. -Daha ismini bile bilmiyorum ve seninle öylesine buluşayım mı yani? +Motorcu çocuk -Aral. +Siz -Ha? +Motorcu çocuk -İsmim Ar...