Şapkayı da eve gidene kadar çıkarma, sadece bir tavsiye." ve gaza bastı motoruyla. Beni kalabalık ana caddenin önünde bırakıp uzaklaştı... Ben ise korkumu hala vücudumdan atamamış bir şekilde kurtarıcımın arkasından bakıyordum.
Arka cebimden telefonu alıp birisinden beni almasını isteyecektim. Çünkü izimizi kaybedelim derken saçma sapan bir yerde bulmuştum kendimi. Telefonun tuş kilidini açıp Doğuş'u aradım. Doğuş ve ben küçüklükten beri yakın arkadaştık ilkokul, ortaokul ve liseyi beraber okumuştuk. bu sene üniversite bitti ve hala beraberiz, bizi yakın tutan şeyde buydu sürekli yanyana olmamız. Tabii bir de aynı dertlere sahip olmamız. Telefon beş altı saniye çaldıktan sonra açıldı.
"Lavin?"
"Alo Doğuş."
"Bir sorun mu var ne oldu sesin bir tuhaf?"
"Lütfen gelip beni alır mısın?"
"Bekle bekle, neredesin söyle geliyorum"
Telefonu kapattım ve kaldırımın köşesinde oturmuş doğuşu bekliyordum. Saat 22:35'ti biraz rahatlamıştım. En azından şuan beni kovalayan birileri yoktu ve etraf az da olsa kalabalıktı.
Beynimin içinde o adamın yalvarışı yankılanıyordu, gözlerimin önüne sürekli o tuhaf dehşet verici yüz geliyordu. Peki ya beni kurtaran adam? Kolları içerden daha uzun ne demek? bir de yüzümü görüp görmediklerini sormuştu. Sanırım beni bir daha tanırlar mı diye düşündü. Bence tanıyamazlar o kadar yakından görmediler çünkü. Dur bir dakika... Çantam. Kahretsin... içinde cüzdanımdan, yedek kıyafete kadar her şey vardı. Tabii cüzdanımda da fotoğrafım...İki elim ile telefonumun kabını soyup düşünürken dizlerimi sallıyordum. Stres tüm vücudumu sarmışken yandan gelen korna sesiyle irkildim. kafamı çevirip baktığımda Doğuş'un geldiğini anladım. Kalktım ve koşmaktan bitkin düşmüş bacaklarımıla arabaya yöneldim ön koltuğa oturduğum an Doğuş'a sarıldım. Birisine sarılmam lazımdı çünkü korkuyu tamamen vücudumdan atmalıydım. Geri çekildiğimde Doğuş korkuyla gözlerime baktı.
"Ne oldu Lavin iyi misin?" dedi yorgun gözleriyle her zaman ki gibi gözaltları koyuydu ve saçları dağınıktı. simsiyah gözleri korkuyla bakarken kafamı eğdim ve arkama yaslandım.
"Sevgi ablaya veda ettikten sonra işten çıktım ve eve dönüyordum ama ara sokaktan bir ses duydum böyle tuhaf bir ses..."
Olayı tamamen anlattıktan sonra Doğuş direksiyona yöneldi ve arkasına yaslanıp kollarını birleştirdi. Böyle şeyler duymayı beklemediğini biliyordum.
"Kızım sen kafayı mı yedin? her duyduğun sesi kontrol mu edeceksin?"
"Bilmiyorum Doğuş o an merak ettim, böyle bir şey ile karşılaşacağımı nereden bileyim?" dedim onun ses tonuna karşılık vererek.
"Tamam peki, hemen şimdi polise gidiyoruz."
"Hayır olm-"
"Neden?" dedi kafasını bana çevirerek. Kollarını birbirinden ayırarak devam etti.
"Bana saçma sapan bir adamın sözüne güvenerek polise gitmeyeceğini söyleme. Belli ki onlardan birisiydi" Kendinden emin bir şekilde konuştu ve bir an durdu. Gözlerini bana çevirip kafamda ki şapkaya baktı. Elini hızla uzatıp şapkayı çıkardı kafamdan.
"Çıkar şu şapkayı" sessiz ve sitemli bir şekilde konuştu. "Sen kaçak falan değilsin"
"Doğuş, polise falan gitmeyeceğiz." sessiz ve sakin bir şekilde konuştum. "Eğer gidersek ne olacağını bilmiyoruz, başımıza iş almayalım"
"Ne olacağını biliyoruz? yakalanacaklar ve hapsi boylayacaklar. Ne bekliyorsun?"
"İçeriye girdiklerinde bir şey değişmeyecek." dedim aniden. Doğuş boş gözlerle bana bakıyordu kafasını ne diyorsun anlamında salladı. Bende derin bir iç cekerek atladığım kısmı anlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CASUS
Romance+Motorcu çocuk - Yarın anlarsın Lavin. - İyi geceler. +Siz -Hayır -Böyle söyleyerek senden daha çok korkmamı sağlıyorsun. -Daha ismini bile bilmiyorum ve seninle öylesine buluşayım mı yani? +Motorcu çocuk -Aral. +Siz -Ha? +Motorcu çocuk -İsmim Ar...