-Bölüm 6-

24 6 27
                                    

Askılıkta ki deri ceketimi aldım ve Sevgi ablanın yanına yaklaştım, yine şu eski bulmacaları çözüyordu.

"Yarılamışsın Sevgi abla, hızlısın bugün"

"Ne demezsin iki haftadır aynı sayfadayım" gözlüğünü düzeltip gülümsedi ve bulmaca kitabını kapatıp arkasına yaslandı.

"Ben çıkayım artık Sevgi abla, kusura bakma bugün biraz erken çıkıyorum ama yarın telafi edeceğim." Sevgi abla ayağı kalktı ve kasaya yöneldi.

"Merak etme Lavinciğim hiç sorun değil, yarın dükkanı açmayacağım sende dinlenirsin."

"Neden?"

"Buğra'nın doğum günü, arkadaşları ile birlikte kutlayacağız. Gelmek ister misin?"

"Tabii, bir işim çıkmazsa geleceğim Sevgi abla! şimdiden iyi ki doğmuş! Görüşürüz." elimi görüşürüz anlamında salladım ve dükkandan çıktım.

+Siz
-Neredesin?

İş çıkışı geleceğini söylemişti ama etrafta görünmüyordu. Telefonu çantama koydum ve dükkanın kenarında bekledim. Biraz daha bekleyeceğim sonrası umrumda değil. Resmen arabasından kovdu bir de bekletiliyor muydum yani? iki kolumu birleştirmiş beklerken mesaj bildirimi ile irkildim.

+Aral
-Neredesin?

+Siz
-Ben sordum sana?
-Hem sence nerede olabilirim?

Mesajım iki dakikaya yakın görüldüde kaldı.

+Aral
-On dakikaya geleceğim, bekle.

Hem buluşmak isteyen oydu hemde bekletiyor mu? Bir de emir vererek, cidden sinir bozucu.

+Siz
-Bekleyemem kusura bakma.

+Aral
-Işınlanamam kusura bakma, trafik var.

On dakikaya yakın bekledim, sonrasında siyah bir araba önümde durdu. Onun arabasıydı. Kapıyı açtım ve oturdum. O ise her hareketimi dikkatli bir şekilde izledi. Bu sefer şapka takmamıştı veya bir yerini saklamamıştı onu tamamen görebiliyordum.

"Evet?" dedim onun gözlerinin içine bakarken.
"Neden buluşmak istedin?" Sanki uyuyamamıştı, gözaltları çökmüş ve gözleri kırmızıydı. Uzun uzun suratıma baktı ve kafasını kendi tarafında ki cama çevirerek derin bir nefes aldı... Neydi bu şimdi?

"Öğrenirsin birazdan, birisi ile tanışacaksın" Arabayı çalıştırırken konuştu.

"Artık birileri ile tanışmak istemiyorum"

"Bu sefer zorundasın gibi" hafif bir alaycı gülümseme ile kafasını yoldan çevirip gözlerime baktı ve sonra yola geri döndü.

Kollarımı birleştirdim ve arkama yaslandım o sırada aklıma şapkası geldi ve çantamın kenarına taktığım şapkasını alıp ona uzattım bir şapkaya bir yola baktı.

"Senin şapkan..." gözünü yoldan ayırmadan şapkayı aldı ve arka koltuğa hafifçe fırlattı.

"Gerek yoktu getirmene"

"Getirmek istedim" bir an durdu ve kafasını bana çevirip gözlerimin içine baktı, bende ona bakıyordum sonra tekrar kafasını yola çevirdi

CASUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin