7

121 36 51
                                    

Birkaç saat sonra uyanan Jisung, kolunu uzattığında Minho'nun uyuduğu tarafın boş olduğunu anlayınca, gözlerini tamamen açıp yatakta doğruldu. Pencere pervazına oturmuş sigara için Minho'yo görünce rahatladı. Minho'nun iyi bir kişiliği olduğunun farkındaydı. Sarhoş olduğu gece onunla çok güzel ilgilenmiş, ona yemek yedirip düzgünce uyumasına yardım etmişti. Bir başkası olsa çoktan o sarhoş halinden yararlanırdı. Ama Minho onu koruduğu gibi kendini iyi hissetmesi için elinden geleni yapmıştı.

Minho'nun iyi bir kişiliği olduğunu aynı mahallede oturduğu yaşlı kadından, yani büyükannesinden dolayı biliyordu. Aslında kadının oturduğu ev Jisung'un evine çok yakın değildi; ama Jisung o eve girip çıkanları bir şekilde sürekli görürdü.

Yaşlı kadının bir bakıcısı vardı. Güzel şirin bir evde oturuyordu. Jisung'un duyduğuna göre evi, eşi tasarlamış ve ikisi için özel olarak yaptırmıştı. Kadın kocasından hatıra olan bu evi bırakmak istemiyordu. Zaten hasta olan yaşlı kadın bu evde ölmek istediği için oğlunun yanına ya da bir hastaneye yatmayı kabul etmiyordu.

Minho'nun sırf büyükannesini kontrol etmek için Seul üniversitesinden Ulsan'a geçiş yaptığını duymak onu daha da şaşırtmıştı. Minho bir aziz bile olabilirdi. Jisung, bu düşünce ile gözlerini kocaman açıp Minho'ya baktı; ama sigara için bir aziz olamayacağına kanaat getirip bu düşünceleri zihninden kovdu. Evden uzaklaşmaya o kadar ihtiyacı olduğu bir dönemde Minho ile tanışmak onun bu hayattaki en büyük şansı olmuştu. Minho bir aziz olmasa bile Jisung'un kurtarıcı meleği olmuştu.

Tüm bunları düşünürken Minho'da sessizce onu izliyordu. Jisung çok güzel ve yaralı bir gençti. O gece büyükannesi, ailesi, üzerine aldığı sorumlukları, okulu derken; biraz içip kafa dağıtmak istediği bir gece de parkta ağlayan bu gençle tanışmak, sıkıcı melankolik hayatında ilk defa yarını düşünmeden yola çıkmasını sağlamıştı. Biri aradığı güvenli yeri bulmuşken diğeri kendine nefes alabileceği bir tatil evi bulmuştu.

Minho sigarasından son bir nefes çekip, "günaydın uykucu acıktın mı? diye sordu.

Jisung sırtını yasladığı yatak başlığının derisinin çıkardığı ses eşliğinde kafasını 'evet' anlamında salladı.

"Soslu tavuk ve pizzaya ne dersin?"

"Eve şişmanlayarak dönmemi mi istiyorsun?"

"Emin ol, birkaç kilo hiç sırıtmaz."

Minho biten sigarasını söndürüp yatağa doğru ilerledi. Jisung'un yanına oturup telefonunu eline aldı. "Soslu tavuk, pizza özel olarak istediğin bir şey var mı?"

"Pizzanın yanında suffle oluyor ya, ondan olabilir."

"Tatlı bir şeyler mi yemek istiyorsun?"

"Hımm"

"Suffleyi boşver senin için en güzel çikolatalı tarttan söyleyeceğim."

Jisung kocaman gülümseyip gözüne çarpan yüzük kutularını uzanıp aldı. Yüzüğü kutudan çıkarıp Minho'ya baktı. Minho gülümseyerek elini uzattı. Bazı zamanlar Jisung çok utangaçlaşıyordu. Kırmızı yanaklarıyla elindeki yüzüğü Minho'nun yüzük parmağına taktı, Minho da onun bu jestine karşılık verirken gülümsedi. Jisung başını kaldırıp Minho'yla göz teması kurdu, arkasını döndüğünde titrek bir nefes verdi.

Jisung sırtını Minho'nun gövdesine bastırdı. "Elini uzat." dedi. Minho, elini Jisung'un elinin üstüne koydu ve Minho parmaklarını birbirine kenetlerken Jisung ona baktı.

"Fotoğrafı mı çekeceksin, yoksa bana mı bakacaksın?"

"Doğru, özür dilerim." Jisung bu pozisyonda fotoğraf çekemeyeceğini anlayınca doğruldu. Yeninden duruşlarını ayarlayıp ellerinin tutuş şeklini değiştirip fotoğraf çekti. Minho kendini tamamen ona bırakmış küçük olanın mutlu yüzünü izliyordu.

YouthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin