12

105 32 48
                                    

Jisung ve Felix bir süre, Jisung'un odasında oturup konuşmuşlardı. Felix güzel geçen randevusundan bahsetmiş, Jisung ise Minho ile seyahatinden bahsetmişti.  Saate baktığında gitmesi gerektiğini fark eden Felix, telefonunu eline alıp ayağa kalktı.  Jisung arkadaşının gidecek olmasına üzülmüştü. Bu evde yalnız kalmaktan nefret ediyordu.

"Gitmek zorunda mısın?"

"Üzgünüm, anneme akşam yemeğini hazırlamasında yardım etmem gerekiyor.  Bugün misafirlerimiz gelecek evden çıkmadan yardım edeceğime söz vererek çıktım; ama yarın görüşürüz, seni seviyorum!"

"Ben de seni seviyorum Lix."

Jisung Felix'i geçirdikten sonra yeniden odasına çıkıp uzandı. Tüm olanların düşünürken ön kapının açılıp kapandığını duydu. Saate baktığında annesinin geldiğini tahmin etti. Jisung derin bir nefes alıp olacaklara kendini hazırlamaya çalıştı.

Annesinin merdivenlerden çıkarken  "Jisung?" diye seslendiğini duydu.

"Kahretsin!"

Ayağa kalkarken terleyen ellerini pantolonunu sildi.

Annesi yüksek sesle ve çattığı kaşları ile "Jisung! Neden Felix'le bu kadar uzun süre birlikteydin?" diye söylenerek odasına daldı.

"Arkadaşlarımla takılmaktan keyif alıyorum anne ve daha verimli çalışıyorum." Cevap verirken başını eğdi.

Annesi hala öfkeli bir şekilde konuşmaya devam etti.  "Anladım ama bu çok fazla. Ailesinin senden bıkacağını düşünmüyor musun?" dedi ve kapıyı çarparak kapattı.

"Annesi ısrar etmeye devam etti-" Jisung'un sözü yanağına atılan bir tokatla kesildi. Zaten çekimsiz olan genç, annesinin attığı tokatla dengesini kaybetti.

"Yani kibarca reddetmiyorsun! Çok kabasın Han Jisung biz seni böyle mi yetiştirdik!" Kadın dengesini kaybeden oğlunu saçından tutup ayağa kaldırdı.

"Özür dilerim, bir daha olmayacak!" Jisung'un sesi umutsuz bir rica, durması için bir yalvarış olarak çıkıyordu.

Fakat öfkeli kadın"En başından beri böyle bir şey olmamalıydı!" diyerek sesini yükseltip yüzüne elinin tersiyle bir tane daha vurdu. Alyansı Jisung'un sağ yanağında derin bir sızı bıraktı. Jisung yüzüne çarpan alyans yüzünden tısladı. Elini yüzünü korumak için yukarı kaldırdı fakat annesi elini tutup hızla çekti.

"Babanın değil de benim olduğuma sevinsen iyi olur. Ona seninle ilgileneceğimi söyledim çünkü sana yumuşak davranmayacağını biliyordum. Şimdi sana bakınca bunu yapmasına izin vermem gerektiğini düşünüyorum. Senin dilinden anca baban anlar."

Jisung korkuyla bakışlarını annesine çevirdi ."Anne özür dilerim bir daha olmayacak." gözyaşlarını bastırarak annesine yalvardı.

Annesi "kapa çeneni diyerek  ona tekrar tekrar vurdu. Bu defa karın bölgesine aldığı darbeyle acı içinde iki büklüm oldu. Bu bile annesinin durması için yeterki olmadı. Kadın iki büklüm olan Jisung'un yüzüne tekrar tokat attı. Annesinin güçlü ve yapılı bir kadın olması Jisung için daha acı verici oluyordu.

Jisung derin, kontrollü nefesler almaya çalıştı. Bunları Dami'nin duymasına izin veremezdi. Şayet kardeşi duyarsa buraya gelir, öfkeli annesinin gazabına o da uğrardı. Bu yüzünden oldukça kendini sıkıp sessiz olmaydı. Kardeşinin odasının kapısı açılınca telaşlanan Jisung, Dami'nin odasına rastgele dalmamasına güvenerek bekledi.

"Anne! Eunmi akşam yemeğine kalmasının bir sakıncası var mı?" Dami kapıdan seslendi.

Kadın Jisung'u bırakarak konuştu. "Tabi kalabilir."

YouthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin