9

115 33 43
                                    

Jisung duşa girdikten sonra bir ara gerçekten uykuya dalan Minho, yarım saat sonra uyanmıştı. Yattığı kanepede doğrulup gerinirken odada dolaşan Jisung'a bakıp,
"Günaydın" diyerek gülümsedi.

Elindeki havluyla saçını kurutan Jisung, Minho'ya bakarak "nihayet uyandın!" diyerek şakayla karışık sitem etti.

"Saat kaç oldu ki, sen ne zaman uyandın?"

"Saat 10.00 oldu hyung. Ben uyanalı da bir saat falan oldu sanırım." Jisung, Minho'nun şaşırmış gibi yaptığı bakışlarını görünce güldü. "Felix aradığı için uyandım, yatsam rahat iki saat daha uyurdum."

"Zaten benden önce kendiliğinden uyanmam pek mümkün değil!"

"Hiçte bile gayet erken uyanırım. Sadece... sadece huzurla uyumanın tadını çıkarıyorum."

Jisung, saçlarını doğru düzgün kurutmadan havluyu yere bıraktı. Minho'nun onaylamayan bakışına maruz kaldı.

"Saçını kurutmazsan hastalanırsın."

"Bir şey olmaz, alışkınım."

Minho oturduğu yerden kalkıp, Jisung'un havlusunu aldı ve yatağa oturması için onu hafif itti. Jisung'un arkasına geçerek saçlarını kurutmaya başladı.

Jisung, Minho'nun havluyla masaj yaparak saçlarını kurutmasına izin verirken kıkırdadı.

"Hyung, bunu kendim yapabilirdim."

"Az önce saçlarını nasıl kuruttuğunu gördüm."

Minho saçını kuruturken Jisung memnuniyetle iç çekti. İyice rahatlarken başını hafif geriye attı ve gözlerini kapattı. Minho ona bakarken bir kez daha ne kadar güzel düşündü. Jisung tek kelimeyle kusursuzdu. Ellerini uzatıp onun pürüzsüz yüzüne dokunamamak için kendi tuttu.

Jisung'u izlemeye o kadar dalmıştı ki hareketlerini yavaşlattığını fark etmedi. Jisung büyük olanın yavaşlayan hareketleriyle gözlerini açtı ve Minho'nun şefkatli bakışıyla karşılaştı. İkisi de bir süre gözlerini kaçıramadı.

Jisung, Minho'ya bakarken yanaklarında oluşan yanmanın, dışarıdan bakınca pembe pembe yanaklar olarak kendisine döneceğini bildiği için hafif kıpırdandı. Minho onun yanaklarındaki pembelikleri fark edince gülümseyerek geri çekildi..

"Evet yeterince kurudu, şimdi... şimdi de ben duşa gitmeliyim."

Jisung kızaran yanaklarına inat Minho'nun gözlerine bakıp, "zorunda mısın?" diye sızlandı ve kafasını tam önüne gelen Minho'nun gövdesine yasladı.

"Kokmamı mı istiyorsun?"

"Deodorantın var."

"Temiz olmayı tercih ederim." Minho Jisung'un çenesinin altını sevip, "Neden sen temiz oluyorsun da ben olamıyorum prenses?" diyerek takıldı.

"Ben prenses miyim?"

"Evet sen prensessin."

Minho Jisung'un saçlarını eliyle karıştırıp ayağa kalktı. Alışveriş çantasından temiz kıyafetler alırken söylenen Jisung'a gülerek başını salladı.

"Kocam bana zorbalık yapıyor." Jisung karışan saçlarını düzeltirken bir yandan Minho'ya laf atıyordu.

"Adıma yapılan suçlamaları kabul etmiyorum.

Jisung omuz silkti. "Saçlarımı karmakarışık ettin gayette zorbasın!"

"Tamam, ben bir zorbayım. Ama gidip temiz bir zorba olacağım. Hemen dönerim." Minho banyoya girerken güldü.

YouthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin