18|Küçük Umutlar Büyük Mutluluk Getirir.🎈

179 21 109
                                    


Hani bilmediğiniz,tanımadığınız bir yere gidersiniz ve yaşadığınız yerin özlemini çekersiniz ya Seungmin şu an tam olarak onu yaşıyordu. Kolay kolay gittiği yerlere alışabilen birisi değildi. Bazen büyümek ve bir şeyleri fark etmek için konfor alanından uzaklaşmak gerekir evet ama her insan buna aynı yanıtları vermez. Kimi insan için gitmek çok iyi olur ve ona iyi gelir. Mesela Hyunjin ve Jeongin için olan buydu. Hem birbirlerine sahipler hem de bulundukları ortamın tadını çıkarıyorlardı.

Ama bazı insanlar da vardır ki bir türlü alışamaz. Açıkçası alışmaya korkar, başka duygular ortaya çıktığında korkması gibidir bu da. Mesela kimisi annesini, kimisi bir evcil hayvanını özleyebilir ya da en basiti evinin rahatını bile özleyebilirsin. Seungmin'in yaşadığı da tamamen buydu.

Bambaşka bir ülkede bambaşka bir çevrede ve evde kalıyordu şu an. Bunun şansının aslında fazlası ile farkındaydı. Her öğrenci başka ülkelere çıkma deneyimine sahip olamıyordu tabii ki. Bu şansı düşünerek kendini iyi hissettirmeye çalışıyordu çoğu zaman. Mesela aklına gelen kötü düşünceleri itmeye çalışıyordu. Zaten hayatı aklına gelen ve büyük savaş verdiği kötü düşünceleri ile geçmemiş miydi?

En mutlu anlarında bile en kötüyü düşünüp hayatına zarar veren kendisi değil miydi zaten? Şimdi 1 haftadır bulunduğu isveçteki odasında oturuyor, dışarıyı izliyordu. Ben neden böyleyim diye düşünmeye başladı. Hayatını biraz gözden geçirmek istiyordu ama gözden geçirirken derin konulara girmekten ve korkacağı şeyler düşünmekten de ürküyordu.

Yine de bunu umursamadan devam etti. Çoğu zaman yaşamayı sevmek için elinden geleni yapan biriydi. Kitaplar okur, kedileri sever, sırf kendisini tanıyabilmek için üşenmeden saatlerce kendisi ve duyguları hakkında yazar dururdu. Bunu yapma sebebi gerçekten içindeki evreni anlamak içindi. Kendini bilmeyen insan başka birini nasıl bilebilir ki diye düşünürdü hep ve bu yüzdendir ki empati yeteneği çok güçlüydü.

Empati yeteneği hoş bir şey olsa bile Seungmin'de bu olması gerekenden fazlaydı. Sokakta gördüğü zayıf bir köpek bile onu mahvediyordu. Ya da işinden memnun olmayan, eşi ile sürekli kavga eden insanlar...

Onların hayatına girmeden duramıyordu.

İlişkilerinde hep sessiz sakin davranan biri olsa bile bunu asıl yapma sebebi bu herkesin birbirini yorduğu kötü dünyada çevresindeki insanları yormak istememesiydi. Kendisi insanlar tarafından yeterince yorulmuştu zaten.

Sessiz sakin olduğu kadar tam tersi bir tarafı da vardı. Mesela abisiyle uğraşıp gülmeyi, annesi yemek yaparken halıya uzanıp onu izlemeyi çok severdi. Kediler ile koşmayı, arkadaşlarıyla şakalaşmayı...

Bunların dışında bazen depresyona girdiği anlar da oluyordu Seungmin'in. Özellikle Chan ile ayrıldığında hayatının dönüm noktasını yaşamış haldeydi. Tamamen güvenip sevdiği ve ne olursa olsun beklediği kişinin bir anda kaybolmasını yedirememiş sürekli kusmuş bitip tükenmeyen kilo verme sürecine girmişti.

Şimdi bile her tedirgin hissettiğinde ya da kalbindeki düşünceler canını acıttığında midesi bu yüzden bulanıyordu. Sakin düşüncelerinin en ufak şekilde bile bozulması onu çileden çıkarır, kendine kızardı.

Üniversite yurdunda ilk kaldığı gün ilk kez kendi başına bir gece geçirmişti. Pati yanında olmasına rağmen fazlaca korkmuştu. Asıl korkusu birinin odaya girip ona zarar verecek olması olmamıştı hiçbir zaman. Her zaman gerçek korkusu kendi düşünceleri olmuştu. Çünkü kendi kendini korkutan aslında oydu.

Mesela korkmasa bile korkacağını düşündüğü için gece boyu gözüne uyku girmiyor üstüne kendini daha da sıktığı için hassas bedeni kusmadan rahatlamıyordu.

Cingulomania' |ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin