Sanki biraz geçiş bölümü gibi. Umarım sıkılmıyorsunuzdur, iyi okumalarr.
_
Jisung'un sırnaşarak sarılmasına karşılık verdi gülerek. "Sonunda, sonunda bitti. Bu kadar mı fark eder yenilendik resmen."
"Öyle, öyle."
Jisung ondan ayrıldığında Minho yaklaşmıştı bu sefer.
Chan gözlerini kıstı ve normalde zorla sarıldığı arkadaşının ona sarılmasıyla bir kahkaha attı.
"Senin sarılman için bu gerekiyordu sanırım. Ya da ölmem falan."
"Sadece, sus."
Jisung ikisini gözlerinden kalpler çıkar bir şekilde izliyordu. "Sevgilim ve babam."
Minho ve Chan ona güldüğünde kısa sarılmaları sona ermiş her zaman ki oturdukları çardakta oturmaya başlamışlardı. Resmen çardağın tapusu onlardaydı. Biri olmasa kesin biri oluyor çardağı boş bırakmıyordu.
Chan adliyede yaşananları tek tek dikkatle anlatmış Minho ve Jisung'un küfürlerini dinlemişti sakince. Ardından içecek alıp gelmişler 10 dakikalığına gelen Changbin ile oturmaya başlamışlardı.
"Sizin ders yok mu? Sabahtan beri buradasınız camdan izliyorum sizi."
"İşin gücün yok tabii." dedi Minho.
"Bizim birazdan diğer ders başlayacak. Profesörün acil işi çıkmış, saldı."
Jisung'un konuşmasıyla Changbin onaylayıp Chan'a döndü, ya sen? der gibi bir ifadeyle.
"Seungmin'i bekliyorum. 20 dakikaya dersinin bitmesi lazım."
"Gitmedi mi onlar ya?"
"Nereye?"
"Jeongin ile çıkmışlar. Seojin dedi. Seungmin'in yanına giderken görmüş."
Chan derin bir nefes verdi sinirle. Bu çocuk hâlâ Seungmin'in peşini bırakmamış mıydı?
"Ona ne be? Takip mi ediyor bir de, sapık." Jisung cırlayarak söylemişti.
"Hoşlanıyor işte."
"Umarım onunla bir yerde denk gelmem." dedi Chan cebinden çıkardığı telefonuyla Seungmin'in numarasını ararken.
Diğerleri konuşmaya devam ederken Chan telefonu kulağına götürdü ama alamadığı sinyal sesiyle bıraktı. Telefonu kapalı olmalıydı. Birkaç dakika daha oturmuş ardından diğerleri derse o da mühendislik binasına ilerlemişti.
Gri kapıyı açıp içeri girdi. Diş hekimliği kadar büyük bir bina olmasa bile en büyük mühendislik binası kesinlikle burasıydı. Beyaz önlüğü yüzünden birkaç yüz ona döndüğünde panoya ilerleyip ders programına bir göz attı. Seungmin'in dersinin hangi derslikte olduğunu öğrenmiş ardından asansöre binip 2.kata çıkmıştı.
Derslik 8'i aramaya başladı. Bazı dersliklerden öğrenciler çıktığı için kolidor bir anda kalabalıklaşmıştı. İleride derslik 8'i görmesiyle adımlarını hızlandırdı ve dersliğin arka kapısını sessizce açtı. Açar açmaz Hyunjin'in derslikten fırlamasıyla omuzları çarpmış bir adım geri gitmişti.
"Hayırdır?" dedi Hyunjin. Derslikten çıkıp kapıyı kapatmıştı. Ve Chan ile karşı karşıya duruyordu.
"Sana sormalı." dedi Chan kaşlarını kaldırırken.
"Sevgilime bakmaya geldim. Benim bir sebebim var. Ama senin olduğunu sanmıyorum." Tam karşısında ona meydan okurken Chan umursamazca güldü.
"Seungmin içeride mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cingulomania' |Chanmin
Fanfiction•Mpreg •Buna Cingulomania deniliyormuş biliyor musun? Yani bir kişiye sarılmak için çok fazla istek duymaya, özlediğimiz kişiyi kollarımız arasında sımsıkı sarma ihtiyacımıza verilen bir ad. Benim istediğim o kişi, sensin. Chanmin,