Beyaz eldivenlerini çıkarıp çöpe bırakırken 4.sınıfın zorluğu hakkında söylenen arkadaşlarını dinliyordu.
"Nereden seçtim bu mesleği ben? Birine baksam diğeri geliyor, diğerine baksam öteki. Pes ediyorum."
"Abartma." dedi gülerek Chan. O gayet memnundu. 4.sınıfta Üniversitesi'nin Hastanesi'nde staj görmeye başlamışlardı ve hoşuna gidiyordu. Her yaz annesinin yanında çalıştığı için neredeyse bilmediği hiçbir şey yoktu ve birazdan Seungmin'in yanına gideceği için oldukça neşeliydi. Arkadaşları ile sohbet ederek hastaneden çıkmış onlardan ayrılarak hastanenin önüne park ettiği arabasına binmişti.
Birkaç saat sonra geri dönmek zorunda olduğundan üzerindeki lacivert scrubs'ı çıkarmamış mühendislik fakültesine doğru arabasını sürmüştü. Kısa süre içerisinde fakülteye geldiğinde gülümsedi.Seungmin'in şu an bulunduğu amfiyi ders programından öğrenmiş 2.kata çıkmıştı.
Amfinin arka kapısını sessizce açtığında ona dönen birkaç gözü umursamadan sağ tarafta en önde oturan sevgilisini görmüş sessiz adımlarla sol tarafta onu görebileceği bir sıraya oturmuştu. Oturduğu sıradaki 2 kızın bakışları ona döndüğünde ufak bir baş selamı verdi.
Profesörün anlattığı konuya bir göz atıp gözlüğünü düzeltti. Seungmin'i uzaktan görüyor olmasına rağmen onun kaşlarını çattığını fark etmişti. Sağ elini sıraya koyup yanağını eline yasladı. Hayran hayran sadece Seungmin'e bakmak istiyordu şu an.
Ara sıra yanındaki Jeongin'e büyük bir odakla bir şeyler söyleyip ardından hemen hocanın anlattığına geri dönen Seungmin çok ilgi çekiciydi ona göre. Ayrıca anlatılanların hiçbirini anlamıyordu Chan.
Transformatörler, güç katsayıları, verim kavramları havada uçuyor ama Chan sadece onu izliyordu. Birkaç gözün onu izlediğini-özellikle sınıftaki kızların- bilmiyordu, umurunda da değildi gerçi.
"Hocam, ben bunu anlamıyorum. Manyetik akı yoğunluğunu bulurken neden o katsayıları almak zorundayız ki? Öyle bir şey işlediğimizi hatırlamıyorum. Ayrıca kitapta da göremedim."
Tamamen odaklandığı Seungmin'in konuşmasıyla hızla profesöre baktı Chan. Yaşlı adam bu soru karşısında gülümseyip sıraya doğru yaklaştı.
"Almamalı mıyız sence?"
Seungmin başını salladı. "Katsayıları almadan direkt formül üzerinden gidersek daha kolay oluyor. Öyle demiştiniz."
"Formülden gidildiğinde hata payı yüksek. İsteyen yapabilir tabii." Ardından sınıfa döndü profesör. Onları kandırıyordu bu sözleriyle.
"Katılıyor musunuz? Katsayı alınmadan yapılabilir mi?"
"Hayır, mutlaka almalıyız."
"Hayır hocam."
"Yok."
"Asıl öyle zor olur. Ben yapamam."
Sınıftan birkaç ses yükseldiğinde profesör tahtaya geçip Seungmin'in bahsettiği soruya yaklaştı. Chan bile dikkatle olup bitene bakıyordu.
"Size aylardır bunu anlattım." Ciddi çıkan ses tonuyla devam etti. "Eğer katsayıyı alırsanız manyetik akı yoğunluğunu bulmazsınız."
Seungmin'in yüzünde bir gülümseme oluştuğunda hoca ona yaklaşıp elindeki lacivert kalemi uzattı. "Seungmin'in dediği doğru. Çöz bakalım oğlum. Görsün arkadaşların."
Hızla kalkıp tahtaya ilerle ve Chan onun coolluğu yüzünden gülümsedi. Sınıftan birkaç kişi saçma sapan sorular sormaya devam etmiş hocanın azarlamasıyla susmuşlardı. Geçen derslerde üstüne basa basa söylediği şeyin unutulması büyük bir hayal kırıklığıydı profesör için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cingulomania' |Chanmin
Fanfiction•Mpreg •Buna Cingulomania deniliyormuş biliyor musun? Yani bir kişiye sarılmak için çok fazla istek duymaya, özlediğimiz kişiyi kollarımız arasında sımsıkı sarma ihtiyacımıza verilen bir ad. Benim istediğim o kişi, sensin. Chanmin,