Selam canlarım bu hikayeyi okuduğum bir kitaptan esinlenerek yazma kararı aldım. Şunu belirtmeliyim ki sadece hikaye fikri esinlenildi.
Umarım bu kitap hoşunuza gider beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her gidiş bir başlangıçtır ~
0.1 TANITIM :
YER: İSTANBUL CHURSANOVA MALİKANESİ
SAAT: 19:21
Medyaların göz bebeği olan Chursanova ailesi uzun bir iş gününün ardından yemek salonlarında ailecek yemek yiyorlardı. Benjamin Chursanova, önce yanında ki ilk günki gibi aşık olduğu karısına ardından karşısında ki 7 oğlu ve birtanecik kızı olan Meyra ahu' suna baktı.
Ailesi birbirlerine karşı çok sıcak bunun aksine dışardaki insanlara çok soğuk davranırlardı. Bunun bir istisnası tek aşkı Minel loren, herşeye aşırı sıcak kanlı ve sevgi dolu bir kadındı. Karısı Minel ve kızı ahu bu evin neşesi ve yaşam kaynağıdılar. Masadaki herkes bu iki kadın olmadan hayatlarına devam etmeyi aklından dahi geçirmeyi düşünemiyorlardı.
Benjamin beyin düşüncelerini bölen karısı Minel in elinin üstüne elini koymasıydı. Karısının gözlerine bakıp tekrar aldıkları karardan emin olduğunu anladı. Ardından başını çocuklarına çevirip boğazını temizledi, çocuklarının çatal ve bıçaklarını masaya bırakıp onu dinlemeye başlamasına memnunca gülümsedi.
"Sizinle konuşmamız gereken bir konu var."
Evin en büyük oğullarından biri olan Ivan Asaf elindeki su bardağından bir yudum su içerek Nahif bir şekilde masaya bıraktı.
"Seni dinliyoruz baba."
Benjamin bey derin bir nefes alıp masadaki suyu kafasına dikti. Bu hareketi oğullarından asafın dikatini çekmişti.
Evin ortancı oğullarından Arel ve arsel babalarının gerginliği'nin nedenini oldukça merak etmeye başladılar. Oğlu Maras sözü ele alarak konuyu açtı " Neler oluyor baba, bir sorun mu var?."
Benjamin bey karısının elinden güç alarak konuya girdi. " Çocuklar biliyorsunuz ki benim iki kardeşim var."
Maras sandalyesine geri yaslanıp gömleği'nin yakasın da bulunan yaka iğnesini çekiştirip babasını onayladı. " Evet baba Sare halamız dışında bir halamız daha olduğunu bize her zaman bahsettin."
"Evet çocuklar halanız Sare Chursanova yurt dışında bir görevde ayriyetten diğer halanız maral Chursanova Alaska'da yaşadığı sürece kimseyle irtibat kurmadan bir hayat sürmekte olduğunu size anlatmıştım.
Konuşmak istediğim konuya gelicek olursak Sare halanızdan bana dün gece bir telefon geldi.
Masada ki herkes Minel hariç son derece şaşkındı. Herkes maral Chursanova'nın önemli bir sebeb olmadıkça kimseyle iletişime geçmediğini bilirdi. Maral Chursanova Alaska'da bulunan School of Secrets okulunun sahibi ve müdürü olduğunu tüm dünya bilirdi.
Chursanova ailesi'nin kadınları güzelliği ve asilliğle erkekleri yakışıklı ve soğuk bakışlarıyla tanınırdı. Özellikle Minel Chursanova ve Meyra ahu Chursanovanın güzellikleri bütün dünyanın dilindeydi. Herşeyde mükemmel olan, her sektörde şirketleri olan adlarını duyuran bir aileydi.
"Fazla uzatmadan direk söylüyorum. Ahu bir süreliğine alaskaya okumak için halanızın yanına gidicek.
Herkes Benjamin beyin sözleriyle buz kesildi. Mayra'dan ayrı kalmak onlar için ölüm gibiydi ama bunun Meyranın güvenliği için olduğunun farkındaydılar.
Meyra " baba biliyorum benim iyiliğim için bu kararı verdiniz ama yinede gitmesem olmaz mı.?
"Olmaz kızım bir seneliğine alaskaya halanın yanına gitmen gerek, hem okulun için hemde güvenlik açısından bu gerekli. Bu gece özel uçağın havalimanından havalanıcak yemekten sonra eşyalarını hazırlaman gerek uçağın 12:00 'da kalkıçak".
Minel sözü devalarak " merak etme kızım bir süre sonra bizde yanına gelicez şimdilik senin güvenligini sağlamamız gerekli, ne kadar uzakta olursan ol biz senin her zaman yanındayız.
"benim küçük peri kızım abilerin , baban ve ben senin için herhangi bir problem olmadığından emin olunca yanında olucaz, hergün seninle görüntülü görüşme yapma şartıyla gidiyorsun oraya her zaman seninleyim seninleyiz bunu sakın unutma kızım".
Abileri meyraya birşey söyleyemedi. Sanki felç inmişti bedenlerine meyradan uzak kalma fikri onları öldürmekten beter yapıyordu. Hepsinin kafasında aynı düşünce vardı. Bi an önce altı ayın geçmesi ve küçük serçelerine kavuşmaları onları motive eden tek şeydi.
